ÇELİK SEKTÖRÜNDE YENİ YOL HARİTASI

12 Ağustos 2018 Pazar 22:36

ÇELİK SEKTÖRÜNDE YENİ YOL HARİTASI

Türk çelik şirketleri Trump'a karşı ABD'de dava açmaya hazırlanıyor.

Trump'ın ABD'nin Türkiye'den ithal ettiği çelik ve alüminyum üzerindeki gümrük tarifesi oranlarının iki katına çıkarılmasına yönelik kararına tepki gösteren Türk çelik şirketleri dava açmaya hazırlanıyor.

DW Türkçe'ye konuşan Çelik Federasyonu Başkanı Namık Ekinci, ABD'nin yaptırımkararının Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına aykırı olduğunu vurgulayarak, "Bu karara karşı Trump hükümetine ABD'de dava açmaya hazırlanıyoruz" dedi.

ABD pazarına yıllık toplam 2 milyon ton civarında ihracat gerçekleştirdiklerini kaydeden Ekinci, "Zaten yüzde 25 ek vergi üzerine yüzde 50 daha vergi getirilmesi ABD'ye ihracatımızı tamamen bitirecek bir gelişme. Bu kararın hiçbir hukuki geçerliliği yok' şeklinde konuştu.

'Dileğimiz siyasi yollarla çözülmesi'

Trump'ın yaptırım kararının ABD piyasasından çok Türkiye'ye zarar vereceğini dile getiren Ekinci, şöyle konuştu:

"Bu nedenle biz sektör olarak ABD'deki avukatlarımız kanalıyla, Trump'ın bu kararına karşı orada bir dava açmaya hazırlanıyoruz. Sadece Türkiye'ye yönelik bir ekonomik yaptırım kararı ABD yasalarına da Dünya Ticaret Örgütü kurallarına da uygun değil. Ama bu dava süreci bile bizim 2-3 yıl ABD'ye ihracatı unutmamız anlamına geliyor. O yüzden dileğimiz bu sorunun siyasi yollarla çözümlenmesi."

Çelik ihracatının yüzde 10'u ABD'ye

Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) verilerine göre, 2017 sonu itibariyle Türkiye'nin 11,5 milyar dolarlık toplam çelik ihracatının yaklaşık yüzde 10'u ABD'ye gerçekleştiriliyor. ABD'nin toplam çelik ithalatında Türkiye'nin payı ise yüzde 3,7.

Ek gümrük vergisine konu olan demir çelik ve alüminyum ürünlerinde Türkiye'nin ABD'ye ihracatı, 2017 yılında 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu miktar, aynı yıl 157 milyar dolar olan toplam ihracatın binde 7'sine denk geliyor.

ABD Başkanı Trump, cuma sabahı kendi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ABD'nin Türkiye'den ithal ettiği çelik ve alüminyum üzerindeki gümrük tarifesi oranlarını iki katına çıkartarak bu ürünlere sırasıyla yüzde 50 ve yüzde 20 gümrük vergisi uygulamak için talimat verdiğini bildirmişti.

 

Kaynak: Cumhuriyet

Yorumlar

Ticaret Bakanlığı: Vergiler DTÖ kurallarına aykırı

11 Ağustos 2018 Cumartesi 16:05

Ticaret Bakanlığı: Vergiler DTÖ kurallarına aykırı

Ticaret Bakanlığı: Vergiler DTÖ kurallarına aykırı

Ticaret Bakanlığı: Vergiler DTÖ kurallarına aykırı

Ticaret Bakanlığı'ndan "ABD yönetimi tarafından bugün duyurulan çelik ve alüminyuma ek vergiler Dünya Ticaret Örgütü kurallarına aykırıdır." açıklaması yapıldı.

Ticaret Bakanlığı, Amerikan yönetiminin Türkiye'den yapılacak alüminyum ve çelik ithalatında gümrük vergilerinin sırasıyla yüzde 20 ve yüzde 50'ye çıkarılacağı yönündeki kararına ilişkin, "ABD yönetimi tarafından bugün duyurulan çelik ve alüminyuma ek vergiler Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına aykırıdır." açıklamasında bulundu. 

Bakanlığın yazılı açıklamasında bugün ABD yönetimi tarafından sosyal medya aracılığıyla yapılan duyuruda, Türkiye'den yapılacak alüminyum ve çelik ithalatında gümrük vergilerinin sırasıyla yüzde 20 ve yüzde 50'ye çıkarılacağının açıklandığı ifade edildi. 

ABD tarafından alüminyum ve çelik ithalatında 23 Mart'ta tüm ülkelere karşı sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 25 ek vergi uygulaması yürürlüğe konulduğu hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Ek gümrük vergisine konu demir çelik ve alüminyum ürünlerinde ABD'ye ihracatımız, 2017 yılında 1,1 milyar dolar olup, aynı yıl 157 milyar dolar tutarındaki toplam ihracatımız içindeki payı yüzde 0,7'ye (binde 7) tekabül etmektedir. Bahse konu ürünlerde ABD'den 2017 yılı ithalatımız 1,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. ABD yönetimi tarafından alınan kararlarda asıl kaybeden iki ülkenin üreticileri, özel sektörleri ve ihracatçılarıdır. ABD yönetimi tarafından daha önce duyurulan çelik ve alüminyum gümrük vergileri ile birlikte bugün duyurulan ek vergiler, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına aykırıdır."

Türkiye'nin kendi ticaret politikasını DTÖ kurallarına uygun şekilde belirlediği ve uyguladığı ve diğer üye ülkelerden de uluslararası kurallara aynı titizlikle riayet etmelerini beklediği vurgulanan açıklamada, "Tüm ihracatçılarımız gibi demir çelik ve alüminyum ihracatçılarımızı desteklemeye ve menfaatlerini diğer ülkelerin hukuka aykırı uygulamalarına karşı başta DTÖ olmak üzere, tüm uluslararası platformlarda savunmaya devam edeceğiz. ABD ülkemiz açısından bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da önemli bir ticaret ortağı olacaktır." ifadeleri kullanıldı. 

kaynak:dünya gazetesi

Yorumlar

ABD'nin yeni çelik tarifesi 13 Ağustos'ta başlayacak

11 Ağustos 2018 Cumartesi 16:04

ABD'nin yeni çelik tarifesi 13 Ağustos'ta başlayacak

ABD'nin yeni çelik tarifesi 13 Ağustos'ta başlayacak

ABD'nin yeni çelik tarifesi 13 Ağustos'ta başlayacak

ABD hükümeti, Türkiye'den ithal ettiği çelik üzerindeki gümrük tarifesi oranını iki katına çıkararak yüzde 50'den uygulamaya 13 Ağustos'ta başlayacağını duyurdu

Beyaz Saray ve ABD Ticaret Bakanlığından yazılı açıklama yapıldı

Beyaz Saray tarafından Başkan Donald Trump'ın imzasıyla yayımlanan açıklamada, "Çelik ithalatını daha da azaltmak ve yerli kapasite kullanımını artırmak için 13 Ağustos'tan başlayarak Türkiye'den ithal edilen çelik üzerindeki gümrük tarifesini yüzde 50 oranında uygulamanın gerekli ve uygun olduğuna karar verdim." ifadesi kullanıldı.

ABD Ticaret Bakanlığından yapılan ve Bakan Wilbur Ross'un ifadeleri aktarılan yazılı açıklamada ise "Başkan Trump, Türkiye Cumhuriyeti'nden ithal edilen çelik üzerindeki gümrük tarifesi oranını yüzde 25'ten yüzde 50'ye yükseltti." bilgisine yer verildi.

Trump, cuma sabahı kendi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ABD'nin Türkiye'den ithal ettiği çelik ve alüminyum üzerindeki gümrük tarifesi oranlarını iki katına çıkartarak bu ürünlere sırasıyla yüzde 50 ve yüzde 20 gümrük vergisi uygulamak için talimat verdiğini bildirmişti.

kaynak:Dünya gazetesi

Yorumlar

Erdoğan'dan ABD'ye eleştiri

11 Ağustos 2018 Cumartesi 16:03

Erdoğan'dan ABD'ye eleştiri

Erdoğan'dan ABD'ye eleştiri: Stratejik ortağınızı bir papaza değişiyorsunuz

Erdoğan'dan ABD'ye eleştiri: Stratejik ortağınızı bir papaza değişiyorsunuz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD'dekilere tekrar sesleniyorum. Yazık, yazık. Siz NATO'daki bir stratejik ortağınızı bir papaza değişiyorsunuz." dedi.

 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ünye'de halka hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizi tehdit ediyorlar. Tehdit dili ile bu milleti asla yola getiremezsiniz. Biz, hukuk dilinden, haktan anlarız." diye konuştu.

Erdoğan, "Biz hak, hukuk neyse onun gereğini yaparız ama tehdide gelince kusura bakmasınlar. 'Şunu bunu vermeyeceğiz.' Senin olsun verme, bizde olanlar bize yeter. Biz düştüğümüz yerden evelallah kalkarız. Dün kalktık, bugün de yarın da kalkarız. Yeter ki milletim ayakta dursun." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan tekrar sesleniyorum ABD'dekilere. Yazık, yazık. Siz NATO'daki bir stratejik ortağınızı bir papaza değişiyorsunuz." dedi. 

kaynak:dünya gazetesi

Yorumlar

Bomba açıklama! Türkiye`ye 51,3 milyar dolar...

7 Ağustos 2018 Salı 15:56

Bomba açıklama! Türkiye`ye 51,3 milyar dolar...

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) İcra Direktörü Hung Tran, Türkiye`de faiz oranlarının, yatırımcıyı çekmek için yeterli bir seviyede olduğunu belirterek, "Biz mevcut koşullar altında şu ana kadar Türkiye`ye iyi bir sermaye girişi olduğunu düşünüyoruz. Şu an için Türkiye`ye bu yıl 51,3 milyar dolarlık sermaye girişi olacağı beklentimizi koruyoruz." dedi.

Uluslararası Finans Enstitüsü  (IIF) İcra Direktörü Hung Tran, AA muhabirine, gelişmekte olan ülke piyasalarına yönelik sermaye  akımları, ticaret savaşlarının etkileri ve Çin piyasasındaki son gelişmelere  ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gelişmekte olan ülkelere 2017'deki güçlü para girişlerinin ardından bu  yıl sermaye akımlarının şeklinde bazı değişiklikler yaşandığını anlatan Tran,  ikinci çeyrekteki çıkışlara rağmen hala pozitif bir görünüm bulunduğunu söyledi.

Tran, ikinci çeyrek boyunca dünya ticareti yapısındaki  değişikliklerin, bazı gelişmekte olan ülkelerde önemli dengesizliklerin artmasına  yardımcı olduğunu aktararak, bu durumun güçlü sermaye çıkışı ve yerel para  birimleri ile varlık fiyatlarında düşüşün deneyimlenmesini beraberinde  getirdiğini ifade etti.

Gelişmekte olan ülkelere ilişkin temmuz ayı verilerinin, sermaye  akışlarında toparlanmaya işaret ettiğini belirten Tran, "Gelişmekte olan ülke  varlıkları, ikinci çeyrekte yaşanan güçlü net çıkışlar sonrasında temmuz ayında  bir miktar toparlanma kaydetti. Gelişmekte olan ülkelere sermaye akımlarının  ileriye dönük devam etmesi, para politikalarındaki normalleşmenin nasıl  uygulanacağına bağlı. Eğer ABD Merkez Bankası (Fed), yıl sonuna kadar faizlerde  beklenenden daha az artırıma gider, dolar istikrar kazanır ve ticaret gerilimi  daha artmazsa, temmuz ayında görülen sermaye girişleri yıl sonuna kadar devam  edebilir. Muhtemelen gelişmekte olan ülkeler yılı net sermaye akımları açısından  pozitif tamamlayacaktır." diye konuştu.

"ÇİN VARLIK FİYATLARINDAKİ SERT DÜŞÜŞÜN KRİZE DÖNÜŞEBİLİR"

Hung Tran, Çin varlık fiyatlarındaki sert düşüşün krize  dönüşebileceğini belirterek, "Çin ile diğer birçok gelişmekte olan ülkeler  arasındaki ticaret, yatırım ve borç verme bağlantısındaki artış dolayısıyla,  Çin'de yaşanacak büyük bir mali kriz diğer gelişmekte olan ülkeler için oldukça  önemli olacaktır. Çin'deki net sermaye çıkışları, geri kalan gelişmekte olan  ülkelerdeki volatiliteyi önemli ölçüde artırabilir." dedi.

Çin varlık fiyatlarında 2015 ve 2016 yıllarında da düşüş yaşandığını  anımsatan Tran, şunları ifade etti:

"Çinli yetkililer geçmiş deneyimlerinden çok şey öğrendi. Artık daha  esnekler ve riskleri yönetmek için hazır durumdalar. Ülkede hisse senetleri yıl  başından bu yana ciddi değer kaybetti, ancak bu aşamalı bir şekilde gerçekleşti  ve panik havası olmadı. Şu anda net sermaye çıkışları, net sermaye girişi  şeklinde tersine döndü. Ben, Çinli yetkililerin bu finansal süreci yönetmek için  çok çeşitli politika tedbiri ve araca sahip olduklarını düşünüyorum. Hükümet,  ticaret gerilimine karşın büyümeyi sürdürmek ve ekonomiyi yumuşak bir inişe  yönlendirmek için daha esnek ekonomi politikalarını takip ediyor. Ben yumuşak  iniş hedefinin ulaşılabilir olduğunu düşünüyorum."

"TÜRKİYE'YE 51,3 MİLYAR DOLARLIK SERMAYE GİRİŞİ BEKLENTİMİZİ KORUYORUZ"

Hung Tran, Türkiye ekonomisi ve finansal piyasalarına yönelik de  değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'de yüksek enflasyon ve faiz ortamının bulunduğunu belirten  Tran, "Türkiye'de faiz oranları, yatırımcıyı çekmek için yeterli bir seviyede  ancak, yatırımcılar açısından Merkez Bankası'nın hangi seviyelerde ne kadar  kalacağı önemli. Çünkü uzun süre yüksek faiz oranları seviyelerinde kalınması,  ekonomik büyüme ve faaliyet üzerinde negatif bir etki yaratacaktır. Biz mevcut  koşullar altında şu ana kadar Türkiye'ye iyi bir sermaye girişi olduğunu  düşünüyoruz. Ancak girişler dış borçlanma gereksinimini karşılayacak kadar güçlü  degil. Bu yüzden döviz rezervleri ve lira üzerindeki baskı devam ediyor." diye  konuştu.

Tran, "IIF olarak Türkiye'ye bu yıl sonunda net sermaye girişi  miktarının 51,3 milyar dolar olacağını öngörüsünde bulunmuştunuz. Bu  beklentinizde revizyona gidecek misiniz?" sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:

"Biz şu an için Türkiye'ye bu yıl 51,3 milyar dolarlık sermaye girişi  olacağı beklentimizi koruyoruz. Bununla birlikte sermaye girişi kalitesi ve  sağlamlığının geçen yıla göre çok azaldığını söyleyebilirim. Dolayısıyla  beklentimizi koruyoruz ancak sermaye girişlerinin kalitesinin oldukça düşük ve  daha spekülatif olduğunu belirtmek istiyoruz."

"DAHA İSTİKRARLI BİR DOLAR ÖNGÖRÜYORUZ"

Hung Tran, gelişmiş ülke merkez bankaları para politikalarındaki  normalleşmenin, gelişmekte olan ülke piyasalarına etkilerine yönelik de  görüşlerini paylaştı.

Burada, Fed, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankası  (BoJ) para politikaları arasındaki senkronizasyonun ne ölçüde olup olmadığının  önem taşıdığını vurgulayan Tran, şimdiye kadar üç merkez bankasında da farklı bir  normalleşme hızı görüldüğünü, bu durumun tahvil faizleri ile dolar üzerinde  yukarı yönlü baskı yarattığını söyledi.

Tran, 3 büyük merkez bankasının parasal daralma uygulamasının,  gelişmekte olan ülkeler için iyi olmayabileceğini düşündüklerini aktararak, şu  değerlendirmeleri yaptı:

"Bu nedenle son yıllarda gelişmekte olan ülke piyasalarında daha fazla  volatilite görüldü. Ben, gelişmekte olan piyasalarda volatilitenin büyük  ihtimalle süreceğini ve izlenmesi gereken en önemli tarihin ECB'nin normalleşme  sürecine gireceği bu yılın sonu ve 2019 olacağını düşünüyorum. Bu süreç, tahvil  faizleri ile gelişmekte olan ülke piyasalarına sermaye girişlerini biraz daha  fazla negatif etkileyecektir. Bununla birlikte sermaye akımları açısından kilit  soru, hangi ülkelerin politika üretme ve kurumların dayanıklılığı açısından daha  ciddi dengesizlikleri karşılayabilecek göstergelere sahip olduğu olacaktır."

ABD tarafında daha sıkı bir para politikasının dolardaki güçlenmeyi  sürdürebileceğine işaret eden Tran, ancak normalleşmeyle birlikte gelişmiş ülke  merkez bankaları tarafından uygulanan para politikaları arasındaki farkın  azalacağını, bu nedenle piyasa beklentilerinin ötesinde daha istikrarlı bir dolar  öngördüklerini sözlerine ekledi.

 

Kaynak: Milliyet

Yorumlar