Camiler ibadete açılıyor… İŞTE namaz kılınacak yerler…
Camiler ibadete açılıyor… İŞTE namaz kılınacak yerler…
Karadeniz Ereğli Müftülüğü, Koronavirüs tedbirleri kapsamında Camilerde cemaatle ibadet edilmesi ile ilgili Uyulması gereken kurallar ve 29 Mayıs Cuma gününden itibaren Cuma namazı kılınabilecek yerleri açıkladı.
Müftülükten yapılan açıklamaya göre, öğle ve ikindi namazları bazı şartlara uymak kaydıyla cemaatle kılınabilecek.
Açıklamaya göre, uyulması gereken kurallar şöyle:
1- Camilerin temizlik, hijyen şartlarının yeniden gözden geçirilmesi sağlanacak, camilerin havalandırması için camların devamlı açık tutulmasına dikkat edilecek ve klimalar kesinlikle kullanılmayacaktır.
2- Camilerde ortak kullanılan tesbih, rahle, ayakkabı çekeceği vb. araç ve gerekçeler kaldırılacaktır.
3- Camilerin tuvalet ve şadırvanlarının kapalı tutulması sağlanacaktır.
4- Camilerde saf düzeni yandan 1 metre ve safların arsı birer saf boş bırakılmak suretiyle fiziki mesafenin ayarlanması sağlanacaktır.
5- Cuma namazı için tespit edilen yerler dışında camilerin kapalı tutulacak ve camilerde cuma namazı kılınmayacaktır.
6- Cuma vakti sala ve ezan merkezi sistemden okunacak, merkezi sistemi olmayan yerlerde görevliler kendisi okuyacaktır. Ezan öncesi sala verilecektir.
7- Camilerde öğle ve ikinde namazları cemaatle kılınacaktır. Diğer vakitlerde de cemaat münferit olarak camide görevlilerin nezaretinde fiziki mesafe ve diğer kurallar riayet ederek namazlarını kılabileceklerdir.
8- Namaz kılmak için gelen herkesin seccadesini alarak gelmesi ve maskesini takması zorunludur.
NERELERDE, NASIL CUMA NAMAZI KILINABİLECEK?
Öte yandan, Ereğli Müftülüğü Cuma namazı kılınmasına ilişkin esasları da belirledi. Buna göre, Camilerin kapalı alanları cuma vaktinde kapalı tutulacak.
Cami bahçesi/avlularının yeterli olmadığı yerleşim yerlerinde ilçe müftülerinin teklifi ilçelerde Kaymakamların onayı ile uygun görülen açık alanlarda, alınacak tedbirler çerçevesinde cuma namazı kılınabilecek.
Müftülük tarafından Kaymakamlık tarafından Cuma Namazı Kılınması için belirlenen yerler ise şöyle:
1-Ormanlı Beldesi, Ormanlı İlkokulu Bahçesi,
2-Ormanlı Beldesi, Ormanlı ÇPL Bahçesi
3-Kandili Beldesi, Kandili Futbol Sahası,
4-Gülüç Beldesi, Gülüç Vesile Dikmen İlkokulu/Ortaokulu Bahçesi,
5-Ereğli Lisesi Bahçesi,
6-Atatürk Ortaokulu Bahçesi,
7-Ereğli Anadolu Lisesi Bahçesi,
8-Kepez İlkokulu Bahçesi,
9-Erkek Anadolu İmam Hatip Lisesi Bahçesi,
10-İsmet İnönü Ortaokulu Bahçesi,
11-Endüstri Meslek Lisesi Bahçesi,
12-Fen Lisesi Bahçesi,
13-Kışla Halı Sahası,
14-Beyçayir Stadı,
15-Erdemir Stadı,
16-Çaylıoğlu Bölgesi, Şehit Madenciler İlkokulu Bahçesi,
17-Kaptaş Bölgesi, Kurtlar Pazaryeri Alanı,
18-Subaşı Bölgesi, Süleyman Demirel İlk/Ortaokulu Bahçesi,
19-Çayırlı Bölgesi, Çayırlı Pazaryeri Alanı,
20-Bayat Bölgesi, Bayat Ortaokulu Bahçesidir.
Valilikten 'Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu' paylaşımı…
Valilikten 'Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu' paylaşımı…
Zonguldak Valiliği, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın hazırladığı ‘'Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu'’nu paylaşarak kamuoyuna duyuru yaptı.
Yapılan duyuruda şöyle denildi;
“Hazırlanan kılavuz ülkemiz için önemli olduğundan, vatandaşlarımıza duyurmak amacıyla siz değerli basın yayın kuruluşları ile işbirliği çerçevesinde ekte göndermiş olduğumuz kılavuz metnini gazete, dergi, televizyon, radyo ve internet sitesinde paylaşmanızı istirham eder, çalışmalarınızda kolaylıklar diler, saygılarımızı sunarız.”
İLETİŞİM BAŞKANLIĞI “SOSYAL MEDYA KULLANIM KILAVUZU” HAZIRLADI
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, bireyler ve kurumlar için önemli bir iletişim mecrası haline gelen sosyal medyanın doğru kullanımına yönelik bir rehber olması amacıyla “Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu" kitabı hazırladı.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, kitabın önsözünde, “Hakikat ötesi (post- truth) olarak adlandırılan bu dönemde İletişim Başkanlığı olarak temiz bilgi, temiz sosyal medya ve temiz iletişim için küresel ve ulusal çerçevede çalışmalar yapma hedefimize hepinizi ortak etmek isteriz. Yaşasın hakikat!" ifadelerini kullandı.
‘Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’ kitabında, dijital iletişimin en önemli kanallarından biri olan sosyal medya tüm boyutlarıyla ele alınıyor.
Sosyal medyada dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde durulan kitapta, sosyal medya okuryazarlığının önemi vurgulanırken, bu mecradaki ırkçılık, nefret ve öteki söylemine dikkat çekiliyor.
‘Kriz ortamında sosyal medya kullanımı ve dezenformasyonla mücadele’, “sosyal medya ve algı yönetimi”, “sosyal medya bağımlılığı” ve “sosyal medya hukuku” da kitabın diğer önemli bölümlerini oluşturuyor.
Doğru, sağlıklı ve güvenli bir sosyal medya kullanımına ilişkin önerileri de içeren kitapta, başarılı bir kullanıcı profilinin nasıl oluşturulacağı ile hesap ve veri güvenliğinin nasıl sağlanacağı konularına dair ipuçları yer alıyor.
Sosyal medyanın tarihçesi ve teknik özellikleri ile avantajları ve dezavantajlarına kadar geniş bir yelpazede birçok konuya değinilen kitapta, temel sosyal medya terimlerine ilişkin bir sözlük bölümü de bulunuyor.
‘Sosyal medya riskler de barındırıyor’
İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, “Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu” kitabının önsözünde, iletişim teknolojileri ve araçları geliştikçe, iletişim kurmak zahmetsiz bir hale geldikçe insanoğlunun daha önce hayal bile edilemeyen yeni bir tecrübeyi yaşadığını ifade etti.
Hızla ilerleyen dijitalleşme konusunun sadece iletişimin bir parçası olmadığını, ticaretin, siyasetin, eğitimin, kültür ve sanatın da bir aracı haline geldiğini belirten Altun, böylesine muazzam bir gücün doğru kullanılmasının, doğru araçlar oluşturmasının, bunun sonucunda da insanlık için fayda üreten bir araca çevrilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Sosyal medyanın bu denli etkili bir araç haline gelmesinin aynı zamanda hayati bir riski de beraberinde getirdiğine işaret eden Altun, “Her gün, her saat, her dakika ve her saniye yeni bir bilginin ortaya dökülmesi, var olan bilginin yeniden üretilmesi, oluşan bu büyük verinin (big data) iyi veya kötü niyetli yaklaşımlarca kullanılması bu mecraların nasıl doğru kullanılabileceği gibi bir sorunu ortaya çıkarıyor.” dedi.
“Doğru kullanım tam olarak nedir?”
Fahrettin Altun, şunları kaydetti:
“Sorular, bilindik. Acaba dijitalleşme süreci ve onun ürünleri olan sosyal medya mecralarını doğru kullanabiliyor muyuz? Biz mi sosyal medyayı kullanıyoruz yoksa o mu bizi şekillendiriyor? Seçtiklerimiz gerçekten bizim tercihlerimiz mi? Sosyal medyanın, aileden başlayarak tüm toplumsal ilişkileri iyi bir şekilde etkilemesi mümkün mü? Peki doğru kullanım tam olarak nedir? Bu konuda evrensel değerler üretmek, pratik yasal çerçeveler ortaya koymak çözüm olabilir mi? Yalan ve yanlış bilgi üretimini durdurmak, algı oluşturmaya çalışanlara karşı mücadele etmek, zihinlerimize savaş açan kesimlerin saldırılarından kaçınmak, kültürden kültüre değişen etik ve ahlaki normlar ile evrensel kimi insani değerlerin genel kabul görmesini sağlamak çok mu zor?”
“Türkiye, dijital dünyada da hakikati savunuyor”
İletişim Başkanı Altun, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uzun zamandır siyasetten medyaya, diplomasiden insana küresel ve ulusal birçok alanda hakikatin, doğrunun, ahlaki ve etik olanın mücadelesini verdiğini dile getirdi.
Türkiye’nin bugün küresel algı merkezleri tarafından üretilen manipülatif bilginin ve provokatif siyasetin karşısında duran bir ülke konumunda bulunduğunu belirten Altun, “Bilginin ve algının her gün yeniden üretildiği sosyal medya mecraları işte tam da bu nedenle hakikat merkezli yeniden ele alınmalıdır. Evrensel insani değerleri samimiyetle savunan ve bunun için reform öneren Türkiye bu alana öncülük etmeye taliptir. Küresel eşitsizlik ve adaletsizliklere karşı verilen mücadele, bugün zihinlerde ve dijital ortamlar ile sosyal medya mecralarındadır. Türkiye, dijital dünyada ve sosyal medyada da hakikatin savunuculuğunu yapmaya hazırdır.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Yaşasın hakikat!’
Fahrettin Altun, “Hakikat ötesi (post-truth) olarak adlandırılan bu dönemde İletişim Başkanlığı olarak temiz bilgi, temiz sosyal medya ve temiz iletişim için küresel ve ulusal çerçevede çalışmalar yapma hedefimize hepinizi ortak etmek isteriz. Yaşasın hakikat!” ifadelerini kullandı.
“Doğru kullanmak için tanımak gerekir"
Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığı olarak hazırladıkları “Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu” kitabıyla öncelikle interneti ve sosyal medya mecralarını tarihsel perspektifinden teknik özelliklerine kadar tam anlamıyla doğru anlamayı hedeflediklerini dile getirdi.
“Doğru kullanmak için tanımak gerekir” ilkesiyle kitapta sosyal medyanın her yönünü ele aldıklarını aktaran Altun, sosyal medyanın avantaj ve dezavantajlarını ortaya koyan, insan ilişkileri üzerindeki etkilerini inceleyen, dünyada bu alanla ilgili önemli araştırmalara atıflar yapan, öneriler sunan, hesap güvenliği konularından ırkçılık, nefret söylemi ve etik değerlere kadar birçok konuya işaret eden bir çalışma hazırladıklarını kaydetti.
Hafta sonu yasak olacak mı?
Hafta sonu yasak olacak mı?
Türkiye'de yaklaşık iki aydır resmi tatiller ve hafta sonlarında uygulanan sokağa çıkma yasağının bu hafta sonu da uygulanıp uygulanmayacağı merak konusu oldu. 30-31 Mayıs tarihinde sokağa çıkma yasağına dair kesin bir karar bulunmazken; kritik konuda karar, yarın gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısında alınacak.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle ülkemizde zaman zaman uygulanan sokağa çıkma yasaklarının, bu hafta sonu olup olmayacağı merak ediliyor. En son uygulanan sokağa çıkma yasağı, dört gün sürmüş ve 23-24-25-26 Mayıs tarihlerinde tüm yurt genelinde uygulanmıştı. Peki, bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı olacak mı?
KARAR, YARINKİ TOPLANTIDA VERİLECEK
Bu noktada gözler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve yarın gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısına çevrildi. Telekonferans yöntemiyle gerçekleşecek toplantıda; Kovid-19 pandemisine ilişkin alınacak yeni önlemler, kontrollü sosyal hayata dönüşte yapılması gerekenler ve sokağa çıkma yasağına dair konular ele alınacak.Söz konusu toplantıda, 30-31 Mayıs tarihlerinde uygulanıp uygulanmayacağı merak konusu olan sokağa çıkma yasağına dair de bir kararın çıkması bekleniyor.
KORONAVİRÜS VERİLERİNE GÖRE KARAR VERİLECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram sonuna kadar sokağa çıkma yasaklarının uygulanacağını açıklamıştı. Her hafta yapılan kabine toplantısı, bu hafta 28 Mayıs Perşembe günü yapılacak. Yapılacak kabine toplantısında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bir sunum yapacak ve son uygulanan yasak sonrası koronavirüsün seyrini aktaracak. Hafta sonu sokağa çıkma yasağı olup olmayacağına, bayram sonrası alınan koronavirüs verilerine göre karar verilecek.
HANGİ İLLERDE YASAK OLABİLİR?
Bilindiği gibi son uygulanan ve 23-24-25 ve 26 Mayıs tarihlerini kapsayan sokağa çıkma yasağı tüm yurt genelinde olmuştu. Bayram öncesi uygulanan ve 16-17-18 ve 19 Mayıs tarihlerinde sokağa çıkma yasağı Ankara, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Sakarya, Samsun, Van ve Zonguldak illerinde uygulanmıştı. Bu hafta sonu da yasak olması halinde bu şehirlerden bazılarının yasağının iptal olması bekleniyor. Ancak üç büyük şehirde yasakların devam edeceği öngörülüyor.
Kararları almakta biraz geç kalınmadı mı?
Kararları almakta biraz geç kalınmadı mı?
Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde PANDEMİ Kurulu tarafından geç kalmış kararlar alındı. Alaplı’da bugünden itibaren sokağa maskesiz çıkanlara ve sosyal mesafe kuralına uymayanlara Kabahatler Kanunu'nun 32'nci maddesi uyarında 392 TL idari para cezası uygulanacağı belirtildi. Sürecin başladığı günden bu yana Alaplı ilçesinde hiçbir cezasız kesilmemesi ise kararın alınmasında geç kalındığına dair yorumlandı.
Alaplı’da her geçen gün Koronavirüs ile ilgili rakamlar artarken, AKAl iplik fabrikasında baş gösteren vaka sonrasında, fabrikada çalışan 15 işçi ile bu işçilerine ailelerinden 5 kişi toplamda 20 kişinin testleri pozitif çıktı. Alaplı Kaymakamlığı tarafından AKAL fabrikasında çalışan işçilerin ve ailelerinin 1 Haziran tarihine kadar sokağa çıkmalarının kısıtlanması yönünde karar aldığı belirtildi.
MASKESİZ ÇIKMAK YENİ (Mİ) YASAKLANIYOR
Alaplı Kaymakamlığı ve PANDEMİ Kurulu tarafından ilçede Radikal alındığı bildirildi. Alınan kararlar doğrultusunda sokağa maskesiz çıkmak yasaklandı. Kolluk kuvvetleri tarafından ilçe merkezi ve köylerde sürekli olarak denetim yapacağı, maske takmayanlara ise Kabahatler Kanunu'nun 32'nci maddesi uyarında 392 TL idari para cezası uygulanacağı belirtildi.
ŞU ANA KADAR KESİLEN CEZA YOK
Diğer yandan sürecin başlamasından bugüne kadar Alaplı ilçesinde maske takmayan ve sosyal mesafe kurallarına riayet etmeyenlere Kabahatler Kanunu'nun 32'nci maddesi uyarında 392 TL idari para cezasının uygulanmadığı ifade edildi. Alınan bu kararlarda gecikilmesi ve kesilmeyen cezalar sonrasında durumun bu noktaya gelmesinin en büyük sebebi olarak gösteriliyor.
Posbıyık:“Belediyenin dayanacak gücü kalmadı…”
Posbıyık:“Belediyenin dayanacak gücü kalmadı…”
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Türkiye Belediyeler Birliği’ne çağrıda bulunarak, yaşanan krizden belediyenin çok olumsuz etkilendiğini belirtti. Posbıyık “Bu krizde bekleyecek ve dayanacak gücümüz kalmamıştır. Yerel yönetimlerin kaynak ihtiyacının karşılanması ve ekonomik destek paketinin acilen çıkarılması için TBB olarak devreye girmenizi bekliyoruz” dedi.
Koronavirüsle mücadele kapsamında bütün kaynakları seferber eden Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, yaşanan krizden belediyenin çok olumsuz etkilendiğini ve artık dayanacak gücünün kalmadığını belirterek Türkiye Belediyeler Birliği’ne çağrıda bulundu. Posbıyık, yerel yönetimlerin acil kaynak ihtiyaçlarının karşılanması ve hükümetin bir ekonomik destek paketini uygulamaya koyması için Belediyeler Birliği’nin devreye girmesini istedi.
Başkan Halil Posbıyık’ın Türkiye Belediyeler Birliği’ne gönderdiği çağrı metni şöyle:
“Ülkemiz ve dünya, savaş dönemleri hariç, en büyük buhranlardan birisini yaşamaktadır. Covid-19 Salgını dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplumsal sağlığı, ekonomiyi, istihdamı ve tüm kamu hizmetlerini derinden etkilemekte ve zorlaştırmaktadır. Salgının ne zaman sona ereceğinin bilinmemesi de bu etkileri ve bunlara yönelik politika geliştirilmesini güçleştirmektedir.
Bu salgın halka en yakın kamu hizmeti kurumları olan belediyelerin bir yandan kaynaklarını önemli ölçüde azaltarak, temel hizmetlerin yürütülmesini neredeyse olanaksız hale getirirken; öbür yandan çevre sağlığı, yoksullara yardım başta olmak üzere birçok hizmet alanında maliyetleri büyük oranda artırmaktadır.
Genel vergi gelirlerinin düşmesi, belediyemizin genel bütçe gelirlerinden aldıkları payın önceki döneme kıyasla yüzde 50’den fazla oranda düşmesine yol açmıştır. Bu süreçte belediyenin kira ve otopark başta olmak üzere pek çok gelir kaleminde düşüşler yaşanmıştır. Çalışanlarının ücretlerini ödemekte bile zorlanmaktadır.
Kamuya açık alanlar, belediye hizmet birimleri, toplu ulaşım araçları ve diğer birçok kamusal bina ve alanın ilaçlanması da belediyemizin çevre sağlığı hizmetleri maliyetlerini kıyaslanamaz biçimde artırmaktadır.
İşyerlerinin kapanması veya faaliyetlerini durdurması, işten çıkarma ve ücretsiz izinler ve birçok meslek grubuna sağlık önlemleri çerçevesinde getirilen yasaklar, işsizliğin ani ve büyük oranda artmasına, dolayısıyla yaşayabilmek için acil yardım ihtiyacı bulunan vatandaş sayısının öngörülemez biçimde yükselmesine yol açmaktadır.
Bu artan ihtiyaçların yerel imkanlarla ve zaten zor durumda bulunan vatandaşların katkılarıyla karşılanması giderek güçleşmektedir.
Bu durum karşısında belediye olarak üyesi bulunduğumuz ve ülkemizin en büyük yerel yönetim birliği olan Türkiye Belediyeler Birliği’nin devreye girmesini bekliyoruz.
1945 yılında kamu yararına dernek olarak kurulmuş; 2005 yılında ise belediyeleri ulusal ve uluslararası düzeyde temsil etme yetkisine sahip ve bütün belediyelerin doğal üyesi olduğu tek yerel yönetim birliği haline gelmiş olan TBB’nin tüzüğü Birliğe bu görevi yüklemektedir.
Şöyle ki; Birlik Tüzüğü’nün Birliğin görevlerini belirleyen 7. maddesinin (ç) bendi “Belediyelerce bildirilen veya Birlik tarafından tespit edilen sorunların çözümü amacıyla girişimde bulunmak ve mevzuat önerilerini geliştirmek” görevine yer verirken, aynı maddenin (f) bendi de “Yurtiçi ve yurtdışı belediyeler arasında yardımlaşma ve işbirliği ile doğal toplumsal olaylardan etkilenen belediyelere dayanışmayı teşvik etmek ve destek olmak, bu amaçla belediyeler arasında koordinasyonu sağlamak üzere afet ve acil durum merkezi oluşturmak” hükümleri yer almaktadır.
Bu çerçevede yerel yönetimlerin acil kaynak ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla bir ekonomik destek paketinin bir an önce çıkartılarak uygulamaya konulması için TBB’nin, hükümet nezdinde, gerekli girişimlerde bulunması için çağrıda bulunuyoruz.
Gittikçe büyüyen ve ne zaman sona ereceği öngörülmeyen bu krizde belediyemizin gücü giderek azalmaktadır, dayanacak gücümüz kalmamıştır. Geciken her gün, telafisi olanaksız hizmet kayıplarına yol açacaktır. Türkiye Belediyeler Birliği bu tarihi sorumluluğunu üstlenerek, hemen ve en etkin biçimde harekete geçmelidir.”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nin girişimi üzerine, CHP’li belediyeler, benzer çağrı mektuplarıyla TBB’ye başvuruda bulunuyorlar.