"Otobüs firmaları, vatandaşları mağdur ediyor."

"Otobüs firmaları, vatandaşları mağdur ediyor."
Kdz. Ereğli Belediyesi terminalde şubesi bulunan otobüs firmalarına Pazaryeri dükkanlarında bilet satış yeri gösterdi. Ancak firmalar, çeşitli gerekçeler ileri sürüp çarşı merkezinde bilet satış noktası açmayarak ve servis hizmeti sunmayarak vatandaşları mağdur etmeyi sürdürüyor.
Kdz. Ereğli Atatürk Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin yeni yerinde hizmet vermeye başlamasının ardından özellikle şehir merkezindeki yolcuların bilete ulaşma konusunda yaşadıkları mağduriyet, otobüs firmalarının çarşı merkezinde satış noktası açmaması ve servis hizmeti sunmamaları nedeniyle devam ediyor.
Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın talimatıyla Belediye Başkan Yardımcısı M.Tayyar Mendeş, terminalde şubesi bulunan otobüs firmalarının temsilcileriyle sorunu aşmak için belediyede bir toplantı gerçekleştirdi.
Firma temsilcileri, toplantıda Kdz. Ereğli Belediyesi’nin kendilerine pazaryerinde bulunan dükkanları bilet satış yeri olarak göstermesini “ekonomik gerekçe” ileri sürerek kabul etmediklerini bildirdiler.
MENDEŞ: VATANDAŞI MAĞDUR EDİYORSUNUZ
Başkan Yardımcısı Mendeş, firma temsilcilerine belediye olarak her türlü kolaylığı sağladıklarını, SİT alanı olduğu için eski terminal karşısındaki bilet satış noktalarını boşaltmak zorunda kaldıklarını belirterek, “Ticari kaygılarla halkımızı mağdur etmenize göz yumamayız” dedi.
Mendeş şunları söyledi:
“İlk göreve geldiğimiz zaman Şehirlerarası Otobüs İşletmeleri’nin Elif Otel karşısında bilet satış yerleri vardı. Burasının SİT alanı olması nedeniyle kullanılamayacağı şeklinde devlet birimlerinden bize uyarı geldi ve firmalara belli bir süre vererek yasal olarak boşaltmak zorunda kalındı. Otobüs firmaları bizden alternatif bir yer göstermemizi istediler. Başkanımız Sayın Halil Posbıyık’ın talimatıyla kendilerine pazaryerinde yeni yapılan dükkanlardan yer gösterdik. Gerek İstanbul, gerekse Ereğli büyüklüğündeki yerleşim yerlerinde otobüs firmaları şehir merkezinde herhangi bir yerde kiraladıkları ofisler aracılığıyla bilet satış işlemlerini gerçekleştiriyorlar. Ereğli’de de bunun yapılması gerekiyor. Biz yine de firmalara yardımcı olmak için özellikle belli yaşın üstündeki ve internet üzerinden bilet almayı gerçekleştiremeyen vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek adına pazaryeri dükkanlarımızdan yer gösterdik. Yasal olarak çok cüz-i kira bedeli karşılığında buradan bilet satış yapabileceklerini belirttik. Firma temsilcileri bugün bize cevaplarını ilettiler. Gösterdiğimiz bütün kolaylıklara rağmen çeşitli gerekçeler göstererek bilet satış yeri açamayacaklarını belirttiler ve vatandaşlarımızı mağdur etmeye devam ediyorlar.”
MUHARREM AYI VE KERBELÂ

MUHARREM AYI VE KERBELÂ
Değerli Okurlarım,
Aşure günü, bu sene 9 Eylül 2019 Pazartesi gününe denk gelmektedir. İnşallah önümüzdeki hafta boyunca bütün lezzetiyle pişirilen aşure ikramlarını tadacağız. Belediyemizin geleneksel Aşure programı ise, 13 Eylül Cuma namazının hemen akabinde gerçekleştirilecektir.
Zaman, ömrümüzü içinde yaşadığımız bir süreçtir. Dünya ve âhiret mutluluğumuzu kazanabilmek için zamanımızı iyi değerlendirmemiz gerektiği, yüce Kur’ân’ın ve Hz. Peygamberin üzerine vurgu yaptığı önemli bir konudur. Kur’ân; ‘‘Eşhüru’l-hurum’’ ifadesi ile on iki aydan dördünü ön plana çıkarmaktadır. (1) Hz. Peygamber ‘‘…Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aydır ki; Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Recep’tir’’ (2) buyurarak, bu ayların önemine dikkat çekmektedir.
Kelime manası hürmete layık, haram kılınmış anlamına gelen ‘‘muharrem’’ kelimesi, diğer haram ayların da ismi olmuştur. Nitekim Muharrem ayı, tarih boyunca insanlık için dönüm noktaları sayılabilecek önemli olayların cereyan ettiği bir aydır. Aynı zamanda on iki ay ve 355 gün olan kamerî ayların ilki olması itibari ile hicrî yılbaşı olma özelliği taşır. Çünkü Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye göç ettiği 622 yılı, Hz. Ömer’in hilafeti sırasında takvim başlangıcı yapılmıştır.
Muharrem ayının onuncu günü, Aşure günü olarak tarihteki önemli konumunu değişik özellikleri ile bünyesinde toplamıştır. Örneğin Yahudilerin de oruç tuttuğu bu günde, Hz. Peygamber Aşure orucunu Müslümanlara da tavsiye etmiştir.(3) Hz. Aişe’den rivayet edilen bir hadise göre ise; Aşure gününde oruç tutma hususunda insanlar muhayyerdirler: ‘‘Aşure günü Kâbe’nin örtüsünün değiştirildiği gündür. Allah Teâlâ Ramazan orucunu farz kılınca, Allah Resulü, ‘dileyen Aşure günü oruç tutsun, tutmak istemeyende tutmasın’ dedi.’’(4)
Muharrem ayı ve Aşure gününde meydana gelen bazı önemli olaylar
Yüce Allah Fecr suresinde 10 geceye dikkat çekmektedir.(5) Bu ayetin tefsirlerde değişik şekillerde yorumları yapılmaktadır. Bazı tefsirlerde Allah’ın on Peygamberine on Mucize verdiği anlatılır. Şii tefsirler de ise sadece Kerbelâ vurgusu yapılarak Muharrem ayının ilk on gecesine dikkatler çekilmektedir. Bu yorumlardan birkaç tanesi şunlardır:
• Hz. Âdem’in tövbesinin kabul edilmesi, affedilmesi
• Hz. İbrahim’in, Nemrut’un ateşinden kurtulması
• Hz. Yakup’un oğlu Yusuf’a kavuşması
• Hz. Musa’nın Firavun’un elinden kurtulması
• Hz. Nuh’un Tufandan kurtulup, geminin Cudi dağına istivası (6).
Bu rivayetlere itibar olunmuştur ki; Osmanlılar döneminde Muharrem ayının ayrı bir önemle karşılandığını görmekteyiz. Bu ayda şairlerin ‘‘Muharremiye’’ adı verilen manzum şiirler yazıp padişaha arz ettikleri ve padişahın da ‘‘Muharremiye Bahşişleri’’ denilen hediyeler dağıttığı bilinmektedir.
Yüreklerimizi Sızlatan Kerbelâ Hadisesi
Âşık Yunus der ki:
Şehitlerin ser çeşmesi Enbiyanın bağrı başı,
Evliyanın gözü yaşı, Hasan ile Hüseyin’dir.
Hz. Ali babaları, Muhammed’dir dedeleri,
Arşın iki küpeleri Hasan ile Hüseyin’dir.
Kerbelâ’dır yazıları, şehit olmuş gazileri,
Fatma ana kuzuları, Hasan ile Hüseyin’dir.
Değerli Dostlarım,
Ebû Süfyan’ın torunu, Muaviye’nin oğlu Emevî Devletinin II. Halifesi Yezid, iktidar hırsıyla, Cuma’ya rastlayan bir Aşure gününde, Hz. Hüseyin’in başında olduğu çoğunluğu Ehl-i Beyt’in (Hz. Peygamberin ev halkı) kadın ve çocuklarından oluşan 72 kişiyi, Kerbelâ sahrasında hunharca şehit etmiştir.
Yüce Kur’ân’da, cana kıymak haram kılınmış ve bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmeye, bir hayatı kurtarmakta bütün insanlığı kurtarmaya denk tutulmuştur.(7) Bu elim hadise, bütün Müslümanlar için büyük bir acı ve travma olmuştur. Bu travma, Yezid’i zulmün ve zalimlerin, Hz. Hüseyin’i de, mazlumların ve ezilmişlerin sembolü haline getirmiştir.(8)
Bize düşen görev; Kerbelâ’ya sadece ağlamak ve yeni olmuşçasına dövünmek yerine, onu doğru okuyup yeni Kerbelâ’ların önüne geçmektir. Bunun yolu; doğru, sağlam ve güvenilebilir bilgi ile kendi geleceğimizi inşa etmek için harekete geçmektir. Mazide yaşayanların asla gelecekleri olamaz. İnsanlar Kerbelâ’yı doğru okumayı başaramazlarsa, İslam dünyasının her yeri Kerbelâ haline gelebilir.(9)
Bugün Kerbelâ olayının hatırasını, yas günü olarak algılayan bazı Müslümanlar, on Muharremde sergiledikleri etkinliklerde ‘‘kendi kendine işkence’’ denilebilecek uygulamalar yapmaktadır. Bu durum İslam’a aykırıdır. Zira Hz. Peygamber ‘‘Yüzüne vurarak, yakasını yırtarak, cahiliye adetlerini sürdüren bizden değildir’’ buyurmuştur.(10)
Kerbelâ sembol olmuştur. Şahıslar, olayın mekânı ve meydana geldiği zaman dilimi kutsallaştırılmış ve bu olay üzerinden önemli semboller üretilmiştir. Mesela Kerbelâ toprağının kutsallığına inanılmış, toprağından secde taşı (türbe/mühür) ve tespih yapma adet olmuştur. Ayrıca orayı ziyaret etmek, orada ağlamak, fazilet ve sevap sayılmıştır.(11)
Değerli Okurlarım,
Kerbelâ’dan söz etmekteki amacımız, eski yaraları kaşımak değildir. Bilakis Kerbelâ’ların tekrarlanmaması için gereken önlemleri almak içindir. Geçmişini kutsallaştıranlar ya da yok sayanlar, geçmişin doğru anlaşılmasını zorlaştırmaktadırlar. Bu gün bütün Müslümanları ağlatan Kerbelâ hadisesini iyi anlayabilirsek, geçmişin yükü altında ezilmek yerine, ondan gerekli dersleri çıkarabiliriz.
Muaviye’nin, Hz. Osman’ın öldürülmesinden sonra Şam’da başlattığı, kendisine iktidar yolunu açan desiselerle dolu siyaset kampanyası, Hz. Ali’yi Hz. Osman’ın katili olarak ilan etmesi, Sıffin savaşının en kritik anında iken Kur’ân sayfalarını mızrakların ucuna astırması, iktidar hırsının insana neler yaptırabileceğinin en büyük göstergesidir.
Nitekim Kerbelâ’nın sebebini, Muaviye’nin ve oğlu Yezid’in iktidar hırsında aramak gerekmektedir. İslam dünyasını kan gölüne çeviren Muaviye ve Yezid’lerin hırsları, aç gözlülükleri değil de nedir?
Bu sebeple geçmişten ders çıkarmak, dinin siyasal bir ideolojiye indirgenmesini önlemek ve insanın bizatihi değer olduğunu kavramak gerekir.
Hz. Hüseyin’e reva görülen bu muamele ne kadar haksız ve ne kadar üzücü olursa olsun, Müslümanlar arasında ayrılık ve husumet söz konusu olmamalıdır. Yapılması gereken şey, Hz. Hüseyin’i anlamaya çalışarak vicdanların sorgulanmasıdır.
Hile ve desise ile Hz. Hüseyin’e kıyanların, sıcak çölde ona ve evlatlarına bir yudum suyu çok görenlerin ve hunharca Ehl-i Beyt’in bu güzide insanlarını şehit edenlerin avukatlığını yapanların vicdanlarını sorgulayabilmeleri gerekir.
Değerli Dostlarım, daha önceki bir köşe yazımda da belirttiğim gibi, Hz. Peygamberin hayatında tarikatlar ve mezhepler yoktur. Mezhepler; din anlayışındaki farklılaşmaların kurumsallaşmaları sonucu ortaya çıkan beşeri oluşumlardır. Adı ne olursa olsun, herhangi bir mezhebin veya tarikatın İslam’la özdeşleşmesi mümkün değildir.
Neticede Hz. Hüseyin, Kerbelâ’daki haklı mücadelesine rağmen asil duruşu ve eğilmeden onurlu direnişiyle insanlığın ve müminlerin gönüllerinde taht kurmuş, bu zulmü reva görenler ise, insanlığın ortak vicdanında mahkûm olmuştur.
Kerbelâ şehitlerinin efendisi Hz. Hüseyin başta olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor ve yâd ediyoruz. Herkesin Aşuresini Allah kabul etsin…
Ne mutlu tarihten ibret alabilenlere ve bize her yer Kerbelâ diyebilenlere. Sevgi, saygı, muhabbet ve esenlikler dilerim. Allah’a emanet olun.
Dr. Metin Avcı
HAYAT’lar kurtulsun...

HAYAT’lar kurtulsun...
Karadeniz Ereğli’de yaşayan lösemi hastası için Karadeniz Ereğli Beşiktaş Taraftarları Derneği ve Zonguldak Kızılay Kan Merkezi işbirliğiyle düzenlenen ‘Kök Hücre ve Kan Bağışı Kampanyası’na vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) Batı Karadeniz Bölge Kan Merkezi Sorumlusu ve Kök Hücre Bağışçısı Kazanım Uzmanı Adem Budayoğlu, “. Bu bir kişi için yapılan bir çalışma değil. Nakil bekleyen o kadar çok hasta var ki. Belki o hastaya değil, başka bir hastaya uyum olacak. Önemli olan o kararlılığın devam etmesi. Vazgeçmemesi” dedi.
Karadeniz Ereğli Beşiktaş Taraftarları Derneği tarafından Lösemi Hastası Banu Uzun için, “Bir Hayat İçin 10 Dakikanızı Ayırın” sloganı ile düzenlenen kampanya başladı. Atatürk Anıtı önünde düzenlenen kampanya çerçevesinde, vatandaşlar kan örneği vermek ve Lösemi Hastası Banu Uzun’a umut vermek için sıraya girdi.
“EREĞLİ HALKI DESTEK VERİYOR”
Beşiktaş Taraftarları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve LÖSEV Gönüllüsü Dilek Çimenoğlu, Değişim muhabirine yaptığı açıklamada, kampanyanın Banu Uzun’un bir yakınının araması üzerine başladığını belirtti.
Beşiktaş Taraftarları Derneği Başkanı Tarkan Adik’e bu durumu bildirdiğini ve derneğin destek verme kararı aldığını belirten Çimenoğlu, “Kampanyamız bugün ve yarın, 13-22 arasında sürecek. Ailesi de bizimle beraber. Banu Hanım halen İstanbul’da tedavi görüyor. Hem Banu Hanım, hem de başka kök hücre bekleyen hastalara şifa olsun diye bu kampanyayı başlattık. Kızılay, aile ve dernek olarak sürdürüyoruz. İlk dakikalarda büyük ilgi var. Bilgilendirme amacıyla TÜRKÖK Batı Karadeniz Sorumlusu da aramızda. Ereğli’de bu tür kampanyalar büyük ilgi görüyor. Ereğli halkına teşekkür ediyoruz. LÖSEV’de de büyük yardım görüyoruz, Kızılay’a da büyük destek veriyorlar” dedi.
MURAT UZUN: “HERKESİ BEKLİYORUZ!”
Halen İstanbul’da tedavi görmekte olan Banu Uzun’un eşi Murat Uzun, “Başına gelmeyen bunu anlayamaz. O yüzden herkes inşallah daha başına gelmeden gelip bağışta bulunur. Şu anda kemoterapi süreci devam ediyor. Burada yapılan şahsa bağış değil, bir kök hücre havuzuna bağış yapılıyor. Kök hücre bağışında bulunabilecek herkesi buraya gelip bağışta bulunmaya davet
BABALIK: “BAĞIŞLAR OLMADAN HAYAT KURTULMUYOR”
Kızılay Kan Merkezi Hekimi Dr. Murat Babalık, hem kan bağışı, hem kök hücre bağışı için kampanya düzenlendiğini belirtti. Beşiktaşlılar Derneği ve Lösev işbirliğiyle gerçekleştirilen kampanyaya tüm Ereğli halkını davet eden Babalık şöyle dedi:
“Kimin ne zaman neye ihtiyacı olacağı belli olmuyor. Sıkıntı yaşanmaması için, sıkıntıların çözülmesi için el birliğiyle davranmak gerekiyor. Bunları ağaçtan toplayamıyoruz, elimizle üretemiyoruz. Ancak kişilerin bağışıyla bu sıkıntılar çözülebiliyor. Bunun için el birliğiyle kök hücre bağışına diyoruz.
Kök hücre bağışı teferruatlı bir iş. Kanser hastalıkları, kanamalı bazı hastalıklar kök hücre tedavisi gerektiriyor. Kök hücrede uyum oranı çok düşük. Hayat kurtarma açısından, kök hücre tutarsa çok daha önemli. Elli yaşına kadar kök hücre bağışı yapılabiliyor. Ellibeş yaşına kadar kişiye geri dönüş yapılabiliyor. Kişi on sekiz yaşında kök hücre verdiğinde elli beş yaşına kadar kişiye geri dönüş yapılabiliyor. Aldığımız şey kök hücre değil şu anda. Biz şu anda sadece numune alıyoruz. Herkes numunelerini versin. Bilemezsiniz, kendi çocuğunuz, yakınınız ihtiyaç duyabilir. Bu bağış yapılmadan insanların hayatı kurtulmuyor. Herkes bunu aklında tutsun.”
BUDAYOĞLU: “NE KADAR BAĞIŞÇI, O KADAR UMUT”
Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) Batı Karadeniz Bölge Kan Merkezi Sorumlusu ve Kök Hücre Bağışçısı Kazanım Uzmanı Adem Budayoğlu, Ereğli’de kök hücre bekleyen bir hasta için kampanya kapsamında ilçede çalışmalara başladıklarını belirtti.
Budayoğlu şöyle dedi:
“Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı’nın yürüttüğü TÜRKÖK projesi olarak ilik nakli bekleyen tüm hastalar için bir çalışmalar yapılıyor. Bağışçımız, bağış yaptığında, nakil olması gereken tüm hastalar için bu değerlendirmeler yapılıyor. Yurt içi kadar yurt dışı taramalar da yapılıyor. Kocaeli’nden ilk yurt dışı bağışı yapıldı. Amacımız, kök hücre nakli bekleyen hastalar için uygun verici bulabilmek. Ne kadar çok bağışçı olursa sistemde, hastalarımızın umudu o kadar artacak.”
“BATI KARADENİZ’DE 45 BİN BAĞIŞÇI VAR!”
Batı Karadeniz Bölgesi’nde bağışçılar ve kök hücre çalışmaları hakkında bilgi veren Budayoğlu şöyle devam etti;
“Batı Karadeniz’de yaklaşık 45 bin bağışçımız var. Bu bağışçılardan yaklaşık 400 civarında bir eşleşme sağlandı. 106 kişiye nakil sağlandı. Burada biz bağışçılarımızdan şunu istiyoruz. Bu bir kişi için yapılan bir çalışma değil. Nakil bekleyen o kadar çok hasta var ki. Belki o hastaya değil, başka bir hastaya uyum olacak. Önemli olan o kararlılığın devam etmesi. Vazgeçmemesi. Biz uyum olduğunda bağışçıyı tekrar arayacağız. Lütfen vazgeçmesinler, kararlı olsunlar, çünkü bir hayat söz konusu. Bir aile kurtulacak.”
“ZOR BİR İŞLEM DEĞİL”
Kök Hücre bağışının zor bir işlem olmadığını belirten Budayoğlu şunları söyledi:
“İlk aşamada kök hücre bilgilendirme formu dolduruluyor. Üç tüp kan örneği alınıyor. Kan bağışıyla birlikte de yapılabiliyor. O durumda bir tüp fazladan kan alınıyor. Burada verilen kan örnekleri doku tiplemesini belirlemek için. Bu bağışçılar kayıt altına alınıyor. Sonra tüm hastalar için değerlendirmeye alınıyor. Uyum sağlandığında tekrar onayını alıyoruz, sağlık bakanlığından nakil ile ilgili bilgi bekliyoruz.”
Bağışların yüzde doksanının Periferik Kök Hücre toplama yöntemiyle yapıldığını belirten Budayoğlu, bağış sürecinde yaşanabilecek semptomatik etkilerle ilgili olarak ise “Kullanılan aşı dolayısıyla binde altı görülen tansiyon, baş ağrısı, gribal enfeksiyonlar yaşanabilir ama nakilden kırksekiz saat sonra etkisini kaybediyor. Bağışçı normal hayatına devam ediyor” ifadelerini kullandı. Kemik İliği yönteminin de az da olsa kullanıldığını belirten TÜRKÖK Uzmanı, “Bu da kısa sürede yapılabilen bir işlem. Bağış sürecinde bağışçının yeme içme, konaklama, işyerinden izin almak gibi tüm engelleri sağlık bakanlığı tarafından sağlanıyor” dedi.
Vatandaşlar 6-7 Eylül tarihlerinde 13.00-22.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek olan kampanya kapsamında Atatürk Anıtı önünde kurulan stantta bağışta bulunabilecek.
Sahile ‘Bebek Bakım’ kabini…

Sahile ‘Bebek Bakım’ kabini…
Zonguldak Ereğli Belediyesi ve Kent Konseyi işbirliğiyle sahile yapılan ‘Bebek Emzirme Kabini’ halkın kullanımına açılacak.
Ereğli’nin çekim merkezi haline gelen ve çevre illerden de günlük ziyaretçilerin geldiği sahil bandında bir ihtiyaç daha gideriliyor.
Ereğli Belediyesi ve Kent Konseyi işbirliğiyle, vatandaşlardan gelen talep üzerine yapılan ‘Bebek emzirme ve bakım odası’ Cumartesi günü saat 16.00’da yapılacak açılışla Ruhi Cöbekoğlu üst geçidi altında halkın kullanımına sunulacak.
Sahilde vakit geçiren annelerin bebeklerini emzirebilecekleri, bebeklerin ihtiyaçlarını giderebilecekleri kabinde bebek bezleri de hazır bulunuyor. Başkan Halil Posbıyık’ın bebeklere hitaben bir mesajı da duvarda asılı. Posbıyık mesajında anneleri aracılığıyla bebeklere şöyle sesleniyor:
“Hoş geldin tatlı bebek, Ereğli’miz seninle daha da güzel. Annen ve sen çok uzun bir yolculuğun başındasın. Parklarda oynarken, koşarken attığın neşe dolu kahkahalarını şimdiden duyar gibiyim. Kentleri güzel yapan çocuklarının cıvıltıları ve kahkahalarıdır. Bunun ne kadar heyecan verici olduğunu bilen bir dede olarak, çocukların her yerde ayrıcalıklı ve güvende olduğu bir kent oluşturabilmek için bütün gücümle çalışıyorum. Ailenle birlikte huzurlu, mutlu, sağlıklı, özgür ve uzun bir hayat diliyorum. Kahkahan ve neşen yüzünden hiç eksik olmasın. Kucak dolusu sevgilerimle…”
Ormanlı'da 2. Fındık Festivali yapılacak

Ormanlı'da 2. Fındık Festivali yapılacak
Zonguldak’ın Ereğli ilçesine bağlı Ormanlı Belediyesi tarafından bu yıl 2.'si düzenlenen Uluslararası Fındık Kültür ve Sanat Festivali 15 Eylül 2019 Pazar günü gerçekleştirilecek.
Ormanlı Belediye Başkanı Bayram Başol, Ormanlı Belediyesi 2. Uluslararası Fındık Kültür ve Sanat Festivali'nin bu yıl 15 Eylül 2019 Pazar günü gerçekleştirileceğini açıkladı. Başol, 17.00’da başlayacak olan festivalde sanatçılar İpek ve Ankaralı Turgut’un sahne alacağını söyledi. Ormanlı Beldesi ve çevresindeki köylerde fındık üretiminin çok yaygın olduğunu ve bölgede en kaliteli fındığın yetiştiğini belirten Başol “Beldemiz ve çevresinde fındıkçılık çok yaygın. Ülke ve bölge ekonomisine burada üretilen fındık önemli bir girdi sağlıyor. Bölgemizin birinci derece geçim kaynağı da fındık olduğu için ürünümüzü daha geniş kitlelere tanıtmak, hem de yıl boyunca çalışıp emek veren halkımızı eğlendirmek için böyle bir organizasyon gerçekleştirdik” dedi.
15 Eylül 2019 Pazar günü gerçekleştirilecek olan Fındık Festivali saat 17.00’de festival açılışı ve kortej yürüyüşü ile başlayacak olup, yöresel ürünlerin hazırlanıp satışa sunulduğu Pazar gezisi ile devam edecek. Protokol konuşmalarının ardından saat 19.00’de yerel sanatçılar, saat 20.00’de Petek, 21.30’da Ankaralı Turgut konserinin ardından festival sona erecek.
Ormanlı Belediye Başkanı Bayram Başol, düzenlenen festivale Ormanlı başta olmak üzere tüm bölge halkını davet etti.