IU GreenMetric Çevreci Üniversiteler Ulusal Çalıştayı ZBEÜ'de başladı

GreenMetric (Yeşil Ölçüm) Dünya Çevreci Üniversiteler Platformu Çalıştayı, sürdürülebilir doğa ve çevre dostu politikaları ile dünyanın ve Türkiye’nin en yeşil ve çevreci kampüslerinden birine sahip olan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nin ev sahipliğinde başladı.
Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde düzenlenen, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan, 2 gün sürecek olan Çalıştaya, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü ve UI GreenMetric Türkiye Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Üniversitemiz Rektör Yardımcıları, Türkiye’deki çevreci üniversitelerin akademisyenleri, idari personel, araştırmacılar, öğrenciler katıldı. UI GreenMetric Uzman Üyeleri Prof. Dr. Gunawan Tjahjono, Prof. Dr. Tommy Ilyas ise çalıştaya telekonferans yoluyla konuşmacı olarak katılacak.
Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Çufalı çevre bilinci, yeşil kampüsler oluşturma ve çevreci politikaların sürdürülebilir kılınmasını, önde gelen bir misyon olarak üstlenen Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak Dünyanın en prestijli uluslararası çevre ve sürdürülebilirlik platformlarından GreenMetric’in Türkiye Çalıştayı’na ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadıklarını belirttiği konuşmasında, katılımcı üniversite temsilcilerine kendilerini Zonguldak’ta ve üniversitede ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Rektör Mustafa Çufalı, tüm dünyadan saygın üniversitelerin katıldığı, uluslararasılaşmayı teşvik eden, dünyadaki bütün yükseköğretim kurumlarının katılımına açık olan bir platform olan GreenMetric’in faaliyetlerinin insanlık adına geleceğe daha temiz ve yaşanılabilir bir yaşam alanı bırakılması yönündeki telkinleri ve motivasyonu, çevre bilinci ve doğanın korunması yönünde oluşturduğu küresel farkındalık ile çok önemli olduğunu vurguladı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin çevreye duyarlılığı ve çevreye saygı konusunda hem küresel hem de ulusal farkındalık oluşturmaya çalıştığını kaydeden Prof. Dr. Çufalı, “Bu konudaki başarısını sürdürülebilir kılmaya devam etmek ve Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin dünya sıralamasındaki yerini daha yükseklere taşıyabilmek için sıfır atık öncelikli önemli çevre projeleri üretip bunları hayata geçirerek gerek ilimiz gerek bölge genelinde çevre bilincinin gelişmesine de katkı sağlamaya ve farkındalık oluşturmaya devam edeceğiz. Doğaya saygılı ve çevre dostu bir eğitim kurumu olduğumuzun göstergesi olan bu çalıştayın, gelecek için daha yeşil, temiz ve yaşanılabilir bir dünya bırakmasına kaynak oluşturmasını temenni ediyor, konuklarımızı şehrimizde ve üniversitemizde ağırlamaktan memnuniyet duyuyor ve tüm konuklarımıza bir kez daha hoş geldiniz diyorum ” diye konuştu.
Çalıştay Koordinatörü, Üniversitemiz Çevre Mühendisliği Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Yıldırım ise konuşmasında Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin çevreci politikaları, çevreye duyarlı alt yapı çalışmaları, sıfır atık bağlamında yürütülen geri dönüşüm programları, ağaçlandırma faaliyetleri, enerji uygulamaları, su ve enerji kaynaklarının tasarrufu, çevresel eğitim faaliyetleri, Ar-Ge çalışmaları, kampüslere ulaşım, yeşil kampüs uygulamaları, GreenMetric standartlarına uyum sağlamaya yönelik gerçekleştirilen sürdürülebilirlik faaliyetlerini ve elde edilen sonuçları, son olarak da GreenMetric platformunu tanıtıcı bilgileri katılımcılarla paylaştı. Çalıştay, konuşmaların ardından Üniversitemiz Uluslararası İlişkiler ve Kalite Koordinatörü Öğr. Gör. Dinçer Biçer ve Prof. Dr. Yıldırım’ın yönettiği, sürdürülebilir çevre politikalarına ilişkin soru-cevap oturumu ile devam etti.
4-5 Ekim tarihleri arasında Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde 2 gün boyunca devam edecek olan IU GreenMetric Çevreci Üniversiteler Ulusal Çalıştayı, Türkiye’deki çok sayıda üniversiteden gelen akademisyenler ve uzman kişilerce üniversiteler düzeyinde çevre koruma politikalarını tartışılacağı oturumlar ile devam edecek.

Yangın tatbikatı başarıyla tamamlandı

Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait maden ocağında yangın tatbikatı başarıyla tamamlandı. Yeraltında senaryo gereği yangın ihbarını alan madenciler kısa sürede yer üstüne çıktı.
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu çerçevesinde çok tehlikeli işyerlerinde 6 ayda bir yapılması gereken tatbikat Türkiye Taş Kömürü Kurumu'na ait Üzülmez Müessesesinde gerçekleştirildi. Senaryo gereği yer altında çıkan yangının ardından kısa sürede kriz masası oluşturuldu. Yer altında çalışan işçilerin yer üstüne çıkartılması sağlandı. Tatbikatın başarıyla geçtiğini anlatan, İş Güvenliği Şube Müdürü Maden Mühendisi Serap Elibol, "Bu tatbikatı İş Sağlığı İş Güvenliği kanunu çerçevesinde yönetmelikler gereği çok tehlikeli iş yerlerinde 6 ayda bir yapılması gereken yer altında uygulanan tatbikatlarımızdan bir tanesidir. Her 6 ayda bir yapıyoruz. Bir senaryo yapıyoruz. Senaryo gereği tatbikatımızı uyguluyoruz. Bu senaryo gereği yer altı işyerlerimizden olan -320 katında bir yangından dolayı kriz masası oluşturuldu. Kriz masası bu yangının ufak çaplı da olsa tüm ocakları etkileyebileceğini düşünerek ocakların boşaltılmasına karar verildi. Gerekli alarmlar ve hazırlıklar yapıldı. Derhal ocaklarımızın boşaltılmasına başlandı. Ocaklarımızın tamamen çıkışı 40 dakika zaman içerisinde oldu. Tüm işyerlerimiz boşaltıldı. Hepsinin yoklaması yapıldı. Arkadaşlarımıza da soğuk kanlı davranışlarından dolayı teşekkür ederek tatbikatımız başarıyla sonlanmıştır" ifadelerine yer verdi.

"Dünyanın en pahalı baharatı"nda hasat başladı

UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Karabük'ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve kilosu 30 bin liradan satılması dolayısıyla "dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan safran hasadı başladı.
Gıda, ilaç, kozmetik gibi birçok alanda kullanılan safran bitkisinin ekimi ağustos sonu ve eylül ayının ilk haftasında, hasadı da ekim ile kasım aylarında yapılıyor.
Dikildikten sonra 3 yıl ürün veren ve toprak altında soğanların çoğalmasıyla 3 yıl sonunda soğanların yeri değiştirilen safran, ağırlığının 100 bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilen ve 80 bin çiçekten sadece yarım kilogram ürün alınabilen bir bitki.
En değerli kısmı kırmızı renkteki poleni olurken, diğer kısımları da satılarak üreticisine gelir kaynağı olan safran, kilogramı 30 bin liradan satılıyor. Safranbolu safranı; İran, İspanya, Hindistan, Yunanistan gibi bazı ülkelerde üretilenlere göre sertlik, renk ve aroma bakımından farklılık gösteriyor.
İlçede yaklaşık 20 dönümde safran ekimi yapan çiftçi İsmail Yılmaz, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, safranın çiçek açtığını, kasım sonuna kadar her gün çiçek toplayacaklarını söyledi.
Çiçeklenmenin yeni olmasından dolayı safranın az olduğunu, ilerleyen günlerde daha da çoğalacağını ifade eden Yılmaz, "Eylül ayında havalar sıcak ve kurak gitti, geçen yıla göre çiçeklenme gecikti. Yarından itibaren yağmur yağmasını bekliyoruz. Ondan sonra da çiçeklenme artar. Safran çiçeklenme döneminde yağmur istemiyor, ama çiçeklenmeden önce bir yağmur alması gerekiyor" dedi.
Yağmurun yağmaması verimi etkilemediğini aktaran Yılmaz, şunları kaydetti:
"45 gün gün civarında hasat yapacağız. Şuan ekili olan 20 dönüm civarında. 10 kilogram ürün bekliyoruz. Bir dönümden yarım kilo alıyoruz. Kasım sonunda rekolte belli olur. Bir gram fiyatı 30 liraydı, yine 30 lira civarında devam eder. Kilogram fiyatı 30 bin lira."
Safranın Safranbolu'da en çok şekerlemelerde, zerde yapımında, aşure, et yemeklerinde kullanıldığını vurgulayan Yılmaz, "Çay olarak içiliyor. Yabancılar safran çayına çok meraklılar. Sakinleştirici özelliği var, hücre yenileyici, sinir yatıştırıcı, sinirlere iyi geliyor, metabolizmayı hızlandırıyor, gözdeki sarı noktaya iyi geliyor, kanser tedavisinde kullanılıyor. Bu nedenle insanlar sağlık için safranı kullanıyorlar" diye konuştu.

Çatıdan su borusuna düşen kediye kurtarma operasyonu..

Kdz. Ereğli Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri bir iş hanının çatısından su giderine düşerek sıkışan kediyi gece yarısı operasyonuyla kurtardı.
Kdz. Ereğli’de bir iş hanının su giderinde sıkışıp kalan kedi, itfaiyenin müdahalesiyle hayata tutundu.
Kdz. Ereğli Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri Diş Hekimi Osman Yavuz’un Hacı Muharrem pasajının çatısında kedi sıkıştığı ihbarı üzerine gece yarısı harekete geçti. İş hanının çatısından su giderine düşerek sıkışan ve ölmek üzere olduğu anlaşılan kedi, ekiplerin uzun uğraşları sonucunda sıkıştığı yerden duvar kırılarak kurtarıldı.
İtfaiye Müdürü Muhammet Ali Ateş, hayvanları koruma gününde ekiplerin bir can daha kurtardıklarını belirterek “Duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. İtfaiye olarak bir canı daha hayatta tutmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kediyi tedavisi için Veteriner İşleri Müdürlüğü’müze teslim ettik. Tüm hayvan severlerimizin hayvanları koruma günü kutlu olsun” dedi.

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, orman gibi kardeşcesine…

Zonguldak’ın Ereğli ilçesi Devlet Hastanesi’ne bağlı Toplum Ruh Sağlığı Merkezi Dünya Ruh Sağlığı Haftası dolayısıyla toprağa 90 adet fidan ekti.

Karadeniz Ereğli Devlet Hastanesi’ne bağlı Toplum Ruh Sağlığı Merkezi Dünya Ruh Sağlığı Haftası dolayısıyla 20 hasta ve 25 personel ile birlikte toprağa 90 adet fidan dikildi. Kazılan çukurlara hasta ve personeller fidanları dikerek fidanlarını suladılar. Psikolog Esra Arslan ve Psikiyatri Uzman Doktoru Başak Şenel Ereğli Belediyesi, Gülüç Belediyesi, Orman İşletme Müdürlüğü ve Ereğli Devlet Hastanesi Başhekimi Vildan Türkeli’ye desteklerinden dolayı teşekkür etti.

Psikolog Esra Arslan Ruh Sağlığı Haftası ile ilgili yapmış olduğu açıklamasında; “Bugün Dünya Ruh Sağlığı Haftası için burada toplandık. Dünya Ruh Sağlığı Haftası Dünyada 1992 yılından bu yana her yıl 4-10 Ekim tarihleri arasında kutlanmaktadır. Bu haftanın amacı ruh sağlığı hizmetlerini toplumun tümüne ulaştırmayı çalışmak ve toplumun bilgi ve anlayışını bu konuda arttırmayı hedefliyoruz. Ruh Sağlığı ve Hatalığı konusunda insanlar damgalanmaktan mustarip bu nedenle ruh sağlığı konusunda toplumun bilgi ve anlayışını artırarak ruh sağlığına sahip insanları da toplumun içerisine alabildiklerini göstermek hedefleniyor. İnsanlara ruh sağlığını korumaları için tedavilerden kaçınmamaları ve yaşamdaki işlevlerini ortaya koyabilmeleri için farkındalık sahibi olmalarını biz öneriyoruz. Çünkü kendini iyi hisseden her insan daha üretken olur, kendini iyi hisseder ve yaşamda da kendine bir yer bulabilir. 4-10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı günüdür. Toplum Ruh Sağlığı Merkezi olarak yaklaşık 3 yıldır biz burada Ereğli’de hizmet vermeye çalışıyoruz. Duygu, durum bozukluğu, şizofreni tanısı almış olan bireylere ulaşmaya çalışıyoruz. Burada bireysel psikoterapiler, grup terapileri, psiko eğitimler, aile eğitimleri vererek onlara farkındalık sahibi olan bireyler haline getirmeyi hedefliyoruz. Ve kendi üretkenler yanlarını, becerilerini, yapabilecekleri şeyleri onlara göstermeye çalışıyoruz. Ve en önemlisi de topluma da bu konuda onlarında yaşam etkin olduklarını anlatmaya çalışıyoruz.
Bugünde burada ‘Yaşamak bir ağaç gibi tek, hür ve bir orman gibi kardeşcesine’ diyebilmek için toprağa fidan bırakmaya çalışacağız. Bu konuda da bize yardımcı olan Ereğli Belediyesine, Gülüç Belediyesine ve Orman İşletme Müdürlüğüne ve buraya gelenlere teşekkür ediyoruz.” İfadelerine yer verdi.

Psikiyatri Uzman Doktoru Başak Şenel açıklamasında; “ Yani bu hem bu hafta 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Gününün en büyük hedefi bizim için en önemlisi farkındalık. Çünkü damgalanma çok yüksek. Farkındalığı arttırarak bu ruh sağlığı ile ilgili problem yaşayan insanlarında herkes gibi toplum içerisinde sıradan bir şekilde hayatlarını sürdürebildiklerini, yeri geldiklerinde işlevselliklerinin herkes kadar iyi olabildiğine dikkat çekebilmek ve bu onları toplum içerisinde iyi bir hayat sürebilecek şekilde topluma hazırlayabilmeyi hedefliyoruz. İnsanlarda bunları farkında olsun ve buna göre o insanlara yaklaşsınlar istiyoruz. Bugün o açıdan çok önemli bizim için” dedi.