ZBEÜ Teknoloji Transfer Ofisi hizmete başladı

ZBEÜ Teknoloji Transfer Ofisi hizmete başladı
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi hizmet vermeye başladı.
ZBEÜ Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) aktif olarak üniversite öğretim elemanları, araştırmacıları, girişimcileri ve öğrencileri için aktif olarak destek vermeye başladı. TTO’nun farkındalık, eğitim, burs ve destek programlarından yararlanma, üniversite sanayi işbirliği, sınai mülkiyet hakları yönetimi, Ar-Ge sonuçlarının ticarileştirilmesi, lisanslama, şirketleşme ve girişimciliğe dair faaliyetlerde bulunacağını belirten TTO Koordinatörü Öğr. Gör. Mesut Karakoca, ofisin faaliyetleri ile beraber üniversitenin öğretim elemanları ve öğrencilerinin ulusal ve uluslararası proje çağrıları hakkında bilgilendirilerek burs ve desteklerden daha fazla yararlanmalarının, üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde öğretim elemanlarının işbirliği süreçlerine katılımının sağlanmasıyla ulusal projeler geliştirilmesinin, ön kuluçka veya kuluçka aşamalarındaki araştırmacıların yönlendirilmesinin, sınaî mülkiyet hakları, şirketleşme ve girişimcilik hizmetlerinin verilmesinin amaçlandığını belirtti.
Karakoca, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB), Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB), Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından bireysel, araştırma ekipleri ve sanayi bazında farklı hedef gruplarına dair yürütülmekte olan 40’tan fazla programın, diğer ulusal destekler ve AB Ufuk 2020 programlarının çağrı tarihleri, başvuru şartları ve burs / destek miktarları hakkında bilgi almak isteyen öğretim elemanları ve öğrencilerin TTO web sitesini (http://tto.beun.edu.tr/) veya Mühendislik Fakültesi Dekanlığı ikinci katında yer alan TTO Koordinatörlüğünü ziyaret etmelerini tavsiye etti.
Rektör Prof. Dr. Mustafa Çufalı, TTO’nun Üniversite öğretim elemanları, araştırmacıları ve girişimcilerine yönelik yürüteceği tanıtım, proje destek, üniversite-sanayi işbirliği ve fikri mülkiyet alanlarındaki etkinliklerinin üniversite proje, patent ve ticarileştirme oranlarının artmasını sağlayacağına ve TTO’nun ilgili diğer birimler ile eşgüdüm içinde çalışarak Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi sıralamasında üniversiteyi üst sıralara taşıyacağına inandığını belirtti.
2019-2020 Akademik yılı kapsamında Farabi ve İbni Sina Kampüslerinde güz ve bahar yarıyıllarında olmak üzere yılda en az 2 defa TÜBİTAK - BİDEB, ARDEB, TEYDEB ve AB Ufuk 2020 burs ve desteklerinin tanıtılacağını ve güz etkinliklerinin 17 Ekim’de başlayacağını ifade eden Rektör Çufalı, etkinlik programı hakkında detaylı bilginin Koordinatörlük web sitesinde yer aldığını söyledi.
Alaplı TSO Kaymakam Yılmaz'ı ziyaret etti

Alaplı TSO Kaymakam Yılmaz'ı ziyaret etti
Alaplı Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) yöneticileri, ilçe Kaymakamlığı’na atanarak göreve başlayan Vedat Yılmaz'ı makamında ziyaret etti.
Ziyarette Meclis Başkanı Nedim Kaplancan, Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ocak ve beraberindeki heyet, Kaymakam Vedat Yılmaz ile tek tek tanıştıktan sonra Kaymakam Yılmaz'da kısaca mesleki geçmişinden bahsetti ve Alaplı ilçesi Kaymakamı olarak göreve başlamış olmasından duyduğu memnuniyeti belirtti.
"Bin 500 Kişiye İş İmkanı Sağlayacağız"
Görüşmeler sırasında Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ocak, Alaplı'nın genel durumu ticari ve sanayi yapısı ile Alaplı organize sanayi bölgesi hakkında da kısa bilgiler verdi.Alaplı ilçesinin coğrafi açıdan çok önemli bir yerde olduğunu belirten Ocak konuşmasını şöyle sürüdü; " Alaplı Organize sanayi Bölgesinin alt yapı çalışmaları tamamlanmak üzere. Enerji nakil ihalesi tamamlandı. Daha sonra doğal gaz ve telefon, internet ve iletişim hatları çekilerek alt yapı çalışmalarını tamamlayacağız. Organize sanayi bölgesindeki fabrikalar üretime geçtiğinde ilçede bin 500 kişiye istihdam sağlayacağını düşünüyoruz" dedi.
"Aytek Alaplı İçin Çok Önemli Bir Yatırım"
Alaplı'da yıllardır faaliyete geçmesi için büyük emek sarf edilen Ahşap, Yat ve Tekne Kooperatifi (AYTEK)'in gerek ilçe için gerekse bölge için çok büyük önem taşıdığını ifade eden Ocak; " Ahşap, Yat ve Tekne Kooperatifi (AYTEK)'in gerek ilçemiz, gerekse bölgemiz için çok önemli bir yatırım olacaktır. AYTEK Kooperatifinin Alaplı'da yatırıma başlaması için görüşmeler başlamış olup, Tuzla, Yalova ve diğer bölgelerdeki yatırımcılarımızı bölgemize çekerek burada yatırım şartlarının oluşturulması noktasında tüm muhatapları ile görüş birliğine varılmış olup en kısa zamanda kamuoyuyla paylaşılacaktır. dedi.
Ardından Kaymakam Yılmaz, yapılan ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek teşekkür etti.
Ereğli Belediyesi'nden okullara destek!!

Ereğli Belediyesi'nden okullara destek!!
Kdz. Ereğli Belediyesi, 2019-2020 eğitim-öğretim dönemi öncesi ilçedeki okullarda yıkama, tırpan ve çevre düzenleme çalışması yaptı, okullar öğrenci ve öğretmenlere hazır hale getirildi.
Pazartesi günü başlayacak olan yeni eğitim-öğretim dönemi öncesi Kdz. Ereğli Belediyesi, Başkan Halil Posbıyık’ın talimatıyla okullara destek oldu.
Temizlik İşleri ve Park Bahçeler Müdürlüğü, Kız Meslek Lisesi, Pestilci İlkokulu, Denizcilik Lisesi, Hamzafakıhlı İlkokulu, İsmet İnönü İlkokulu, Kışla Mahmut Likoğlu İlkokulu, Ereğli Lisesi, Saniye Erdoğan Anaokulu, Ereğli İlkokulu, Endüstri Meslek Lisesi, Fen Lisesi, İMKB Anadolu Lisesi, Köseler İzmirlioğlu İlkokulu, Dikmen İlkokulu, Ereğli Anadolu Lisesi, Kavaklık İlkokulu, Celalettin Ökten İmam Hatip Okulu, Orhan Oğuz İlkokulu, Kadri Yılmaz Lisesi, Atatürk Ortaokulu, Fazlı Erdoğan İmam Hatip Okulu ve İhsan Yılmaz Okulu’nda yıkama ve tırpan çalışması yaptı ayrıca Kavaklık İlkokulu ve İsmet İnönü İlkokulu’nda çevre düzenlemesi çalışması yaptı.
Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından ise Turgut Reis Ortaokulu, Kışla Mahmut Likoğlu Ortaokulu, Cumhuriyet Ortaokulu, Ören İlköğretim Okulu, Mehmet Ali ve Kadri Yılmaz Anadolu Lisesi, Ömerli İsmail Canbaz İlkokulu, Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Kışla Ortaokulu’nda ve okul çevrelerinde ilaçlama çalışması yapıldı.
İlaçlama çalışmaları, Köseler İbrahim İzmirlioğlu İlkokulu, Mehmet Ali ve Kadri Yılmaz Anadolu Lisesi ile Ereğli İlkokulu’nda devam edecek.
"Otobüs firmaları, vatandaşları mağdur ediyor."

"Otobüs firmaları, vatandaşları mağdur ediyor."
Kdz. Ereğli Belediyesi terminalde şubesi bulunan otobüs firmalarına Pazaryeri dükkanlarında bilet satış yeri gösterdi. Ancak firmalar, çeşitli gerekçeler ileri sürüp çarşı merkezinde bilet satış noktası açmayarak ve servis hizmeti sunmayarak vatandaşları mağdur etmeyi sürdürüyor.
Kdz. Ereğli Atatürk Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin yeni yerinde hizmet vermeye başlamasının ardından özellikle şehir merkezindeki yolcuların bilete ulaşma konusunda yaşadıkları mağduriyet, otobüs firmalarının çarşı merkezinde satış noktası açmaması ve servis hizmeti sunmamaları nedeniyle devam ediyor.
Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın talimatıyla Belediye Başkan Yardımcısı M.Tayyar Mendeş, terminalde şubesi bulunan otobüs firmalarının temsilcileriyle sorunu aşmak için belediyede bir toplantı gerçekleştirdi.
Firma temsilcileri, toplantıda Kdz. Ereğli Belediyesi’nin kendilerine pazaryerinde bulunan dükkanları bilet satış yeri olarak göstermesini “ekonomik gerekçe” ileri sürerek kabul etmediklerini bildirdiler.
MENDEŞ: VATANDAŞI MAĞDUR EDİYORSUNUZ
Başkan Yardımcısı Mendeş, firma temsilcilerine belediye olarak her türlü kolaylığı sağladıklarını, SİT alanı olduğu için eski terminal karşısındaki bilet satış noktalarını boşaltmak zorunda kaldıklarını belirterek, “Ticari kaygılarla halkımızı mağdur etmenize göz yumamayız” dedi.
Mendeş şunları söyledi:
“İlk göreve geldiğimiz zaman Şehirlerarası Otobüs İşletmeleri’nin Elif Otel karşısında bilet satış yerleri vardı. Burasının SİT alanı olması nedeniyle kullanılamayacağı şeklinde devlet birimlerinden bize uyarı geldi ve firmalara belli bir süre vererek yasal olarak boşaltmak zorunda kalındı. Otobüs firmaları bizden alternatif bir yer göstermemizi istediler. Başkanımız Sayın Halil Posbıyık’ın talimatıyla kendilerine pazaryerinde yeni yapılan dükkanlardan yer gösterdik. Gerek İstanbul, gerekse Ereğli büyüklüğündeki yerleşim yerlerinde otobüs firmaları şehir merkezinde herhangi bir yerde kiraladıkları ofisler aracılığıyla bilet satış işlemlerini gerçekleştiriyorlar. Ereğli’de de bunun yapılması gerekiyor. Biz yine de firmalara yardımcı olmak için özellikle belli yaşın üstündeki ve internet üzerinden bilet almayı gerçekleştiremeyen vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek adına pazaryeri dükkanlarımızdan yer gösterdik. Yasal olarak çok cüz-i kira bedeli karşılığında buradan bilet satış yapabileceklerini belirttik. Firma temsilcileri bugün bize cevaplarını ilettiler. Gösterdiğimiz bütün kolaylıklara rağmen çeşitli gerekçeler göstererek bilet satış yeri açamayacaklarını belirttiler ve vatandaşlarımızı mağdur etmeye devam ediyorlar.”
MUHARREM AYI VE KERBELÂ

MUHARREM AYI VE KERBELÂ
Değerli Okurlarım,
Aşure günü, bu sene 9 Eylül 2019 Pazartesi gününe denk gelmektedir. İnşallah önümüzdeki hafta boyunca bütün lezzetiyle pişirilen aşure ikramlarını tadacağız. Belediyemizin geleneksel Aşure programı ise, 13 Eylül Cuma namazının hemen akabinde gerçekleştirilecektir.
Zaman, ömrümüzü içinde yaşadığımız bir süreçtir. Dünya ve âhiret mutluluğumuzu kazanabilmek için zamanımızı iyi değerlendirmemiz gerektiği, yüce Kur’ân’ın ve Hz. Peygamberin üzerine vurgu yaptığı önemli bir konudur. Kur’ân; ‘‘Eşhüru’l-hurum’’ ifadesi ile on iki aydan dördünü ön plana çıkarmaktadır. (1) Hz. Peygamber ‘‘…Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aydır ki; Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Recep’tir’’ (2) buyurarak, bu ayların önemine dikkat çekmektedir.
Kelime manası hürmete layık, haram kılınmış anlamına gelen ‘‘muharrem’’ kelimesi, diğer haram ayların da ismi olmuştur. Nitekim Muharrem ayı, tarih boyunca insanlık için dönüm noktaları sayılabilecek önemli olayların cereyan ettiği bir aydır. Aynı zamanda on iki ay ve 355 gün olan kamerî ayların ilki olması itibari ile hicrî yılbaşı olma özelliği taşır. Çünkü Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye göç ettiği 622 yılı, Hz. Ömer’in hilafeti sırasında takvim başlangıcı yapılmıştır.
Muharrem ayının onuncu günü, Aşure günü olarak tarihteki önemli konumunu değişik özellikleri ile bünyesinde toplamıştır. Örneğin Yahudilerin de oruç tuttuğu bu günde, Hz. Peygamber Aşure orucunu Müslümanlara da tavsiye etmiştir.(3) Hz. Aişe’den rivayet edilen bir hadise göre ise; Aşure gününde oruç tutma hususunda insanlar muhayyerdirler: ‘‘Aşure günü Kâbe’nin örtüsünün değiştirildiği gündür. Allah Teâlâ Ramazan orucunu farz kılınca, Allah Resulü, ‘dileyen Aşure günü oruç tutsun, tutmak istemeyende tutmasın’ dedi.’’(4)
Muharrem ayı ve Aşure gününde meydana gelen bazı önemli olaylar
Yüce Allah Fecr suresinde 10 geceye dikkat çekmektedir.(5) Bu ayetin tefsirlerde değişik şekillerde yorumları yapılmaktadır. Bazı tefsirlerde Allah’ın on Peygamberine on Mucize verdiği anlatılır. Şii tefsirler de ise sadece Kerbelâ vurgusu yapılarak Muharrem ayının ilk on gecesine dikkatler çekilmektedir. Bu yorumlardan birkaç tanesi şunlardır:
• Hz. Âdem’in tövbesinin kabul edilmesi, affedilmesi
• Hz. İbrahim’in, Nemrut’un ateşinden kurtulması
• Hz. Yakup’un oğlu Yusuf’a kavuşması
• Hz. Musa’nın Firavun’un elinden kurtulması
• Hz. Nuh’un Tufandan kurtulup, geminin Cudi dağına istivası (6).
Bu rivayetlere itibar olunmuştur ki; Osmanlılar döneminde Muharrem ayının ayrı bir önemle karşılandığını görmekteyiz. Bu ayda şairlerin ‘‘Muharremiye’’ adı verilen manzum şiirler yazıp padişaha arz ettikleri ve padişahın da ‘‘Muharremiye Bahşişleri’’ denilen hediyeler dağıttığı bilinmektedir.
Yüreklerimizi Sızlatan Kerbelâ Hadisesi
Âşık Yunus der ki:
Şehitlerin ser çeşmesi Enbiyanın bağrı başı,
Evliyanın gözü yaşı, Hasan ile Hüseyin’dir.
Hz. Ali babaları, Muhammed’dir dedeleri,
Arşın iki küpeleri Hasan ile Hüseyin’dir.
Kerbelâ’dır yazıları, şehit olmuş gazileri,
Fatma ana kuzuları, Hasan ile Hüseyin’dir.
Değerli Dostlarım,
Ebû Süfyan’ın torunu, Muaviye’nin oğlu Emevî Devletinin II. Halifesi Yezid, iktidar hırsıyla, Cuma’ya rastlayan bir Aşure gününde, Hz. Hüseyin’in başında olduğu çoğunluğu Ehl-i Beyt’in (Hz. Peygamberin ev halkı) kadın ve çocuklarından oluşan 72 kişiyi, Kerbelâ sahrasında hunharca şehit etmiştir.
Yüce Kur’ân’da, cana kıymak haram kılınmış ve bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmeye, bir hayatı kurtarmakta bütün insanlığı kurtarmaya denk tutulmuştur.(7) Bu elim hadise, bütün Müslümanlar için büyük bir acı ve travma olmuştur. Bu travma, Yezid’i zulmün ve zalimlerin, Hz. Hüseyin’i de, mazlumların ve ezilmişlerin sembolü haline getirmiştir.(8)
Bize düşen görev; Kerbelâ’ya sadece ağlamak ve yeni olmuşçasına dövünmek yerine, onu doğru okuyup yeni Kerbelâ’ların önüne geçmektir. Bunun yolu; doğru, sağlam ve güvenilebilir bilgi ile kendi geleceğimizi inşa etmek için harekete geçmektir. Mazide yaşayanların asla gelecekleri olamaz. İnsanlar Kerbelâ’yı doğru okumayı başaramazlarsa, İslam dünyasının her yeri Kerbelâ haline gelebilir.(9)
Bugün Kerbelâ olayının hatırasını, yas günü olarak algılayan bazı Müslümanlar, on Muharremde sergiledikleri etkinliklerde ‘‘kendi kendine işkence’’ denilebilecek uygulamalar yapmaktadır. Bu durum İslam’a aykırıdır. Zira Hz. Peygamber ‘‘Yüzüne vurarak, yakasını yırtarak, cahiliye adetlerini sürdüren bizden değildir’’ buyurmuştur.(10)
Kerbelâ sembol olmuştur. Şahıslar, olayın mekânı ve meydana geldiği zaman dilimi kutsallaştırılmış ve bu olay üzerinden önemli semboller üretilmiştir. Mesela Kerbelâ toprağının kutsallığına inanılmış, toprağından secde taşı (türbe/mühür) ve tespih yapma adet olmuştur. Ayrıca orayı ziyaret etmek, orada ağlamak, fazilet ve sevap sayılmıştır.(11)
Değerli Okurlarım,
Kerbelâ’dan söz etmekteki amacımız, eski yaraları kaşımak değildir. Bilakis Kerbelâ’ların tekrarlanmaması için gereken önlemleri almak içindir. Geçmişini kutsallaştıranlar ya da yok sayanlar, geçmişin doğru anlaşılmasını zorlaştırmaktadırlar. Bu gün bütün Müslümanları ağlatan Kerbelâ hadisesini iyi anlayabilirsek, geçmişin yükü altında ezilmek yerine, ondan gerekli dersleri çıkarabiliriz.
Muaviye’nin, Hz. Osman’ın öldürülmesinden sonra Şam’da başlattığı, kendisine iktidar yolunu açan desiselerle dolu siyaset kampanyası, Hz. Ali’yi Hz. Osman’ın katili olarak ilan etmesi, Sıffin savaşının en kritik anında iken Kur’ân sayfalarını mızrakların ucuna astırması, iktidar hırsının insana neler yaptırabileceğinin en büyük göstergesidir.
Nitekim Kerbelâ’nın sebebini, Muaviye’nin ve oğlu Yezid’in iktidar hırsında aramak gerekmektedir. İslam dünyasını kan gölüne çeviren Muaviye ve Yezid’lerin hırsları, aç gözlülükleri değil de nedir?
Bu sebeple geçmişten ders çıkarmak, dinin siyasal bir ideolojiye indirgenmesini önlemek ve insanın bizatihi değer olduğunu kavramak gerekir.
Hz. Hüseyin’e reva görülen bu muamele ne kadar haksız ve ne kadar üzücü olursa olsun, Müslümanlar arasında ayrılık ve husumet söz konusu olmamalıdır. Yapılması gereken şey, Hz. Hüseyin’i anlamaya çalışarak vicdanların sorgulanmasıdır.
Hile ve desise ile Hz. Hüseyin’e kıyanların, sıcak çölde ona ve evlatlarına bir yudum suyu çok görenlerin ve hunharca Ehl-i Beyt’in bu güzide insanlarını şehit edenlerin avukatlığını yapanların vicdanlarını sorgulayabilmeleri gerekir.
Değerli Dostlarım, daha önceki bir köşe yazımda da belirttiğim gibi, Hz. Peygamberin hayatında tarikatlar ve mezhepler yoktur. Mezhepler; din anlayışındaki farklılaşmaların kurumsallaşmaları sonucu ortaya çıkan beşeri oluşumlardır. Adı ne olursa olsun, herhangi bir mezhebin veya tarikatın İslam’la özdeşleşmesi mümkün değildir.
Neticede Hz. Hüseyin, Kerbelâ’daki haklı mücadelesine rağmen asil duruşu ve eğilmeden onurlu direnişiyle insanlığın ve müminlerin gönüllerinde taht kurmuş, bu zulmü reva görenler ise, insanlığın ortak vicdanında mahkûm olmuştur.
Kerbelâ şehitlerinin efendisi Hz. Hüseyin başta olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor ve yâd ediyoruz. Herkesin Aşuresini Allah kabul etsin…
Ne mutlu tarihten ibret alabilenlere ve bize her yer Kerbelâ diyebilenlere. Sevgi, saygı, muhabbet ve esenlikler dilerim. Allah’a emanet olun.
Dr. Metin Avcı