KELEŞ YATIRIMCI PEŞİNDE

1 Ağustos 2018 Çarşamba 19:42

KELEŞ YATIRIMCI PEŞİNDE

KELEŞ YATIRIMCI PEŞİNDE

KDZ Ereğli TSO Başkanı Aslan Keleş Batman TSO Başkanı ile görüşmeye gitti. KDZ Ereğli organize sanayide büyük bir yatırım yapacak olan batmanlı iş adamı geçtiğimiz günlerde Ereğliye geldi bazı  incelemeler yaptiği biliniyordu. Eğitim ile ilgili buyuk bir yatırım yapılacak olan batmanlı iş adamına  Keleş yatrımcıyı yerinde ziyaret etti ve Ereğlideki ticari dinamıklerı canlandırmak için  Keleş bu tarzda çalişmaların devam edeceği gözlemleniyor KDZ Ereğli TSO üyesi iş adamı Şakır Bayramda Bu ziyarette  Keleşe eşlik etti.

Yorumlar

Fatih Çakır Tekrar Atandı

1 Ağustos 2018 Çarşamba 18:45

Fatih Çakır Tekrar Atandı

Fatih Çakır Tekrar Atandı

Başkan Fatih Çakır, tekrar atanmasını sosyalmedyada duyurdu:

Yapılan istişare ve değerlendirmeler neticesinde Genel Merkez Teşkilat Başkanımız Mustafa Ataş tarafından yeniden İlçe Başkanlığı görevi bizlere tebliğ edildi. Bu yolda bizlere destek veren Milletvekillerimiz Polat Türkmen, Ahmet Çolakoğlu, Hamdi Uçar ve İl Başkamız Zeki Tosun’a teşekkür ediyorum. Rabbim bizleri mahcup etmesin. Hayırlı uğurlu olsun”

Yorumlar

Başkan Uysal, pazarcıların derdini dinledi

1 Ağustos 2018 Çarşamba 12:51

Başkan Uysal, pazarcıların derdini dinledi

Başkan Uysal, pazarcıların derdini dinledi

Başkan Uysal, pazarcılarla bir araya geldi
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, yeni güne Pazaryeri esnafıyla kahvaltı yaparak başladı. Pazaryerini Ereğli’nin kalbi olarak niteleyen ve Pazaryerinin yerinde rehabilitasyonu sırasındaki sabırlarından dolayı esnaflara teşekkür eden Uysal, “Ben Pazaryerinin sorunlarıyla dertleniyorum, En büyük mücadelem sizi burada tutmaktı, aksi durumda çok şey kaybederdiniz, bizim niyetimiz Pazaryerini yaşatmak.”dedi.
Başkan Uysal, Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Arslan Keleş, esnaf odaları başkanları ve pazar esnafı ile sabah kahvaltısı yaparken esnaflara hitaben yaptığı konuşmada, “Farklı renk ve desenden olabilirsiniz. Farklı yerde doğmuş olabilirsiniz. Ama yapılanları görmemek, yapılanlara teşekkür etmemek çok ayrı.” dedi.
BİZ SİZİN DERTLERİNİZLE DERTLENİYORUZ
Pazar yerinde sebze, meyve satış yeri ile köylü pazarı zemin ve çatı değişi yapıldığını belirten ve bu süreçte sabır gösteren esnaflara teşekkür eden Uysal, “Suyunuzu verdik, tuvalet paralıydı, eskisini yıktık, yeniden bay- bayan tuvaleti yapıp ücretsiz hale getirdik. Dükkânlar içinde namaz kılınıyordu, bay-bayan mescidinizi yaptık. Bebek bakım odası yaptık. Bu kadar işi yapan diğerlerini de yapar. Zorunu yapan, kolayını da yapar. Anlattığınız sorunlar bizim derdimiz. Sizin sorunuz bizim sorunumuz. Biz sizin sorunlarınızla dertleniyoruz.”dedi.
BEN ŞAN VE ŞÖHRET İÇİN BAŞKAN OLMADIM
Sözlerini “Eksiğimiz var mı? var. Benim hayalimdeki rüya şehir değil. Ben Karadeniz Ereğli’nin rüya bir şehir, rüya bir ilçe olması için belediye başkanı oldum. Ben şan ve şöhret için başkan olmadım. Benim yeteri kadar şöhretim var. “diyerek sürdüren Başkan Uysal, “Göreve geldiğimiz zaman mahkemeyi kaybettiniz mi? Bir yere gidebilir miydiniz? Bu esnafı Sarıkorkmaz’a mı koysaydık? Git AVM’de 4. katı kirala mı dilecektik. 5 bin liralara 10 bin liraları mı mahkûm etseydik.“ifadelerini kullandı.
HERKES MİMAR HERKES İNŞAAT MÜHENDİSİ OLMUŞ
Başkan Uysal, Pazaryerine ilişkin bir takım söylemlerle ilgili olarak da, “Hani şu çokbilmiş insanlar var. Herkes mimar, herkes inşaat mühendisi. Buranın zemini yağlı kaya. Ne diyorlar ben olsam altını katlı otopark yapardım. Buyur yap kardeşim.” diyerek başladığı konuşmasında, “Kapalı Pazaryerini yıkarsan kamu zararı çıkar. Yıksak oradaki esnaf günde 1 lira kazanabilir mi? Etrafında ki binalar sarsıntılarla göçerse bunun hesabını kim verecek? 685 yıllık Çınar ağaçlarına ne zararı verebileceğimizi bilen var mı? Bu alandaki kazı, hafriyat buradaki ve tüm ilçe esnafının işini, huzurunu bozmaz mı? Burası Ereğli’nin kolu değil kalbi. Kazı yapıldı, kaç senede biterdi. En büyük mücadelem sizi burada tutmaktı, aksi durumda çok şey kaybederdiniz, bizim niyetimiz Pazaryerini yaşatmak.”görüşlerine yer verdi.
Başkan Uysal kahvaltı sonrası da pazaryerindeki incelemelerini sürdürürken, Pazar esnafı ile çay sohbeti yaptı.

Yorumlar

SGK ve Vergi dairesi borç yapılandırmaları ertelendi

31 Temmuz 2018 Salı 17:49

SGK ve Vergi dairesi borç yapılandırmaları ertelendi

SGK ve Vergi dairesi borç yapılandırmaları ertelendi

SGK ve Vergi dairesi borç yapılandırmaları ertelendi

11/5/2018 Tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer bazı alacakların yeniden yapılandırlıması ile Bazı Kanunlarda değişiklik  yapılmasına ilişkin kanunun 2,3,4,7 ve 8 inci  maddeleri ile 10 uncu maddesinin altı, yedi ve sekizinci fıkralarından yararlanmak için öngörülmüş olan başvuru, bildirim ve beyan sürelerinin 27/08/2018 tarihine (bu tarıh dahil) kadar uzatılmasına, aynı kanunun 9 uncu maddesinin onyedinci fıkrasıgereğince karar verilmiştir 

Yorumlar

FINDIK HASAT MEVSİMİ GELDİ, ÜRETİCİ ENDİŞELİ…

31 Temmuz 2018 Salı 12:56

FINDIK HASAT MEVSİMİ GELDİ, ÜRETİCİ ENDİŞELİ…

FINDIK HASAT MEVSİMİ GELDİ, ÜRETİCİ ENDİŞELİ…

FINDIK HASAT MEVSİMİ GELDİ, ÜRETİCİ ENDİŞELİ…

Karadeniz Bölgesinin en önemli tarım ürünlerinden fındıkta hasat dönemi yaklaşıyor. Bakanlık bu sene rekoltenin 550 bin ton olacağını açıkladı. Doğu Karadenizli fındık üreticileri, nispeten düşük olan rekolte nedeniyle oluşacak yüksek fiyat beklentisi içine girdi. Batı Karadeniz’de ise rekolte Doğu’ya göre daha düşük gerçekleşecek. Fındık fiyatları ne olursa olsun, Batı bölgelerinde sezon zor geçecek.
Türkiye’nin en önemli tarım ihraç ürünü, Karadeniz Bölgesinin temel ekonomik girdisini oluşturan fındıkta hasat dönemi geliyor. Üreticiler bugünlerde fındık tarlalarını zararlı otlardan temizleme çalışmalarını yürütüyor. Ağustos ayının ortalarında ise üreticiler fındık için hasada başlayacak.
Bakanlık, fındık rekoltesini 550 bin ton olarak açıkladı. Bu sene için düşük bir rekolte olduğu değerlendiriliyor. Fındık arzının düşüklüğü, oluşacak fiyatın geçen senelerden daha yüksek olması beklentisine yol açtı.
Geçen sene fındık üreticileri kilogram başına 8,5 liralık bir ortalamayla ürünlerini satmıştı. Genelde sezon başlangıcı yaklaşırken fındık fiyatları yükselir. Ancak bu sene bu artış cüzi miktarda gerçekleşti. Şu anda Zonguldak’ta geçen senenin mahsulü fındığın fiyatı 9,5 ila 10,5 lira arasında değişen fiyatlarda işlem görüyor. Fiyatların fazla hareketlenmemesinin nedeni olarak geçen yıldan kalan fındık stoklarının halen tüketilememiş olması, talebin büyük bölümünü yaratan çikolata sektöründe yaşanan tekelleşme, üreticilerin fiyatları belirleme imkanına sahip bir örgütlenme içinde bulunmaması gösteriliyor.
YENİ SEZONDA NE OLACAK?
Yeni sezon için Doğu Karadeniz’de ticaret ve ziraat odaları başkanları iyimser konuşuyor. Bölgede fındık rekoltesi beklentilerden iyi gerçekleşti. Toplam arzın düşüklüğünün Doğu Karadeniz Bölgesine yaraması bekleniyor. Fındık piyasasını yönlendiren kurumları temsil eden kişiler, “Daha iyi fiyat beklentisi”nden söz ederken, “Yine de abartmamak gerek, sadece geçen seneye göre iyi olacak” görüşünü dile getiriyor.
Ancak Batı Karadeniz’de rekoltenin hali içler acısı. Kışın kar yağışının azlığı, baharda sis olaylarının fazla olması ve küllenme hastalığı bir araya gelince, özellikle düşük rakımlı bölgelerde fındık rekoltesinin yok denilecek kadar düştüğü gözleniyor. Kimi üreticiler, fındık sezonunda işçi çalıştırmadan sezonu geçirmenin hesaplarını yapıyor. Bu durumda fındık fiyatları yükselse dahi fındık üreticisinin zorlu bir sezon geçirmesi muhtemel kabul ediliyor.
SORUNLAR… SORUNLAR…
Fındıkta çözülmesi gereken birçok problem bulunduğu değerlendiriliyor. Bunların başında, dünyadaki en büyük fındık üreticisi olan Türkiye’nin, bu üretim gücünü organize etmekte yetersiz kalması geliyor. Fındık Borsası halen Almanya’da bulunuyor. Dünyada üretilen fındığın yüzde yetmişini üretmesine karşılık, fındık üzerinden katma değeri yüksek üretim yapılamayışı başka bir problemi oluşturuyor. Çikolata, fındık kreması gibi ürünlere yönelik yerli sanayi, avantajlarına rağmen bir türlü istenilen seviyeye gelemedi.
Öte yandan, devletin müdahale sisteminin kendisi de belli bir süre sonra sıkıntılar yaratabiliyor. Devletin müdahale kurumu olan TMO aracılığıyla fındık aldığı senelerde artık fiyatların yükselmesini sağlamak mümkün olamıyor. Ayrıca TMO’nun müdahale esnasında aldığı fındık, bir sonraki sene fiyatların yükselmesi önünde önemli bir engel oluşturuyor. Zira bu arada ofis eliyle satılan fındık, arzın düşük olduğu senelerde bile alıcılar açısından sanki rekolte yüksekmiş gibi görünmesine yol açıyor.
Yükselen maliyetlere rağmen son beş senede fındık fiyatlarında aynı oranda bir yükseliş yaşanmaması, fındık üretiminin geleceğin tehdit ediyor. Mazotta, gübrede kurdan kaynaklanan artışlar doğrudan üreticinin cebinden çıkıyor. İşçilik maliyetleri son beş senede yüzde altmış oranında artmasına rağmen üreticinin geliri düzenli olarak azaldı. Bu durum, potansiyel üreticilerin büyük bölümünün yaşadıkları bölgeden göç etmesine de yol açıyor.
Üreticilerin örgütsüzlüğü ise başka bir mesele. Eskiden fındık fiyatlarını belirlemedeki en etkin kurum Fiskobirlik idi. Serbest Piyasa Fiyatları, Fiskobirlik’in belirlediği fiyatın biraz altında ve üstünde gerçekleşiyordu. Devletin Fiskobirlik’i desteklemekten vaz geçtiği ikibinli yılların ortasından sonra Fiskobirlik bu hakim konumunu yitirdi ve üretici ile tüccar karşı karşıya kaldı. Örgütsüz kalmış üreticiler ile holding seviyesinde örgütlenmiş tüccar arasındaki denge gün geçtikçe üretici aleyhine döndü.
ÇÖZÜM NE OLABİLİR?
Sektörün paydaşlarının bir bölümü, özellikle de alıcı konumundakiler, serbest piyasa koşulları dışında bir düzenlemenin gerekmediğini savunuyor. Fakat etkin bir çözüm getirilmezse fındık üretiminin geleceği üzerindeki kara bulutlar üretimi vurabilir.
Buna karşılık, üretici ve tüccar arasında eşit bir ticaret ortamından söz edebilmek için üreticilerin de belli ölçülerde örgütlenmesi gerektiği değerlendiriliyor. Bu görüşe göre, fiyatların belirlenmesinde aktif rol oynayabilecek bir üretici birliği (Fiskobirlik veya başka bir türden kooperatif) üreticinin fiyat konusundaki çaresizliğini yenmekte önemli bir enstruman olacak.
Aynı zamanda devletin fındık destekleme modellerinin de yeni baştan ele alınması gerektiği öne sürülüyor. Devletin tüm üreticileri aynı baremler üzerinden değerlendirmesi üreticinin sorunlarına çare olmuyor. Bunun yerine üretim seviyesi belli ölçülerin altında kalmış üreticilerin daha fazla desteklenebileceği bir modelin sektörün geleceğini güvence altına almakta daha etkili olabileceği düşünülüyor.
Bunların yanı sıra, üreticilerin yaş ortalamasının yükselmesi, fındık tarlalarını tehdit eden hastalık ve zararlılara karşı üreticinin eğitimi gibi problemler de çözüm bekliyor.

Yorumlar