TTK'ya 53 eski hükümlü işçi alımı başvuruları başladı

TTK'ya 53 eski hükümlü işçi alımı başvuruları başladı
Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait müesseselerde 53 eski hükümlü alımı için başvurular Çalışma ve İŞKUR Müdürlüğü'ne bugün itibariyle başladı. Başvurular 24 Ocak 2020 tarihinde sona erecek. Kura çekimi ise noter huzurunda 15 Şubat 2020 tarihinde gerçekleştirilecek.
Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda çalışmak üzere 20-24 Ocak 2020 tarihleri arasında, kalorifer ateşçiliği, şoför, aşçı, demir yolu işçiliği ve yıkama makinesi operatörlüğü branşlarında toplam 53 eski hükümlü işçi alımı için başvurular başladı. Çalışma ve İŞKUR İl Müdürü Gönül Demirsu yaptığı açıklamada, kuranın 15 Şubatta noter huzurunda gerçekleştirileceğini belirterek şöyle dedi:
"Türkiye Taş Kömürü Kurumuna bugün için eski hükümlü ile ilgili 53 kişi alınacak bugün başvurularımız başladı. 20 Ocak ve 24 Ocak arası başvurular gece saat 12'ye kadar yapılabilecek. Yalnız 24 Ocak günü saat 5'e kadar il müdürlüğümüze ve hizmet merkezimize başvurular olacak. Onun dışında gece saat 12'ye kadar ALO 170 ve internet kanalı üzerinden başvurular devam edebilecek. Benim burada üzerinde durmam gereken husus şu il müdürlüğümüze ve hizmet merkezimize yapılan başvurularda hükümlü arkadaşlarımın mutlaka belgelerinin hazır olması gerekiyor biz bunları kontrollü olarak alacağız. Bilindiği gibi şoförlük sanatında 23 kişi alınacak bununla ilgili 1997 yılından önce eğer ehliyetini almışsa E sınıfı daha sonra almışsa C, E, D veya D, E, C sınıfı ehliyetlerin olması lazım. Aşçılık sanatında başvuracak olan adaylarımızın da belgesinde olması gerekiyor yine meydan ve çevre işçiliğine başvuracak adaylarımızın da ateşçi belgelerin olması gerekiyor. Sadece iki husus da demir yolu işçi sanatında ve lavabo işçiliğinde herhangi bir belge aramıyoruz. ilkokul mezunu olması ve diğer şartları taşıması lazım. Burada yaş konusu da çok önemli 18 ile 44 yaş arası olan kişiler başvuru yapabilecek. Noter kurası 15 Şubat 2020 tarihinde, noter huzurunda birebir çekilecek yani 53 kişi alınacaksa 53 kişi noter kurasından çıkacak yine Türkiye taş kömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün uygun gördüğü sayı kadar da yedek çekilecek. Ben şunu duyurmak istiyorum kesinlikle ve kesinlikle hiç kimse işe torpille alınmayacak. Başka türlü şeyler olacak gibi herhangi bir kuşkuya kapılmasın ben eski hükümlü arkadaşlarımızın orada bulunmalarını noter kuralarına birebir iştirak etmelerini ve her bir çekilişi gözleriyle görmelerini istiyorum. Kimler noter çekilişinden çıkarsa işe onlar başlayacak. Tabii ki şartlara uygun olursa yaş şartı vesaire bunlar gözden kaçmış olabilir. Neden olabilir çünkü biz kurumumuza kaydımızı yaparken sistem kabul etmez. Biz de bunu kontrol edeceğiz. Ama internetten ALO 170 den başvuru yapan arkadaşlarımız da beyan esasına göre başvuru olabileceği için bazı kriterlere uygun hareket etmiş olmayabilirler. O nedenle bu konuda çok dikkatli olsunlar boşu boşuna kuradan çıksalar dahi belgeler alınırken elenme durumları var. Ben bütün eski hükümlü arkadaşlarıma bu konuda şans diliyorum İnşallah ihtiyacı olan arkadaşlarıma çıkar diyorum."
Otomobille 100 metreden kanyona uçtu

Otomobille 100 metreden kanyona uçtu
Karabük'te, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil 100 metreden kanyona uçtu. Kazada sürücüyü kanyondan itfaiye, AFAD, 112 ve polis ekipleri çıkardı.
Edinilen bilgiye göre, Bahçelievler Mahallesi'nde bulunan Karabük - Safranbolu bağlantı köprü mevkisinde Abdurrahman Arslan (37) yönetimindeki 19 BL 830 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu 100 metreden kanyona uçtu.
Çevredeki vatandaşların haber vermesiyle olay yerine polis, Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD), 112 ve Karabük Belediyesi itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekipler otomobilin uçtuğu kanyona güçlükle inerken, otomobilden çıkarılan yaralı Arslan, sedyeye alındı. İtfaiye, AFAD, 112 ve polis ekipleri, yaralı sürücüyü yaklaşık 500 metre yürüyerek ambulansa taşıdı.
Uzun uğraşlarının ardından ambulansa konulan yaralı sürücü ambulansla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.
Yaralı Arslan'ın bir doğalgaz firmasında çalıştığı ve durumunun iyi olduğu öğrenildi.
Paha biçilmez koleksiyon!..

Paha biçilmez koleksiyon!..
Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde yaşayan Mobilya ustası Tuncay Yüksel, dedesi ve babasından aldığı para koleksiyonuna gözü gibi bakıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin 1930 yıllarına ait para ile birçok ülkenin paralarıyla koleksiyon yapan Yüksel, koleksiyonuna ev ve araba verildiğini, ancak koleksiyonunu satmadığını söyledi. Koleksiyonda 163 parça para olduğunu kaydeden Tuncay Yüksel, değerinin verilmesi durumunda paraları satabileceğini kaydetti. Alaplı ilçesinde Mobilya imalatı ile uğraş veren 46 yaşındaki Tuncay Yüksel, Dedesi ve babası tarafından başlanan para koleksiyonuna yaklaşık 30 yıldır devam ediyor. Babası Mehmet Yüksel’den aldığı 60 parçalık para koleksiyonunu mobilya montajı için gittiği yurt dışı görevlerinde gittiği ülkelerin paralarını ekleyen Tuncay Yüksel, bugüne kadar toplam 163 parça parayı koleksiyonunda biriktirdi. Dedesi ve babasının Ereğli belediyesinin eski sinema günlerinde de para koleksiyonuna eklemeler yaptığını söylediği konuşmasında, paraları muhafaza etmek için özel malzemeler kullandığını da ifade etti. Yüksel açıklamasında “Bu koleksiyonda rahmetli dedem ve babamın büyük payı var. Burada 163 parça koleksiyonumuz var. 67 tanesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 24 tanesi Arap ülkesi, parası, diğer ülkelerden derlediğimiz 72 adet paramız var. Babamdan almış olduğu paraların üzerine bizde ekleyerek tarihi ese olarak nitelendireceğimiz bir koleksiyonu ortaya çıkardık. Babamdan ve dedemden aldığım 60 adet olan parayı yaklaşık 30 senedir biriktirmeye devam ediyorum. 20 senedir de yurt dışına çıktığım ülkelerde de oradaki koleksiyoncularında eklemeler yaptım. Bu paraların arasında Cumhuriyet dönemine ait iki buçuk lira var. 1930’lu yıllara ait. 5 lira var, 50 lira var. Cumhuriyet dönemine ait çok değerli koleksiyonumuz var. Koleksiyonu gizleyebilmemiz için bakımı için çok özel malzemeler, kağıtlar var. Özel Jelatinler var. Onlarla muhafaza ettik. Bu koleksiyonu da görmek herkese nasip olmaz. Sizin sayenizde de görenler olacak” dedi. DEĞERİNDE TEKLİF GELİRSE SATMAYI DÜŞÜNÜRÜM Tuncay Yüksel, para koleksiyonu için değerinde bir teklif gelmesi durumunda satma düşüncesi olduğunu da söylediği konuşmasında “Para teklif eden çok oldu. Daire veren, araba teklif edenler bile oldu. Ben vermedim. Benim için çok büyük önemi var. Bu koleksiyon çok değerli. Bu paraları bir araya getirmek çok zor. Cumhuriyet dönemi olarak, Arap parası olarak, Avrupa ülkesi olsun yurt dışı parası olsun değerli bir koleksiyon. Yılların emeği var” dedi.
DOMUZ GRİBİ (mi) oldum?

DOMUZ GRİBİ (mi) oldum?
Tüm Türkiye’de olduğu gibi Karadeniz Ereğli’de de grip, domuz gribi hastalıkları oldukça arttı. Ereğli Özel Echomar Hastanesi Başhekimi Dr.Nevzat Çimenoğlu ve ACİL Hekimi Dr.Elif Adalıoğlu, kış ayını yaşadığımız şu günlerde grip, domuz gribi hastalıklarına karşı yapılması gerekenler konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundular.
Başhekim Dr.Çimenoğlu, “Hastanemizde yılbaşından bu yana ortalama 7000 hastaya bakmaya başladık. Bu hastaların yüzde 50’si gribal enfeksiyonlu olarak geliyor. Yılbaşından bu yana hastanemizde ACİL’e başvuran hastalarımızın yaklaşık yüzde 50’si yani 3.000-4.000’i gribal enfeksiyon nedeniyle müracaat etti. Mevsimsel bir artış söz konusu. Gribe karşı vatandaşlarımızın dikkatli olmalarını konusunda uyarıyoruz. Özellikle bebek, çocuk ve yaşlılarda bu konuya çok daha dikkat edilmesi gerekiyor.”
ACİL Hekimi Dr.Elif Adalıoğlu da son günlerde Karadeniz Ereğli’de; dirençli ateş, aşırı halsizlik, yaygın ve şiddetli vücut ağrıları, burun akıntısı, öksürük, iştahsızlık ile seyreden İnfluenza çok yaygın görülmektedir. Burun sürüntüsü pozitif olan hastalarda, özellikle de çocukların burun sürüntüsü pozitif olduğunda, ailelerde ciddi panik yaşadıklarını vurguladı.
“DOMUZ GRİBİ NEDİR?”
Dr.Elif Adalıoğlu açıklamalarında ayrıca şu görüşlere yer verdi; “Öncelikle domuz gribi(H1N1) diye adlandırdığımız influenza’nın tam olarak ne olduğunu bilmemizde fayda var. İnfluenza(H1N1) insanda çok kolay bulaş sağlayan bir grip virüsüdür. 3-4 yılda bir grip, virüsün genetik yapısını değiştirmesi suretiyle karşımıza daha şiddetli gripler halinde çıkar. Bu yüzden ilk karşılaşıldığı dönemde, ilk karşılandığı toplumda ölümcül sonuçlar doğurmuştur. Ancak şu an toplum bu virüsü tanımış olup, büyük çocuğumuzun bağışıklığı bu virüse karşı gelişmiştir. Bu yüzden de yaklaşık bir hafta (5-10 gün) hastalık süreci sonrası vakaların büyük çoğunluğu, komplikasyon gelişmeden ve sekel bırakmadan iyileşmektedir.
“2 NOKTAYA DİKKAT ÇEKMELİYİZ...”
Burada dikkat çekmek istediğim 2 nokta var. Birincisi; evet grip, ilaç kullanmıyor dahi olsak 1 hafta(5-10gün) içinde geçecektir. İkincisi; kimler acil servise/ hastanelere başvurmalı?
“KİMLER ACİL SERVİSE/HASTANELERE BAŞVURMALI?”
Burada önemli olan, gribe yakalanan kişilerin gribi hafif mi ağır mı atlatacak grupta olduğunu belirlemektir. Biz ağır atlatacak gruba risk grubu diyoruz. Özellikle ve öncelikli grup olarak bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar(onkoloji hastaları, kemoterapi, radyoterapi gören hastalar..), şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, kronik kalp veya akciğer hastalığı olanlar. Bu grup hastalığa yakalandığında komplikasyon gelişebilecek, yani enfeksiyonu ilerlemiş boyutta yaşayabilecek grup olduğu için, hem korunmada hem de hastalığa yakalandıysa bu süreçte takibi önemli olan grup olup, hastaneye başvurması gereken kişileri oluşturur. Ve enfeksiyon destek tedavisi ile komplikasyonsuz olarak atlatılabilmektedir. Evet domuz gribi atlatılabilir.
“DOMUZ GRİBİ ATLATILABİLİR...”
Tam kelime olarak atlatabilmek demek istiyorum, çünkü bakteriyel bir enfeksiyon gibi ( tonsillit, farenjit, otit vs) antibiyotik başlayıp tedavi etmiyoruz gribi. Hastaya destek tedavisi (grip ilaçları, ağrı kesici, ateş düşürücüdür) vererek hastalığın ortalama 1 hafta olan kendi seyrini tamamlamasını bekliyoruz. Ve bu sürenin azaltılması ilaçlarla dahi mümkün olmuyor. Verilen bu ilaçlar sadece hastanın konforunu artırıp şikayetlerini azaltmak adına kullanılıyor. Bu yüzden grip ile acil servise başvuran hastaların büyük çoğunluğu malesef ki memnuniyetsiz şekilde ayrılıyor. “3 gündür 4 gündür geliyorum, iğne yaptırdım, serum takındım hala geçmedi...” En çok duyduğumuz sözler oluyor. Grip 5-10 gün arasında ortalama 1 hafta, bir kişiyi hasta eder, bazı semptomlar yaşatır ve atlatılır. Bir ilaçla bir serumla hele de antibiyotikle tedavi edilmez. Bu yüzden acil servise başvurup tedavi alan hastalar anlık bir rahatlama yaşayacaklar ki, bu rahatlamayı grip ilaçları ve ağrı kesiciler de aynı oranda sağlayacaktır, ve saatler sonra şikayetleri tekrar edecektir. Tabii ki kendimizi çok rahatsız hissediyorsak acil servise başvuracağız, ancak bunun bizi tedavi etmediğini bilirsek, beklentimiz buna göre değişecektir.
“ACİLDE GRİP...”
Özellikle bir Acil Hekimi olarak Acile başvuran grip hastalarının; önceliğin trafik kazaları gibi travma vakaları, göğüs ağrıları, kalp krizleri, beyin damar hastalıkları ve küçük ateşli çocuklarda olduğunu bilmelerini isterim. Özellikle Devlet Hastaneleri için, olacağınız bir enjeksiyon ya da serum tedavisi sizi iyileştirmeyecek, aksine ciddi Acil vakalar geldiğinde çalışan ekibin performansını ve Acilin kısıtlı olan imkanlarını zora sokacağını bilmeleri gerekir.
“NASIL UZAK KALIRIM?”
Evet bütün bunların yerine, özellikle karnelerini alan minik kalpler için; korunmak, ve korunmaya çalışmak çok daha değerli olmalıdır. Çok daha fazla önemsenmeli. Özellikle küçükler kalabalık ortamlarda uzun süre bırakılmamalı, AVM’ler, küçük kafeler ve havasız ortamlardan kaçınılmalı, evlerde dahi odalar sık sık havalandırılmalıdır. El yıkamaya ayrıca özen gösterilmeli, eskiden kolonya kullanımının şu an ise el dezenfektanının, özellikle grip dönemlerinde ne kadar işe yaradığı unutulmamalıdır. Öksürürken, hapşırırken mutlaka peçete kullanılmalı, grip mikrobunun bU damlacıklarla bulaştığı çocuklara anlatılmalı. Ve bol bol sıvı ve C vitamini içeren taze sebze meyve tüketilmeli. Özellikle de ara tatilin hastalıklarla mahvolmaması için bunlara ciddi anlamda özen gösterilmelidir.
“ANNELERE UFAK BİR UYARI...”
Annelerimize küçük bir uyarıda da bulunmak istiyorum; Ve düşmeyen ateş. Annelerimizin en büyük kabusudur. İnfluenza dirençli yüksek ateş sebebidir. Bu yüzden ateşli dönemde 4 saatte bir dönüşümlü ateş düşürücü vermek, ılık duş aldırmak bizim vazgeçilmezimiz olmalıdır. Ve 4 saat sonra bu ateş neden yine çıktı diye telaş olunmamalıdır. Enfeksiyonun seyrinin bu olduğu, ateşli dönemin bu şekilde en az 2-3 gün devam edeceği bilinmeli ve tekrar çıkıyor diye telaş DEĞİL hastalık seyrini geçiriyor diye düşünmelidirler. Annelerin psikolojisi ne kadar rahat olursa, çocuklar o kadar kolay tedavi olur.. Eğer ateş düşmüyorsa, panik olmak yerine en yakın Acile başvurulmalı, sakince doktorun önerileri dinlenmelidirler. Bol sıvı tüketiminin ateşi düşürmede ne kadar önemli olduğu unutulmamalı ve ateşin bu enfeksiyonunu yenmek için bir direnç mekanizması olduğu bilinmelidir.”
Sosyal medyadan uzaklaşıp sosyal meydanlara yönelmeliyiz…”

Sosyal medyadan uzaklaşıp sosyal meydanlara yönelmeliyiz…”
Zonguldak’ın Ereğli ilçesi EREYLİN Alışveriş Merkezinde ‘SOSYAL MEDYADAN SOSYAL MEDYANA’ Projesi gerçekleştirildi.
Konu ile ilgili EREYLİN Alışveriş Merkezi yönetimi tarafından yapılan yazılı açıklama şu şekilde;
“Zonguldak Ereğli Gençlik merkezi tarafından düzenlenen ‘SOSYAL MEDYADAN SOSYAL MEDYANA’ Projesi EREYLİN Alışveriş Merkezi Food Court katında 19 Ocak Pazar günü 12.00’dan 14.30’a kadar hizmet verilmiştir. Sosyal medyadan sosyal medyana projesi altında taş boyama, santraç, tabu, boyama vb. çalışmalar yapılıp her yaştan insanın katıldığı projede sosyal medya bağımlılığına dikkat çekerek gençleri meydanlara çekmeyi amaçlayan uygulamalarla hizmet verilmiştir.”