Yanlış adımların menfi yankıları her tarafta hissedilecektir

7 Eylül 2018 Cuma 22:29

Yanlış adımların menfi yankıları her tarafta hissedilecektir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile gerçekleştirdiği Suriye konulu Üçlü Zirve sonrasındaki ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “İdlib'in mevcut statüsünün muhafazası hayati önem taşıyor. Zira İdlib adeta tüm Suriye'nin küçük bir modeli konumundadır. Burada atılacak yanlış adımların menfi yankıları her tarafta hissedilecektir. Suriyeli sivillerin can güvenliğini hiçe sayan yöntemler, teröristlerin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir fayda sağlamayacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye meselesine kalıcı çözüm bulunması için, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in iştirakiyle, İran’ın başkenti Tahran’da gerçekleştirilen Üçlü Zirve’ye katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin ardından gerçekleştirilen ortak basın toplantısında, Suriye sorununun çözümüne ve temaslarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“SURİYE SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA İŞ BİRLİĞİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Tahran’daki bu zirvenin düzenlenme sebebinin Suriyelilerle hemdert olmak ve yaşanan insani drama son vermenin yollarını aramak olduğunu belirterek, Soçi formatında gerçekleştirilen zirvelerin, Suriye’de istikrar ortamının tesisi yönünde belli bir mesafe alınmasına katkı sağladığını kaydetti.  Bu zirvelerin Suriye’de gelinen noktanın muhasebesini yapmak ve ileriye dönük adımların tespiti bakımından da önemli fırsatlar sunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık sekiz yıldır devam eden bir ihtilafın bir günde çözülmesini beklemenin mümkün olmadığını vurguladı. “Ancak biz başkaları gibi geriye yaslanıp yangını seyretmek yerine onu söndürmenin yollarını arıyor, bunun için elimizi taşın altına koyuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aramızdaki farklara değil asgari müştereklere odaklandık. Bu sayede Soçi, Astana ve Cenevre’de siyasi çözüm için yürütülen çabaların katalizörü oldu. İçinde bulunduğumuz kritik günlerde büyük bir emeğin ve özverinin sonucu olan bu kazanımların muhafazası büyük önem taşıyor. Nitekim bu amaçla iş birliğimizi sürdürme kararlılığımızı bugün teyit ettik” şeklinde konuştu.

“İDLİB’E YÖNELİK SALDIRILAR SAHADAKİ DURUMU DAHA DA KÖTÜLEŞTİRECEK”

Nisan ayında Ankara'da gerçekleştirilen ikinci zirveden bu yana sahada ve uluslararası ortamda birçok gelişmenin cereyan ettiğini ve bu toplantıda bu konuların etraflıca ele alındığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak, Suriye'de rejimin dizginlenmemesinin yol açacağı tehlikeleri dile getirdik. İdlib bölgesine yönelik saldırıların sahadaki durumu daha da kötüleştireceğini ve siyasi süreci çökme noktasına getireceğini ifade ettik” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin İdlib’te bulunan 12 gözlem noktasıyla sahadaki sükûnetin idamesi için önemli bir sorumluluk üstlendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bölgedeki sivil halkın korunması, terörist unsurların ayrıştırılması ve İdlib'in mevcut statüsünün muhafazası hayati önem taşıyor. Zira İdlib adeta tüm Suriye'nin küçük bir modeli konumundadır. Burada atılacak yanlış adımların menfi yankıları her tarafta hissedilecektir. Suriyeli sivillerin can güvenliğini hiçe sayan yöntemler, teröristlerin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir fayda sağlamayacaktır.”

“TÜRKİYE, BAŞTAN BERİ SURİYE’DE AKAN KANIN DURMASI İÇİN MÜCADELE EDİYOR”

Türkiye’nin, baştan beri Suriye’de akan kanın durması için mücadele ettiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiçbir ayrım gözetmeden Suriyeli kardeşlerimize sahip çıktık. Özellikle büyük çileler çekmiş İdlib halkının yeni felaketlere maruz kalmasını asla arzu etmiyoruz. Zirveye atfettiğimiz önem de işte bu hassasiyetimizden kaynaklanıyor” açıklamasında bulundu.

“İdlib meselesi, yeni acılara, yeni gerginliklere, yeni sıkıntılara mahal vermeden Astana ruhuna sadık kalınarak çözülmelidir. Astana'da mutabakata vardığımız ilkelerin muhafazası Suriye krizine sürdürülebilir siyasi çözüm bulunması bakımından da mühimdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile görüşmelerinde; terörle mücadele kisvesi altında sahada oldubittilere gidilmemesi gerektiğini vurguladığını ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin millî güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durulması gerektiğinin altını çizdiğini açıkladı.

“SURİYELİ MÜLTECİLERİN GERİ DÖNÜŞLERİ İÇİN ELVERİŞLİ ŞARTLAR OLUŞTURULMALI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki günlerde üç garantör ülkenin temsilcilerinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisiyle Cenevre’de yeniden bir araya geleceklerini bildirerek, “Anayasa Komitesi’nin kuruluş süresine dair hazırlıklar ele alınacak ve son aşamaya gelindi diyebiliriz. Astana süreci sayesinde gündeme gelen bu komitenin bir an evvel kurulması ve işlevsel hâle gelmesi, siyasi sürece yeni bir dinamizm kazandıracaktır” dedi.

Zirvede Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşü konusunun da ele alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan  “3,5 milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yapan bir ülke olarak mültecilerin gönüllü ve güvenli biçimde geri dönüşlerine ilke olarak olumlu yaklaşıyoruz. Elbette bunun için Birleşmiş Milletler’le eşgüdüm sağlanması, sahada ve siyasi süreçte elverişli şartların oluşturulması şarttır” ifadelerini kullandı.

“ÇÖZÜM DOĞRULTUSUNDAKİ ÇABALARIMIZI SÜRDÜRMEKTE KARARLIYIZ”

Suriye ihtilafının BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla ortaya konan parametreler temelinde kalıcı ve muteber bir çözüme kavuşturulmasının arzuları olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Şüphesiz, bu sorumluluk yalnızca üç garantör ülkenin değil, tüm uluslararası toplumundur. Suriye ihtilafına çözüm bulunması için ilgili tüm paydaşların ortak bir zeminde buluşması gereklidir. Türkiye olarak bu hedef doğrultusundaki çabalarımızı sürdürmekte kararlıyız.”

İRAN CUMHURBAŞKANI RUHANİ: “SURİYE’DEKİ TERÖRİST GRUPLARI SİLAH BIRAKMAYA TEŞVİK ETMEK GEREKLİ”

Zirve sonrası ortak basın toplantısında konuşan İran Cumhurbaşkanı Ruhani, dış askerî müdahalenin problemlerin karmaşıklığını artırarak, Suriye halkını daha fazla sıkıntıya sokacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Ruhani, İdlib’teki terörist grupların Suriye halkının güvenliği için tehdit olduğunu ifade ederek, toplantıda bu grupları silah bırakmaya teşvik etmenin gerekliliğinin de konuşulduğunu bildirdi. 

RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN: “ÖNCELİKLİ HEDEF; SURİYE’Yİ TERÖRİZMDEN TAMAMEN TEMİZLEMEK”

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, ise yaptığı konuşmada üç ülkenin terörizmle mücadelesinin devam edeceğini, Suriye’de öncelikli hedefin Suriye’yi terörizmden tamamen temizlemek olduğunu belirtti. Özellikle İdlib bölgesinde kademeli olarak durumun istikrara kavuşturulması için adımların ele alındığını belirten Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, terörle mücadeleye artık Suriye’deki muhalif silahlı grupların da katılmaya başladığını, bunun Suriye’de taraflar arasında güveni arttırarak, siyasi çözüm sürecine katkı sağlayacağını ifade etti.

 

Kaynak:tccb.gov.tr

Yorumlar

İnce’den İzmir sürprizi

7 Eylül 2018 Cuma 22:27

İnce’den İzmir sürprizi

24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, İzmir'in kurtuluşu sebebiyle düzenlenecek etkinliklere atılmak üzere 9 Eylül'de İzmir'de olacak.

Muharrem İnce 24 Haziran’da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinde düzenlediği mitingden sonra ilk kez İzmir’e gidecek.

İnce 9 Eylül’deki İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek kurtuluş etkinlikleri programına katılacak.

 

Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr

Yorumlar

Aksoy AK Parti’de…

7 Eylül 2018 Cuma 22:24

Aksoy AK Parti’de…

Aksoy AK Parti’de…

Zonguldak’ın Ereğli ilçesine bağlı Ormanlı Belde belediyesi bağımsız meclis üyesi Varol Aksoy’un Ak Parti’ye geçtiği bildirildi.

Konuyla ilgili olarak sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Ak Parti Ereğli ilçe başkanı Mehmet Fatih Çakır “Partimizin Ormanlı Belde Gençlik Kolları Başkanlığı yapmış, üç yıldır bağımsız olarak Ormanlı Belediye Meclis Üyeliği yapan Varol Aksoy’un bugün Partimize gelerek üyeliğini gerçekleştirdik. Kendisine, Ormanlı’ya ve teşkilatımıza hayırlı olmasını diliyorum”

Yorumlar

Demirtaş: “Bu bir itiraf..."

7 Eylül 2018 Cuma 10:47

Demirtaş: “Bu bir itiraf..."

Demirtaş: “Bu bir itiraf..."

CHP Milletvekili Ünal Demirtaş, “Ülkemiz açısından son derece önemli ekonomik girdi sağlayabilecekken taş kömürü, uzunca bir süredir yüksek ithalat oranları ile gündeme gelmiştir. Çünkü Ak Parti Hükümetleri taş kömürü üretimini  desteklememiş, TTK’ya yeterli yatırımı yapmamış, işçi sayısı bilinçli ve kasıtlı olarak düşürülmüştür” ifadelerini kullandı.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Sönmez’in, Türkiye’de kömür rezervleri ve üretim miktarı konusunda yaptığı açıklamalarını Ak Parti’nin yanlış politikalarının “ İtirafı” olduğunu iddia etti

5 Eylül’de Zonguldak’ta kömür üretiminin artması gerektiğini söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın açıklamalarını gündeme taşıyan CHP’li vekil yaptığı açıklamada “Sayın Bakan, kömürün başkentinde bir itirafta bulunmuştur. Yıllardır, taş kömürünün önemini, yapılması gerekenleri bir bir anlattık.16 yıl sonunda gelen açıklamalar Ak Parti  politikalarının yanlış olduğunun itirafı niteliğindedir. Sayın Bakanı çok geç olmadan başka bir konuda daha uyarıyorum. Üretimin artması için  TTK’nın 6 bin 500 olan  işçi açığı giderilmelidir” dedi.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının açıklamalarını TBMM gündemine taşıdı. Enerji Bakanının yanıtlaması istemi ile TBMM Başkanlığına sunduğu önergesi ile ilgili CHP’li Demirtaş şu açıklamayı yaptı;

“CARİ AÇIĞI BÜYÜTEN ENERJİ İTHALATI!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zonguldak'ta yaptığı konuşmada Türkiye'nin 1,5 milyar ton kömür rezervi olduğunu, üretim miktarının ise sadece 1 milyon ton olduğunu, Türkiye'nin de yıllık 30 milyon ton kömür ithal ettiğini ve bunun için de 4 milyar dolar kaynak ayrıldığını belirtmiştir. Bugün ülkemiz büyük bir ekonomik krizi yaşamaktadır. Bunun en büyük sebeplerinden birisi de yıllık 50 milyar doların üzerindeki cari açıktır. Cari açığın en büyük kalemlerinden birisini de enerji sektörü oluşturmaktadır.

Enerji sektöründeki taşkömürü, petrol, doğalgaz ithalatı,  cari açığı  oldukça büyüten ithalatlardır. Bu sebeple başta taşkömürü üretimini artırmamız gerekiyor ki, cari açığımız azalsın. Oysa Ak Parti bu üretimi artırmak için TTK’nın 6 bin 500 norm kadro açığı olmasına rağmen, sadece TTK’ya 1.500 maden işçisi alınacağını açıklamış, taşkömürü üretimini ise 5 yılda 10 milyon tona çıkarmayı hedeflediğini  belirtmiştir. 

TAŞ KÖMÜRÜNE  YATIRIM YAPILMADI!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, Mayıs 2017 tarihli “2016 yılı Taşkömürü Sektör Raporu”na göre: 2016 itibariyle Türkiye’de, enerji arzında, doğalgaz ve petrolden sonra taş kömürü kullanılmaktadır. Buna rağmen ülkemizde taş kömürü tüketiminin sadece %3.63’ü yerli kaynaklardan karşılanmıştır. Havzadan karşılanan %3.63’lük üretimin ise %2.52’si TTK’dan, %1.11’i rödovanslı sahalardan karşılanmıştır. Ak Parti’nin taş kömürü sektöründeki yanlış politikaları nedeniyle TTK’nın işçi sayısı da, üretimi de yıllar içinde düşmüştür. 2002’de 16 bin işçi ile 2.5 milyon ton üretim yapılırken,  bugün itibariyle işçi sayısı 7 bin 400 lere, üretim ise 800 binlere düşmüştür. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana üretim de işçi sayısı da üçte bir oranında azalmıştır. 2018 yılı itibariyle,  sadece demir çelik sektörü ve ağır sanayi de, koklaşabilme özelliğine sahip taşkömürü ihtiyaca yıllık 7 milyon tondur.  Fakat üretim 800 bin tona kadar düşmüş durumdadır.

TTK ATIL HALE GETİRİLDİ!

Kömür, dünyada ve ülkemizde stratejik öneme sahip enerji kaynaklarından birisidir. Artan enerji ihtiyacıyla, yüksek kalorili ve koklaşabilme özelliği olan taş kömürünün de önemi artmaktadır. Çünkü koklaşabilme özelliğiyle taş kömürü, ağır sanayi ve demir çelik sektörünün temel girdilerinden birisidir. Ülkemiz açısından son derece önemli ekonomik girdi sağlayabilecekken taş kömürü, uzunca bir süredir yüksek ithalat oranları ile gündeme gelmiştir. Çünkü Ak Parti Hükümetleri taş kömürü üretimini  desteklememiş, TTK’ya yeterli yatırımı yapmamış, işçi sayısı bilinçli ve kasıtlı olarak düşürülmüştür.

Ülkemizde Zonguldak taş kömürünün merkezidir. Yüksek kalorili ve koklaşabilme özelliği olan karaelmas,  Ak Parti İktidarları döneminde hak ettiği önemi görmemiş, TTK’yı atıl hale getirerek, sonunda kapatacak politikalar yıllar içinde sistemli bir şekilde uygulanmıştır. Bu gün itibarıyla TTK’nın 6 bin 500 olan norm kadro açığı olmasına rağmen  bu açık giderilmemiş, üretimi artıracak rantabıl  hiçbir yatırım yapılmamıştır.”

NEDEN 6500 İŞÇİ ALMIYORSUNUZ?

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş önergesinde şu soruların yanıtlanmasını istedi; 

1-Amacınız taşkömürü üretimini artırmak ise,  Türkiye Taşkömürü Kurumunun norm kadro açığı 6. 500 olmasına rağmen, neden 1.500 işçi alınmasına  karar verdiniz?

2-2002-2018 yılları arasında yıllar bazında ayrı ayrı belirtilmek üzere; dışarıdan ton bazında ne kadar kömür  ithal edilmiş, bu ithal edilen kömür karşılığında, yıl yıl dolar bazında  ne kadar ödeme yapılmıştır?

3-2002-2018 yılları arasında ithal edilen kömür, hangi ülkelerden ithal edilmiş ve hangi sektörlerde kullanılmıştır?

4-2003 Ocak ayından 2018 Temmuz ayına kadarki dönemde, yıllar bazında ayrı ayrı belirtilmek üzere;  Zonguldak havzasında TTK ve rödevanslı sahalarda özel sektör kuruluşları ne kadar üretim yapmıştır?

5-Taş kömüründe, yerli üretim son 15 yıl içinde neden düşmüş, üretimin artırılması için neden yatırım yapılmamıştır? Neden işçi istihdamı düşmüştür? 

6-2002 yılından bu güne kadar yıllar bazında Zonguldak’a ne kadar kömür ithalatı yapılmıştır?  Zonguldak’a ithal edilen bu kömür, Zonguldak’ta hangi sektörlerde kullanılmıştır? 

7-TTK’nın norm kadro açığının tamamının giderilmesi için  yeni bir çalışmanız var mıdır?

8-TTK'ya alınacak 1500 işçi ile ne kadar üretim artışı hedeflenmektedir?

9-Norm kadronun 4'te 1'i kadar istihdam yapılarak taşkömürü üretimini 1 milyon tondan 10 milyon tona çıkarmak mümkün müdür?

Yorumlar

MHP'de yeni atamalar! MYK sonrası duyuruldu

6 Eylül 2018 Perşembe 22:59

MHP'de yeni atamalar! MYK sonrası duyuruldu

Son dakika haberine göre, MHP MYK sonrası görev dağılımı belli oldu. İsmail Faruk Aksu ve Hidayet Vahapoğlu genel başkan yardımcısı, Kadir Şekerci genel sekreter yardımcısı oldu.

MHP MYK sonrası görev dağılımı belli oldu. İsmail Faruk Aksu ve Hidayet Vahapoğlu genel başkan yardımcısı, Kadir Şekerci genel sekreter yardımcısı oldu.

İSMAİL FARUK AKSU KİMDİR?

01 Eylül 1963 te Ünye'de doğdu. Baba adı Ziya, anne adı Saniye'dir.

İktisatçı; Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü'nde tamamladı.

Kamu kurumlarında Uzman Yardımcısı, Uzman, Şube Müdürü, Daire Başkanı, Bakanlık Müşaviri, Müsteşar Yardımcılığı, Müsteşarlık ve çeşitli kurul üyelikleri görevlerinde bulundu. Sivil toplum kuruluşu yöneticiliği yaptı.

25'inci, 26'ncı ve 27'nci Dönem İstanbul Milletvekili seçildi. 25'inci ve 26'ncı Dönem TBMM Adalet Komisyonu ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi, 27'nci Dönem TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkan Vekili oldu.

HİDAYET VAHAPOĞLU KİMDİR?

Mustafa Hidayet Vahapoğlu, 17 Nisan 1956 tarihinde Çorum’da doğdu. İlk ve orta öğrenimimi yurdun muhtelif yörelerinde (Şırnak, Erciş ,Konya) tamamladı. Yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde (1977), Lisans Üstü eğitimimi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde (1983), Doktora eğitimimi Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde (Eğitim Yönetimi-Teftişi, Planlaması-1987) yaptı. Ayrıca 2000 yılında Milli Güvenlik Akademisini bitirdi. Silahlı Kuvvetler bünyesinde açılan muhtelif kurslara katıldı.

1979-2007 yılları arasında Jandarma Genel Komutanlığı başta olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurum ve karargahları ile Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinde görev yaptı. Kıdemli Albay rütbesinde iken, 7 Mayıs 2007 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisinden 23.Dönem Milletvekili adayı olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinden ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğindeki görevinden kendi isteği ile emekli oldu.

22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde Çorum ilinden MHP 2. Sıra Milletvekili adayı oldu. Seçim sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından Başdanışman olarak görevlendirildi.8 Kasım 2009 tarihinde yapılan Milliyetçi Hareket Partisi 9.Olağan Büyük Kurultayı’nda Merkez Yönetim Kuruluna seçildi.2007-2011 yılları arasında Partimiz tarafından görevlendirildiği muhtelif komisyon, grup ve bölge çalışmalarına katıldı.4 Kasım 2012 tarihinde yapılan Milliyetçi Hareket Partisi 10.Olağan Büyük Kurultayı’nda Merkez Yönetim Kuruluna tekrar seçildi.

KADİR ŞEKERCİ KİMDİR?

Kadir Şekerci 15 Kasım 1971'de Ankara'da doğmuştur.

1989 yılından itibaren Ankara’da Ocak Teşkilatlarında bulundu,1999 Yılında MESANDER Ankara Şubesinde görev yaptı, 1999-2000 Yılları arasında Çankaya İlçe Yönetiminde bulundu, 2003-2006 Yılları arasında Çankaya İlçe Başkanlığı görevini yürüttü, 2008-2009 Yıllarında iki sezon Kırıkkale Spor Kulübü ikinci Başkanlığını yaptı, 2009 Yılından itibaren Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu Üyeliğini yürütmüştür.

2009-2012 yılında Genel Merkez Teşkilat İşlerinde Başkan Yardımcıları ile çalıştı.

 

Kaynak:mynet.com

 

Yorumlar