FAİK ÖZTRAK’IN BASIN AÇIKLAMASI
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN AÇIKLAMASI
CHP MYK Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK sürerken yaptığı basın açıklamasında şunları belirtti:
CHP 95 YAŞINDA
Dün partimizin 95. Kuruluş yıldönümünü kutladık. Gerçekten de önemli etkinliklerimiz vardı, bu etkinliklerimiz önümüzdeki günlerde de devam edecek. Bu vesileyle kurucu Genel Başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “en büyük iki eserimden biridir” dediği ve yeni bir devlet kuran partimizin, cumhuriyetimizin, demokrasinin, demokrasimizin ve bize oy versin vermesin halkımızın tamamının yaşam biçiminin güvencesi olmaya devam edeceği yönündeki kararlılığımızın altını bir kez daha çizmek istiyorum. Dün aynı zamanda İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun ve savaş alanlarında milli mücadelenin tamamlanmasının da 96. yıldönümüydü. Bu vesileyle önderimiz Başkomutan Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere bu toprakları bize vatan yapan tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle ve minnetle bir defa daha huzurlarınızda anmak istiyorum.
KAYIT PARASI KONUSUNDA ŞİKAYETLER GELİYOR
Bugün yaptığımız MYK toplantımızın gündeminde şu konular vardı. Ekonomideki son gelişmeleri ele aldık. Dış politikadaki gelişmeleri ele aldık. Sosyal gelişmeler üzerinde durduk. Ekonomi Masasının Ziraat Odaları Birliğine yaptığı ziyaret konusunda bilgi verdik, bilgi aldık. Bugün birinci sınıflar eğitime başlıyor. Bu konudaki sorunlar üzerinde durduk ve tabi ki her zaman olduğu gibi idari konuları da ele aldık. İlk önce eğitim konusu. Eğitimde birinci sınıflar bu sabah sınıflarına girdiler. Ben bütün çocuklarımıza zihin açıklığı diliyorum, başarılar diliyorum. Ama bir konuyu da burada huzurlarınızda gündeme getirmek istiyorum. Partimize bu kayıt paralarının, resmi okullarda kayıt paralarının devam ettiğine dönük ciddi şikayetler ulaşıyor. Bu şikayetleri burada huzurlarınızda dile getiriyor, iktidarın bu konuda önlem almasını bekliyoruz.
EKONOMİDE ASPİRİN TEDAVİSİ
Bu hafta yine ekonomide aspirin tedavisinin devam ettiğini görüyoruz. Hala ortada milleti rahatlatacak, yangını söndürecek bir program yok. Geçtiğimiz hafta enflasyon rakamlarının açıklanmasından sonra damat Hazine ve Maliye Bakanı, “Maliyet şokları sonrası kısa vadede geçici artış normal” derken, Merkez Bankası “Son dönemde enflasyon görümüne ilişkin gelişmeler fiyat istikrarı açısından önemli risklere işaret etmektedir. Merkez Bankası fiyat istikrarını desteklemek amacıyla gerekli tepkiyi verecektir” demişti. Enflasyon rekor kırdı, mutfaklarda yangın var ama her şey yolundaymış gibi Para Kurulu toplantısı hala bekleniyor. Ayın 13’üne kadar demek ki normal zamanı bekleyeceğiz. Demek ki, Merkez Bankasının bu önemli riskler sözcüğü gerçekliği yansıtmıyor. Ona göre de her şey normal ki normal zamanda Para Kurulu toplantısını yapmayı bekliyorlar.
ENFLASYON HORTLADI, FAİZ PATLADI
Millete 24 Haziran öncesi ne dendi bunu bir hatırlayalım değerli basın mensupları: “24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz.” Millet size yetkiyi verdi, enflasyon hortladı, faiz patladı, Türk lirasının değeri serbest düşüşe geçti. Sizden tık yok arkadaşlar. Yani siz yeni yerli ve milli içeceklerinizi, ejder meyveli smoothieyi, starex meyvesi eşliğinde aloeverayı, liçi meyvesi eşliğinde efulilerinizi yudumlarken millete aspirin yutturmaya devam ediyorsunuz.
OYALAMACILIK, LAFÇILIK, RANTÇILIK
Öte yandan Suriye’de yeniden yükselen ateş ve bu ateşin tetikleyeceği yeni bir göç dalgasıyla yükselecek ciddi güvenlik sorunlarımız var. Bu konuyla ilgili geçtiğimiz hafta Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız gerçekten dört başı mamur bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı da bir kere daha burada hatırlatmak istiyorum. Ama şimdi bakıyoruz bununla ilgili yurtdışında toplantılar yapılıyor. İran’a gittiler Tahran’a, resmi toplantıda birde baktık damat, evlat aile boyu katılım sağlanmış. Bir tek damat beyin bir çantacı danışmanı var eski çanta işlerini yapan bir danışmanı var o unutulmuş. “Londra’dan, New York’tan borç bulamazsak Çin’den, Katar’dan alırız” demeler, aile boyu ziyaretler, el sıkışmalar, şaşa debdebe bunların bildiği bir tek bu arkadaşlar. Sadece konuşuyorlar. Dış güçler şunlar bunlar. Ekonomiyi gereği takip etseydiniz, oyalamacılık, lafçılık, rantçılık yapmak yerine ekonominin bünyesini güçlendirseydiniz elin oğlu bize böyle kafa tutabilir miydi?
SİZ BECEREMİYORSANIZ TBMM ÇAĞRILSIN
“Dış düşman, dış düşman” diyorsunuz ama yurtiçine bir türlü geldiğiniz yok hep yurtdışındasınız. Bir defacık Türkiye’nin temel meseleleri nedir, nereden ileri geliyor, nasıl çözeceğiz, ehil, uzman insanlarla ciddi bir istişare yaptınız mı? Bu meselelere fikir yordunuz mu? Bundan dolayıdır ki bugün bu sıkıntıları çekiyoruz. Siz beceremiyorsanız Meclis Başkanı TBMM’yi tatilden çağırsın bu işi birlikte yapalım.
MİLLETİN SIRTINDAKİ YÜKÜNÜZ DAYANILMAZ HALE GELDİ
Millete dayatılan bu ucube rejimle beraber Türkiye hızla bir çadır devleti, Ortadoğu’nun modası geçmiş, başarısız devletler ligine düşmüş, hanedan devletleri görünümüne bürünüyor. Tek adam rejimi başlayalı daha iki ay geçti milletin sırtındaki yükünüz artık taşınamaz hale geldi.
BÜROKRASİ ALT ÜST EDİLDİ
Değerli basın mensupları, son dönemde eski AKP’li vekillerin 6 tanesini rektör yaptılar. Daha öncede 6 tanesi büyükelçi olmuştu. Bunlar kamuoyuna yansıdı. Ayrıca yine AKP’li vekillerin akrabalarının ve diplomasiyle ilgili olmayan iktidar partisine sadık bürokratların büyükelçilik gibi son derece kritik görevlere atanması da liyakatin tamamen yok olduğunu gösteriyor. Türkiye’yi bugüne kadar ciddi bir devlet yapan kurumları, kuralları olmuştur. Bir devleti ayakta tutan liyakat sahibi, akılcı esaslara göre işleyen bürokrasidir, kurumlarıdır, gelenekleridir, görenekleridir. Ancak bugün bürokrasimiz Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle altüst edilmiştir. Kurumlar keyfi biçimde kesilip biçilmekte ve felç edilmektedir. Yılların kurumsal birikimi ve kültürü bir gecede sıfırlanmaktadır. Memurlar oradan oraya savrulmakta, yılların uzmanlığı ve tecrübesi yok sayılmaktadır. Şu anda Başbakanlık uzmanları, devlet arşivleri uzmanları ve diğer pek çok kurumdaki uzmanlar tecrübe ve uzmanlık konularıyla alakasız işlerde görevlendirilmektedirler.
130 UZMAN HAVUZA GİTTİ
Bu çerçevede benimde içinden yetiştiğim Devlet Planlama Teşkilatı ve onun devamı olan Kalkınma Bakanlığı’ndaki gelişmelere de kısaca değinmek istiyorum. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle beraber Kalkınma Bakanlığı kapatılmış Cumhurbaşkanlığına bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı isimli yeni bir kurum oluşturulmuştur. Görevi plan, program, strateji hazırlamak olan bu yeni kurumdan bölgesel kalkınma planlarını hazırlayacak birimler koparılmış ve Sanayi Bakanlığı’na bağlanmıştır. Bölgesel boyutu olmayan kalkınma planları olmaz arkadaşlar. Bunun ne kadar yanlış olduğunu önümüzdeki dönemde göreceğiz. İkinci bir yanlış Kalkınma Bakanlığı kapatılırken pek çoğunu da yakından tanıdığım 130 civarındaki tecrübeli uzman ve memur Devlet Personel Başkanlığı’ndaki havuza atılmıştır. Bu havuza atılan uzmanlar arasında 2001 krizini görmüş, bu konularda ciddi mesailer yapmış insanlarda vardır. Yine doktoralı, devlet tarafından yurtdışında yüksek lisans yaptırılmış pek çok kıymetli uzmanın kurumuyla bağı koparılmıştır. Bugün aspirin tedavisi yerine vatandaşın derdine derman olacak bir programı yapamıyorsak bunun bir nedeni de yıllardır bu programları yapan kurumların hercümerç edilmesidir. Şuanda bu programları yapacak uzmanları bulmakta zorlanıyorlar.
İYİ YETİŞMİŞ GENÇLER YURTDIŞINA GİDİYOR
Türkiye’de son dönemde önemli bir beşeri sermaye kaybının yaşandığını görüyoruz. Geçtiğimiz hafta TÜİK önemli bir istatistik açıkladı. TÜİK’in açıkladığı uluslararası göç istatistiklerine göre 2016’da Türkiye’den yabancı ülkelere göç eden vatandaşlarımızın sayısı 69 bin 326’yken aynı sayı geçtiğimiz yıl yani 2017 yılında yüzde 63,5 artmış ve 113 bin 326 kişiye çıkmış. Özellikle iyi yetişmiş gençlerimizin Türkiye’den umudunu kesip yurtdışında kendine hayat kurmaya çalıştığına dönük hikayelerin anlatıldığı bugünlerde TÜİK’in açıkladığı göç rakamlarının üzerinde ciddiyetle düşünmemiz gerekiyor. Türkiye ve siyaset gençlerine yeniden umut vermek zorundadır. Gençlerimize umut ise daha çok demokrasi, daha çok hak ve özgürlük, güçlü ve istikrarlı bir ekonomi ve kimseyi dışlamayan kapsayıcı bir devlet yönetimiyle verilebilir.
İKİNCİ ÇEYREK BÜYÜMESİ HORMONLU
Bugün 2018 yılının ikinci üç aylık dönemindeki büyüme rakamı açıklandı. Bu dönemde büyüme yüzde 5,2 olmuş. Burada bir hususu dikkatlerinize sunmakta yarar görüyorum. Bu büyüme rakamı 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde ekonominin kredi garanti fonlarıyla, bütçe harcamalarıyla, sıcak parayla hormonlandığı bir dönemde gerçekleşti. Bütün bunlara rağmen, bu kadar desteğe, bu kadar itici unsurlara rağmen mevsim ve takvim etkilerinden arındırıldığında büyüme yüzde 0,9 olmuş. Yine benim bu büyüme rakamlarıyla ilgili dikkatimi çeken bir başka hususta şu oldu. Gayrisafi Yurtiçi Katma Değer içinde geçen yani 2017’nin birinci çeyreğinde yüzde 39 olan ücretlilerin payı bu yılın birinci çeyreğinde yüzde 36’ya düşmüş. Bu ücretlilerin çok ciddi şekilde sıkıntıya doğru gitmekte olduğunu gösteriyor. Yani bir yılda 3 puanlık bir düşme gerçekten önemli. Buna karşılık karların payı artmış. Hangi karların payı artmış diye şöyle bir genelde baktığımda sektörler itibariyle büyümelere baktığımda bankacılık finans sektörünün çok ciddi bir büyüme gösterdiğini görüyorum. Demek ki hani bir oy verinde faizle nasıl mücadele edilir diyenler, o seçimden önce bu bankacılık sektörünün karlarının artmasına göz yummuşlar, buna karşılık ücretlinin payının ciddi şekilde gerilemesine politikalarıyla yol açmışlar.
3 BİN 600 EK GÖSTERGE NE OLDU?
Şimdi yine bugün madem 24 Haziran öncesine dönüyoruz bir konuyu burada bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim beyannamesini açıkladığı gün ne dedi 25 Mayıs’ta? “Polislerimizin, öğretmenlerimizin, hemşirelerimizin, din görevlilerimizin ve diğer idarecilerimizin emeklilik ek göstergelerini 3 bin 600’e çıkaracağız” dedi. Nerede arkadaşlar? 100 günlük eylem planında bunu göremedik. Köprüleri gördük, yolları gördük, kanalları gördük ama 100 günlük eylem planında çalışanlarımıza dönük, çalışanlarımızın özlük haklarına dönük bu düzenlemeyle ilgili herhangi bir açıklama görmedik. Ha diyeceksiniz ki Meclis tatildeydi meclisin açılması bekleniyor. Öyle değil. 25 Haziran’dan sonra meclis açıktı, torba yasalarda çıktı. Dolayısıyla arkadaşlar önümüzdeki dönemde mutlaka bunun takipçisi olacağız.
HALKBANKASI İÇİN BAĞIMSIZ DENETİM ŞART
Bir diğer önemli konu bence geçtiğimiz haftada önemini korudu, bugünde bence önemini koruyor. Bu Halk Bankası meselesidir. Halk Bankasındaki yanlış kur olayıyla ilgili olarak bağımsız denetimin şart olduğunu söylemiştim. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ikinci defa bir denetim yapmak üzere bankaya gitmiş tamam. Ama bu yetmez. Mutlaka bu konunun bağımsız denetim kuruluşları tarafından denetlenmesi kamuoyunun vicdanının rahatlatılması gerekir. Olay hafif değildir. Millet inim inim inlerken gece vakti yarım saatte binlerce kişi kimden haber alıp da ucuz döviz aldı bunu bulmak gerekir. Dolayısıyla bu konuyla ilgili olarak bir meclis araştırması da mutlaka vereceğiz değerli basın mensupları.
Benim söyleyeceklerim bu kadar, sizlerin sorusu varsa soruları alayım.
Soru- Efendim yeni çıkan bir torba yasayla 533 kanunda hazine gelirlerinin tek adama bağlanması ve belediyelerde ortak ittifaklar hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu bilgi hakkında birazcık açıklık getirebilir misiniz?
Faik ÖZTRAK- Şimdi şöyle değerli basın mensupları, benim görebildiğim kadarıyla Cumhurbaşkanlığı geçtiğimiz haftalarda bir tek hesap uygulamasına geçti ve kamunun tüm gelirlerini tek bir hesapta toplayıp o hesaptan da harcamaların yapılmasını öngördü. Bununla ilgili olarak kapsamda yanlış hatırlamıyorsam ilk çıkarılan kararnamede belediyelerde vardı. Ama sonra çıkarılan tebliğlerde belediyelerle ilgili düzenleme yer almadı. Şimdi özellikle yerel yönetim birimleri olan belediyelerin hesaplarının merkezden yani Ankara’dan yönetilmesi belediye fikrine aykırı bir olay. Belediyeyi niye kuruyorsunuz? Yereldeki tercihleri yakalasın diye, ona göre de harcama yapsın diye. Siz tutup ben belediyenin ne harcayacağını sen bilmezsin, Ankara belediyesinin ne harcaması gerektiğini sen bilmezsin ya da Tekirdağ belediyesinin ne harcaması gerektiğini sen bilmezsin. Ben Ankara’da Maliye Bakanlığındaki odamdan bunu daha iyi bilirim diyorsanız bunun demokrasiyle, yerelleşmeyle, yerel demokrasiyle bağdaşır hiçbir yanı yoktur arkadaşlar. Bu konuyla ilgili olarak gerekli yani bu kanunun bu şekilde uygulanmasının iptal edilmesiyle ilgili olarak gerekli müracaatlarımızı yapacağız. Bu düzenlemenin kanun demeyim de.
Soru- Yerel seçim çalışmaları çerçevesinde son durum hakkında bilgi verebilir misiniz? Bugünkü toplantıda herhangi bir yeni çerçeve çizdiniz mi?
Faik ÖZTRAK- Arkadaşlar Cuma günü o konuda toplantı yaptık. Bugünkü toplantıda artık o Cuma günkü toplantıda çizilen yol haritası üzerinden ilgili arkadaşlarımız çalışmalarına devam ediyorlar. Dolayısıyla bugün gündemimizde bugünkü toplantımızda daha çok size bahsettiğim konular vardı, açıkladığım konular vardı.
Soru- Efendim ikinci çeyrek rakamlarının hormonlu rakamlar olduğunu söylediniz. Şimdi bundan sonraki süreçte ne olacak? Yani üçüncü çeyrek, dördüncü çeyrek? Buna ilişkin öngörünüz nedir? Birde Halk Bankasının dışında yeni bir bankanın daha siber saldırıya uğradığı iddia ediliyor ya da öyle ifade ediliyor yöneticiler tarafından. Bu mevduat sahipleri açısından bir risk mi? Bankacılık sektörü açısından bakıldığında yeni tehlikeler mümkün mü?
Faik ÖZTRAK- Sizin sorularınıza yanıt vermeden önce biraz önce değinmediğim yani girişte değindiğim ama detayına değinmediğim bir konuya değinmek istiyorum. Ekonomi Masası geçtiğimiz hafta sonunda Ziraat Odaları Birliğini ziyaret etti. Tarımla ilgili görüş alışverişinde bulundu. Buradan çıkan değerlendirmelerde gübre, ilaç, tohum gibi girdilerin fiyatları büyük bir hızla artarken ürün fiyatlarının bunlara eşlik etmediğini ve önümüzdeki dönemde gerek üretim, gerek verim, gerek kalite konusunda ciddi düşüşlerin yaşanabileceğinin değerlendirildiğini anlattı arkadaşlarımız. Bu arada çiftçinin devletten alacağının 100 milyar liraya ulaştığı yani bu kanunda yapılan düzenleme nedeniyle alamadığı paraların 100 milyar Türk lirasına ulaştığı ama buna karşılık çiftçinin de bankalara 106 milyar Türk lirası borcu bulunduğu ortaya çıktı. Bu yem fiyatlarıyla artık hayvancılık yapmanın son derece güç olduğu yine tespit edildi. Bunun dışında bu kışın oldukça zor geçeceği, un fabrikalarının kapanmakta olduğu konusunda bir takım değerlendirmeleri arkadaşlarımız Tarım Politikalarıyla ilgili Genel Başkan Yardımcımız yaptı. Ve son olarak da bu süreç böyle devam ederse ciddi bir gıda kriziyle de karşı karşıya kalabileceğimiz yönünde bir uyarıda da bulundular.
Şimdi Halk Bankası gibi bir başka bankanın, daha doğrusu şöyle söyleyeyim, bugün dünyanın tüm ülkelerinde Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumlarının bir diğer görevi de bu siber saldırılarla ilgili düzenleyici ve denetleyici çerçeveleri tespit etmek ve güçlendirmektir. Bu çerçevede gerekli önlemlerin alınması tabi ki biraz önce söylediğiniz gibi mudilerin güvenle mevduatlarını yatırıp çekebilmeleri bakımından önem taşımaktadır. Bunun da ben Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu tarafından yerine getirildiğini düşünüyorum.
Büyüme rakamlarıyla ilgili olarak hormonlu dememin nedeni, bu rakamlar biliyorsunuz seçim öncesindeki harcamaları arttırıcı, sıcak parayı destekleyici politikaların geçerli olduğu dönemde yapıldı. Bugün artık bunları devam ettirme takati kalmamıştır hükümetin. Devam ettirse de etkili olmamaktadır. Çünkü çok ciddi bir güven sorunu yaşanmaktadır ekonomide. Zaten Sayın Albayrak’ta demiş ki, yılın ikinci yarısında bu rakamlarla ilgili olarak bir mutedilleşme göreceğiz demiş. Ama Sayın Albayrak’ın bir lafı benim çok dikkatimi çekti arkadaşlar. Şimdi bakın, bu rakamlar diyor makroekonomik dengelenme politikası setini oluşturmayı gerektiriyor. Kim oluşturacak? Siz tek adam değil misiniz artık? Yani saray tek karar alıcı değil mi? Neyi bekliyorsunuz? Yani makroekonomik dengeleri oluşturacak politika paketini oluşturmak için neyi bekliyorsunuz, niye oluşturmuyorsunuz?
Arkadaşlar, Türkiye’nin her yerini geziyoruz, bu hafta milletvekili arkadaşlarımız, İl Başkanlarımızla birlikte yine kendi illerinde ekonomiyle ilgili, sivil toplum kuruluşlarını, kanaat önderlerini ziyaret edecekler. Ben açık söyleyeyim, sıkıntı her geçen gün biraz daha artıyor. Ama dönüp bakıyorsunuz ortada bu sıkıntıyı aşabilecek gerçekçi bir tedbir manzumesi yok, bir program yok. Bakınız Genel Başkanımız 13 madde halinde yapılması gereken işlerle ilgili önerilerimizi sundu. O gün bugündür bu alanda yapılmış olan hiçbir şey yok. Ben bu nedenle iktidarı biran önce önlem almaya davet ediyorum. Yani şimdi kucağımızda bir ödemeler dengesi, bir döviz krizi var, AKP’nin çıkarttığı bir kriz bu. Şimdi bundan sonrada AKP’nin bir ülkeyi bankacılık kriziyle karşı karşıya bırakmaması gerekiyor. Yani bu borçlar geri ödenmemeye başladığı zaman bu çok ciddi sorun olarak karşımıza çıkar. Onun için biran önce ne uygulanacaksa, nasıl bir program uygulamayı düşünüyorlarsa bu programı uygulamaya başlamalılar. Arkadaşlarımızı bu programları bilen, bu programları zamanında uygulamış… Bu bir birikimdir arkadaşlar, öyle bir senede olmaz. Mesela bir genel denge kültürü belli bir kurumda elde edinilen bir birikimdir. Bu genel denge kültürü olmadan işte bu makroekonomik dengeleme politika setini oluşturamazsınız. Biran önce bu arkadaşları alın, bu arkadaşlarla çalışmaya başlayın, bu arkadaşlarla birlikte programları oluşturun diyorum.
Soru- Efendim daha önceki açıklamalarınızda Cumhuriyet Halk Partisinin gündeminde bir ittifak olmadığını söylediniz.
Faik ÖZTRAK- Yine söylüyorum.
Soru- Ancak son MYK toplantısında bir ittifak simülasyonu da gündeme geldi ve bu noktada AK Parti – MHP ittifakı halinde neler yaşanacağı ve İYİ Partiyle bir ittifak kurulması halinde neler değişeceğine yönelik bir dizinin de yer aldığı ifade edildi. Bir görüş değişikliği var mıdır, Cumhuriyet Halk Partisi ittifak düşünüyor mu bu noktada İYİ Partiyle ya da herhangi bir partiyle?
Faik ÖZTRAK- Hayır arkadaşlar, yani bunu bir kere daha söylüyorum bu bir görüş değişikliği değil. Bu bir analiz. Karşı taraf diyor ki, biz seçime giderken ittifak yapacağız. Tabi o da biraz sıkıntılı bir durum ama yani şöyle, nasıl ittifak yapacaksınız? Yasalarda artık ittifak yok ki. Yani yerel yönetim seçimlerine ilişkin ittifak yapma imkanınız var mı? Niye? Gerekte yok. Çünkü bu seçimde millet kendine en iyi hizmet edecek olan adayı seçecek.
Şimdi burada adeta bir cephe oluşturulmak suretiyle ve bizi de buna zorlamak suretiyle milletin iradesine, milletin seçeceği adamlarla ilgili iradesine ipotek konmak isteniyor. Yani neden bu millet iradesine ipotek konmak istenir bunu anlamak mümkün değil bundan vazgeçsinler. Bu cephe mantığının bu ülkeye hiçbir zaman hiçbir yararı olmamıştır. Bunu yapanlara da yararı olmamıştır.
Soru- AK Parti – MHP ittifakı halinde 8 ili kaybedeceğiniz doğru mu?
Faik ÖZTRAK- Yok efendim böyle bir şey.
Soru- Seyit Torun’un ağzından bu haberlerde vardı.
Faik ÖZTRAK- Yani Seyit Torun’un ağzından diye bir şey yok. Deniyor ki işte Seyit Torun toplantıda bunu söyledi. Seyit Torun’un ağzından bunu duydunuz mu? Yok böyle bir şey. Sonra neye göre bakılıyor? Yani şunu söyleyeyim, eğer milletvekili seçimindeki şeye göre böyle bir hesap yapılıyorsa bu hipotetik bir hesaptır normalde baktığınız zaman. Çünkü bu tür seçimlerde 1+1 2 etmiyor.
Soru- Kazanacağınız yerlerde gösteriliyor büyükşehirlerden. Yani kaybedeceğiniz olduğu gibi…
Faik ÖZTRAK- Arkadaşlar, bu konu bugünkü MYK’nın gündeminde yoktu. Ben size bugünkü MYK’nın gündemiyle ilgili konuşuyorum.
Soru- Oya Berberoğlu’nun Sayın Deniz Baykal’la bir görüşme yaptığı hafta sonu yansıdı basına ve bu görüşmede hem Berberoğlu’nun tutukluluğunun sona erdirilmesi için Baykal’ın bir çağrı yaptığı ama aynı zamanda yargı bağımsızlığı konusunda hükümetin mücadelesini memnuniyet verici bulduğunu, Cumhurbaşkanının da cesaret vermesi gerektiğini söyledi. Hem bu açıklamasını, hem de kurultay tartışmalarıyla ilgili iç hesaplaşma artık bitmeli çağrısını da nasıl değerlendirirsiniz?
Faik ÖZTRAK- Efendim Cumhuriyet Halk Partisi şuanda önümüzdeki dönemdeki mahalli idare seçimlerine kilitlenmiştir. İçimizde sürekli bir kavga varmış izlenimi verilmeye çalışılmaktadır, kavga yoktur. Elele tutuşuyoruz, bu mahalli idare seçimlerinde en doğru adaylarla en iyi sonucu almak için yürüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, bu seçim ucube tek adam parti devleti rejimine dur diyeceğimiz, kontrol altına alabileceğimiz son seçimdir. Bundan sonrası çok daha zor olacaktır. Bu çerçevede de yolumuza devam ediyoruz.
Diğer konularda tabi onlar önceki dönem Genel Başkanımızın takdirleridir. Onlarla ilgili izin verirseniz herhangi bir yorum yapmayım.
Soru- Sayın Genel Başkanın yarın İstanbul’da bir programı olduğu belirtiliyor. MÜSİAD görüşmesi takvimde var mı, detayında neler olacak, hangi başlıklar görüşülecek MÜSİAD’la?
Faik ÖZTRAK- Var efendim, yani bütün kurumlarla mümkün olduğu kadar biraz önce dedim geçtiğimiz hafta Ziraat Odaları Birliğiyle görüştük, ondan önce Türk-İş’le görüştük, bu hafta MÜSİAD’la görüşeceğiz. Bu arada organize sanayi bölgelerini ziyaret ediyoruz. İstanbul’da da bir organize sanayi bölgesinin ziyareti de var aynı zamanda. Konu malum yani bu kurumlara niye gidiyoruz ki? Türkiye’nin bu sıkıntılı süreçte neler yapması gerektiği konusunda fikirlerimizi paylaşmak üzere gidiyoruz, onlarında fikirlerini dinliyoruz.
Teşekkür ediyoruz arkadaşlar.
Kaynak:chp.org.tr
CHP 95.yaşını kutladı...
CHP 95.yaşını kutladı...
Karadeniz Ereğli’de CHP İlçe Başkanlığı’nca CHP’nin kuruluşunun 95. Yıldönümü dolayısıyla tören düzenlendi.
Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törene CHP’liler ‘Egemenlik Verilmez Alınır. Kuruluş ve Kurtuluşun Partisi 95 Yaşında’ yazılı bir pankart taşıyarak, alkışlar eşliğinde geldi. Törene CHP İlçe Başkanı Şerif Sertan Ocakcı, partinin önceki dönem ilçe başkanları, Önceki Dönem Belediye Başkanı Halil Posbıyık ve yerel seçimlerde partinin belediye başkan aday adaylarının yanı sıra, partinin çeşitli kademeden yöneticileri ile üyeleri katıldı.
Törende İlçe Başkanı Şerif Sertan Ocakcı Atatürk Anıtı’na çelenk sundu, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu.
CHP Kdz Ereğli İlçe Başkanı Şerif Sertan Ocakcı, burada yaptığı konuşmada, tarih sayfalarını unutmadıklarını belirterek, Yunan Askerinin 9 Eylül’de İzmir’den denize dökülüşüne kadarki süreçte rol üstlenen Kurtuluş Savaşı kahramanlarını andı. İlçe Başkanı “9 Eylül’de gün doğarken 4. Süvari Alayı Sabuncubelinden İzmir’e inmeye başladı ve işte o gün İzmir’in dağlarında çiçekler açtı” dedi.
“FARKIMIZ GEÇMİŞ VE GELECEĞE İNANCIMIZ”
Ocakcı şöyle devam etti:
“Bugün burada toplandık, çünkü geçmişte gördük, iktidar sahipleri kendi sultanlıkları için gaflet ve dalalet içinde olmaktan kaçınmadılar. Bu ülkenin onurunu her türlü alçakça ve kirli menfaatleri için nasıl satıp kaçtıklarını gördük. Anadolu’da yaşayan yoksul, yalnızlığa mahkum bırakılan onurlu bir halkın kaderini esarete döndürmeye çalışan siyaseti de siyasetçileri de tarih sayfalarında gördük.
Bizler Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. Ülkemizin şartları ne olursa olsun koltuğun, sultanlığın partisi olmadık. İşte bu yüzden biz ülkemiz için, cumhuriyetimiz için direnmeye ve bu değerlerimizi savunmaya devam edeceğiz. Bizim farkımız geçmişimize ve geleceğimize olan saygımız ve inancımızdır. Bizler cumhuriyetin değerlerini anlayan ve savunan yeni nesillere inanırız.
Bizler çocuğumuza kula kulluk etmemeyi, dinini hür iradesi ile özgürce yaşaması gerektiğini öğretiriz. Bizler, demokrasinin ne olduğunu, hatta demokrasiye inanmayanların bile bir gün demokrasiye ihtiyaç duyacaklarını öğretiriz. Bizler çocuğumuza vatan sevgisini aşılarız. Bayrak sevgisinin yürek işi olduğunu, ellerde gösteriş amaçlı sallamak için olmadığını anlatırız. Atatürk ilke ve inkılaplarının ne anlama geldiğini öğretiriz. Bir milletin istiklali ve hürriyeti için neler yaptığını bildiğimiz için bütün duvarlara niçin Egemenlik Kayıtsız Şartsız milletindir yazıldığını öğretiriz.
Bizler çocuğumuzu şeyhlerin ayakuçlarından, tarikatlardan, din tüccarlarından korur, inançları ile kandırmayız. Bizler Hasan Tahsin’leriz, Demirci Efe’leriz, Kuvva-ı Milliyecileriz.”
“O HEYECAN HALA YÜREĞİMİZDE YAŞIYOR”
Ocakcı, “95 yıl önce, kan ve ateş cehenneminin ortasından bağımsızlık aşkı ve heyecanıyla çıkan aziz milletimizin yaşadığı o heyecan hala yüreğimizde yaşıyor. Biliyoruz ki içinde bulunduğumuz bu zor zaman 95 yıl öncesinde yaşananlardan daha zor değil. Bu inançla CHP’nin her üyesi, dün olduğu gibi bugün de Cumhuriyet ideali ve değerleri için çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
CHP İlçe Başkanı, “ korkmuyoruz, çünkü bizler yüreğimizde yurtsever atalarımızın devrimci ruhlarını taşıyoruz. Bizler direniyoruz. Bizler mağrur ve başını dik tutanlarız. Bizler bu güzelim ülkenin topraklarına gözyaşımızı ve kanımızı feda edenleriz. Bizler Cumhuriyetin cefakar partisi Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Bizler tarihin tekerrürden ibaret olduğunu biliyoruz. İşte bu yüzden, biz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyeti olan Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaya yemin ettik “ dedi.
Ocakcı konuşmasının sonunda CHP’nin kurucu genel başkanı Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, tüm şehitleri, tüm genel başkanları, yönetici ve üyelerini, 9 Eylül ruhunu bugüne taşıyan tüm yurtseverleri minnet ve saygıyla andığını ifade etti.
Konuşmanın ardından törene katılan CHP’liler Atatürk Anıtı önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.
İP'DE SULAR DURULMUYOR: ESKİ VEKİL REŞAT DOĞRU İSTİFA ETTİ!
İYİ Parti’nin yeni parti politikaları ve teşkilatlarına verdiği istifa talimatı sonrası parti içi kaos bitmiyor. Bugün de eski MHP’li Tokat Milletvekili Reşat Doğru resmi twitter adresinden İyi Parti’de ki tüm görevlerinden istifa ettiğini duyurdu.
Yaptığı açıklamada Reşat Doğru : "İYİ parti üyeliginden ve bütün görevlerinden istifa ettim.Kamu oyunun bilgisine. Ne Mutlu Türküm diyene. " dedi.
Kaynak:benguturk.com
İYİ Parti'den hükümete yakın takip
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray ve Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, TBMM'de soru önergesi verdi
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) militanlarına Türk vatandaşlığı verildiği iddialarını Meclis gündemine taşıdı.
TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde Reuters Haber Ajansı'nın Suriye'de ÖSO militanları ve aileleriyle yaptığı röportajı kaynak gösteren Çıray, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'a iddiaları sordu.
"Meclis gündemine taşıdığımız iddialar, Türkiye'yi uluslararası hukuk önünde zor duruma düşürecek kadar vahimdir" diyen Çıray, şunları vurguladı:
"Bahse konu haberde militanların ölmesi halinde ailelerine şehit maaşı bağlandığı, vatandaşlık verildiği ve Türkiye topraklarında ev hediye edildiğine yer verilmiştir. Milletimiz ekonomik krizin altında ezilirken ÖSO'ya servet dağıtılıyor. Sığınmacıların bir bölümü, Türkiye'den Türklerden daha iyi koşullara sahiptir."
Aytun Çıray, Hulusi Akar ve Fuat Oktay'dan şu sorulara yanıt vermesini istedi:
"Medyada iddia edildiği gibi Özgür Suriye Ordusu militanlarına Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmiş midir? Medyadaki iddia doğru ise kaç ÖSO militanın ve ailesine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmiştir? ÖSO militanlarının eğitim, donanım, ikmal ve iaşeleri için ne kadar para harcanmıştır? ÖSO militanlarına bugüne kadar maaş ve sosyal güvence (SGK, Emekli Sandığı, BAĞ-KUR vs.) imkânı sağlanmış mıdır?
Sağlandıysa bu tutar ne kadar TL'dir? ÖSO militanları sağlık hizmetlerinden faydalanmış mıdır? Faydalandılarsa hizmetlerin tutarı güncel rakamlarla kaç TL'dir? ÖSO militanları veya ailelerinin ikamesi için konut kiralanmış ya da satın alınmış mıdır? Şayet bu imkânlardan herhangi birisi sağlandıysa kaç adet konut sağlanmış ve bunun güncel rakamlarla devlet hazinesine olan maliyeti kaç TL'dir?"
"MİLLİYETÇİ MEMURLAR İSTİFAYA ZORLANIYOR"
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte bakanlıkların yeniden yapılandırılması ile başlayan kadro tartışmalarını takip eden İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda birçok üst düzey görev yapmış milliyetçinin şimdi alt düzey görevlere çekilerek istifaya zorlandığını söyledi.
Sorunu soru önergesiyle TBMM'ye taşıyan Yokuş, şöyle dedi:
"Birçok memur arkadaşımız daha önce üst düzey yani genel müdürlükten başlayarak daire başkanlığına kadar geniş bir yelpazede görev yaptı. Şimdi bu arkadaşlarımız il dışına görevlendiriliyor, ya gidin ya da emekli olun demek isteniyor."
Sanayi ve Ticaret Bakanı Mustafa Varank'a yönelttiği soru önergesiyle konuyu net bir şekilde ortaya çıkarmak istediklerini ifade eden Yokuş, müşavir kadrosundayken başka yerlere ve özellikle il dışına görevlendirilen çalışanlarının birçoğunun milliyetçi olmasının kendilerini üzdüğünü ve buna müdahale etmek zorunda kaldıklarını belirtti.
"Bu arkadaşlarımız daha önce genel müdürlük, daire başkanlığı da yapmış üst düzey kamu çalışanları" diyen Yokuş, şöyle devam etti:
"Bu arkadaşlarımız müşavir kadrosundaydı. Ancak şimdi yeni uygulamayla il dışında yaptıkları görevin altında bir kadro ile görevlendiriliyorlar. Bunu araştırdık. İl dışına göndermenin temel nedeni emekliliği gelen arkadaşlarımızın bir an önce emekli olmalarını sağlamak. Bu arkadaşların birçoğunun daha önce olduğu gibi milliyetçi olmaları üzücü. Bu nedenle bunun peşini bırakmayacağız."
Yokuş, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın yaklaşık 90 çalışanının durumunun bu şekilde olduğunu belirtti.
Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr
CHP'li eski vekillerden bildiri!
CHP, yerel seçim hazırlıklarına devam ederken 20 eski milletvekili, bir bildiri yayımladı. Eski milletvekilleri, “Güvenoyu alınmaz ve ön seçim yapılmaz ise yerel seçimlerdeki sonuçların tüm sorumluluğu parti yönetimindedir” dedi.
Yerel seçimlerin yeni bir siyaset anlayışının ve yurtsever bir demokrasi mücadelesinin başlatılması için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilen bildiride şöyle denildi;
“Yerel seçimlerde aday belirleme yetkisi , kendi parti tabanının güvenini kaybetmiş bir CHP Genel başkanına ve önceki dönem ve bu dönem MYK üyelerinin insiyatifine bırakılamaz. Adaylar mevcut yönetimce belirlendiği takdirde yerel seçimlerin yeni bir hayal kırıklığına yol açması ve seçmenin protestosuna veya boykotuna maruz kalması kuvvetle muhtemeldir. Özellikle CHP’ye oy veren seçmen ve partililer sandığa gitmek istemediklerini ve oy vermeyeceklerini dillendirmekten kaçınmamaktadır.”
GÜVENOYU KURULTAYI VE ÖN SEÇİM ÇAĞRISI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla 24 haziran seçim sonuçlarını değerlendirmek, seçmenin ve parti tabanının güvenini için “Güvenoyu Kurultayı” toplanması istenen açıklama şöyle devam etti; “Partinin, umudu ve inancı kırılmış seçmenle bağını tekrar kurabilmesi için yerel seçimlerde partinin adayları hem belediye başkanı hem belediye meclis üyesi hem de il genel meclisi üyesi adayları kayıtsız ve şartsız olarak hakim huzurunda parti üyeleriyle yapılacak ön seçimle belirlenmelidir. Adayların halkla bütünleşmesi, halkın desteğini alabilmesi ve toplumda adayların ve partinin heyecan yaratabilmesinin tek ve mutlak koşulu ön seçimdir. Ön seçimden çeşitli gerekçelerle kaçmak, telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açacaktır. Güvenoyu alınmaz ve ön seçim yapılmaz ise yerel seçimlerdeki sonuçların tüm sorumluluğu parti yönetimindedir.”
20 İMZALI BİLDİRİ
“Tarihsel uyarı olarak nitelendirilen açıklamaya Eski Milletvekilleri, Metin Lütfi Baydar, Bülent Bektaşoğlu, Tur Yıldız Biçer, M. Hüsnü Bozkurt, Mevlüt Dudu, Namık Havutça, Niyazi Nefi Kara, Emre Köprülü, Mazlum Nurlu, Bülent Öz, Ali Özcan, İbrahim Özdiş, Fikri Sağlar, Şerafettin Turpçu, Mehmet Tüm, Elif Doğan Türkmen, Akın Üstündağ, Gaye Usluer, Muhammed Rıza Yalçınkaya ve Necati Yılmaz imza attı.
Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr