CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU ORDU'DA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu'da selden etkilenen İkizce ilçesinde toprak altında kalan Bayram Sekmen'in ailesini ziyaret etti.
Kılıçdaroğlu, sel bölgesinde incelemelerde bulunmak üzere Ordu'nun İkizce ilçesine geldi.
Burada Seymenli Mahallesi'ne geçerek toprak altında kalan Bayram Sekmen'in eşi Turan Sekmen ve çocuklarına başsağlığı dileğinde bulunan Kılıçdaroğlu, aileyle bir süre görüştü.
Aynı olayda kolu kırılan Turan Sekmen, Kılıçdaroğlu'na yaşadıklarını anlattı.
Ziyaret, okunan duanın ardından sona erdi.
Ziyarete CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu ve partililer de katıldı.
İYİ PARTİ'DE YENİ SEÇİLENLER
Ankara ATO Congresium’da gerçekleşen İYİ Parti kurultayında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "İradenize boyun eğdim. 'GEL' dediniz, geldim." sözleriyle genel başkanlığa yeniden aday olacağını duyurdu. Akşener, ABD ile Türkiye arasındaki rahip Brunson krizine ilişkin, hükümete bağımsız yargı ve demokrasiye dönme çağrısında bulundu. Yapılan oylamda Akşener 881 oyla yeniden genel başkan seçildi.
AKŞENER YENİDEN GENEL BAŞKAN
İYİ Parti'nin 2'nci Olağanüstü Kurultayında Genel Başkan seçimi için oylamaya geçildi.
Partinin ATO Congresium'da devam eden kurultayında, Genel Başkanlık için tek aday Meral Akşener oldu.
Bin 124 delege, kurultayın yapıldığı büyük salonun yanındaki bölümde kurulan 11 sandıkta Genel Başkan seçimi için oy kullanmaya başladı.
Genel Başkan seçiminin ardından 80 asıl, 25 yedek üyeden oluşan Genel İdare Kurulu (GİK) ile 11 asıl ve 7 yedek üyeden oluşan Merkez Disiplin Kurulu (MDK) seçimine geçilecek.
Bu arada seçim öncesi Akşener, Başkanlık Divanı'na, "GİK ve MDK seçiminin blok veya çarşaf liste yöntemlerinden hangisiyle yapılmasını üst kurul delegelerinin belirlemesine" ilişkin bir önerge sundu.
Önergenin okunmasının ardından yapılan oylamada "blok liste" kararı alındı.
1123 delegenin olduğu İYİ PArti kurultayında 888 delege oy kullandı. Kullanılan 7 oy geçersiz sayılırken, meral Akşener geçerli 881 oyun tamamını alarak yeniden genel başkan seçildi.
BAHÇELİ'NİN ELİNİ ÖPEN ARKAZ KESİK YEDİ
Akşener 80 kişilik Genel İdare Kurulunun yarısını değiştirdi. Akşener'in 40 kişilik kesik listesinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin elini öpen İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayati Arkaz'ın da yer alması dikkat çekti.
GİK ÜYELER:
Abdullah ALAGÖZ
Ahmet ÇELİK
Ali COŞKUN
Aydın TÜMEN
Ayhan ÇEVİK
Ayşe SUCU
Bedri YAŞAR
Berrin ZIRHLI EYİDEMİR
Betül BAYRAKTAR ORHAN
Bilal KARACA
Celal DAĞGEZ
Cezmi POLAT
Coşkun YILDIRIM
Çiğdem ÖZER
Engin KABADAĞ
Ersönmez YARBAY
Fatih DEMİRKOL
Fatih Mehmet ŞEKER
Feridun BAHŞİ
Fuat YILDIRIM
Fulya YASEMİN
Halil İbrahim ORAL
Hasan TOKTAŞ
Hayati ARKAZ
İlay AKSOY
Kemal NİZİPLİOĞLU
Mahmut BOZKURT
Meltem ÜNAL ERZEN
Merve HAFIZOĞLU
Mukadder BAŞEĞMEZ
Nazif AKTÜRK
Nazlı Aspay SENER
Oktay ERÇAKAR
Oltaç ÜNSAL
Onur AYDIN
Ömer İbrahim SAYIN
Ramazan KILIÇ
Şükriye Sevin ÇAĞLAYAN
Tamer KAYAALP
Veli ÇITIŞLI
Yeniler
Yasin Öztürk
Ümit dikbayır
Ahmet Akar
Ayfer Yılmaz
Mehmet Salim Ensarioğlu
Mehmet Akalın
Yıldırım Ulupınar
Yavuz temizer
Fuat Geçen
Hasan Hüseyin Türkoğlu
Sait Özcan
İbrahim Güzel
Hasan Seymen
Ahmet Can Buğday
Osman Kaçmaz
Berna Biçer
Bahadırhan Dinçarslan
Sena Aksakallı
Gökhan Beker (Gençlik Kolları Başkanının Kardeşi
İrfan Alpat
Hana Akyüz
Hakan Gören
İsmet Koçak
Murat Ünsal
Şengül Hablemitoğlu
Mehmet Aslan
Mustafa Hakan Ünser
Özdemir Polat
Kübra Dursun
Faruk Köylüoğlu
Süleyman Sırrı Özdolap
Abdullah ilker Sungur
Almila Maraş
Murat Şamil Çapar
Cem Oba
Ünzile Yüksel (Giresun il başkanı)
Cemal Karapınar
Mesut Özarslan
Ayça Altınok
Cevat Saraç
Akşener'in kurultay konuşmasının bir kısmı şöyle:
Sayın Divan Başkan ve üyeleri, kıymetli delege arkadaşlarım, saygıdeğer büyüklerim, milletvekili arkadaşlarım, çok değerli başkanlarım, değerli yabancı misyon , siyasi partilerin ve Türk basınının mümtaz temsilcileri, gönlü iyi, niyeti iyi değerli dostlarım hepiniz hoş geldiniz.
Kurultayımıza, toyumuza hoş geldiniz.
Türk Milleti'nin umut ışıkları, hoşgeldiniz..Yolları kesildikçe büyüyenler, hoşgeldiniz..
Peygamber efendimizin yolunun yolcuları..Hazreti Ömer'in adaletini rehber edenler..
Alparslan gibi kapılar açanlar..Fatih gibi gönül fethedenler..Mustafa Kemal gibi çağı okuyabilenler..
Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman olabilenler, hoşgeldiniz..
Hoş geldiniz ve emin olun ki Türkiye'ye, Türk siyasetine iyi geldiniz.
İYİ geldik evet… Onca badire atlattık, bin bir yalana, iftiraya, hileye, desiseye göğüs gererek geldik.
Devletin devasa imkanlarıyla karşımıza dikilenlerin duvarlarını yıkarak geldik..
Kurulan tuzaklara düşmemek için, her adımımızı hesaplayarak geldik..
Bugün, Meclis'te grubu, her ilde her ilçede teşkilatı, binlerce üyesi, gönüllüsü, hasılı, Türk siyasetinde söyleyecek sözü ve gücü olan bir partiyiz.
Bugün sözümüz var..Ama dün, susma orucu tutan Meryem gibiydik…
İYİ 'den önce;
Konuşursak sesimiz kısılırdı. Talep edersek, iftira atılırdı. Dur dersek tehdit ederler, git dersek kovarlar,söz söyleyecek olsak, üzerimize çullanırlardı…
O uzun suskunlukta bir bebek büyüttük. İşte o bebeğin artık konuşma vakti gelmiştir..
Bu memleketin namuslu, dürüst çocukları olduğumuza şahitlik etme vakti gelmiştir.
İYİ , sesi kısılan, sözü kesilen, iftiraya uğrayanların partisidir..
İYİ , memleketi avucuna alan ehliyetsizliğe, terbiyesizliğe, yozlaşmaya karşı kalbiyle buğzedip Allah'a sığınanların partisidir.
Bugün buradayız.Milletin Meclisi'ndeki sayımız belli..
Ama yarın, evet yarın mutlaka, iktidarda olacağız. Fakat o gün bir şeyi asla yapmayacağız;
Nereden ve nasıl geldiğimizi unutmayacağız !
Bir zamanlar, iyi niyetimize, vatan sevgimize, yüksek ahlakımız ve hasletlerimize rağmen,
nasıl zulme uğradığımızı unutmayacağız !
O gün de, bir zaman nasıl zayıf düşürüldüğümüzü, yokluklar içinde bir araya gelip, kardeşliğe, yoldaşlığa sığınarak, nasıl ayakta kaldığımızı unutmayacağız !
Allah'ın izni, milletimizin teveccühüyle, o gün geldiğinde; Memleketin evlatlarının, şehirleri zapteden militanlarca, üniversitelerde nasıl güpegündüz öldürüldüğünü unutmayacağız !
Çözüm süreci denen o lanetli günlerde mağdur olan, yaşam ve eğitim hakkı gasp edilen gençlerimizi unutmayacağız!
Vaktiyle iktidarla kol kola pozlar veren, cemaat görünümlü terör örgütünün elemanları soru çalarken,
adamını bulur atanırken; boğazından kesip okuttuğu çocuklarının geleceği çalınan annelerin, babaların uykusuz gecelerini unutmayacağız !
Talebini dile getirdi diye görevinden atılan, ekmeğiyle oynanan kardeşlerimizi unutmayacağız!
Sırf bize oy veriyor, destek veriyor diye standı basılan, şiddete maruz kalan gönüllülerimizi,,, unutmayacağız!
Biz, şu 16 yılın ezdiği, sindirdiği, kul köle etmek için uğraştığı milyonların sesiyiz.Omzumuzdaki vebal büyüktür. Hakkı yenenin, kanı dökülenin, canı alınanın temsilcisiyiz. Attığımız her adımda, yaptığımız her faaliyette, gözü yaşlı bir anayı, hayalleri çalınmış bir genci, ekmeğiyle oynanmış bir babayı hatırlayacağız..
Aklımızda hep, helalin resmi olan alın terinin, efkarla uzaklara dalan bir çift mahzun gözün sureti olacak..
Bileceğiz ki, onları unutmamak, boynumuzun borcudur.Nereden geldiğimizi unutmamak, boynumuzun borcudur…
Hep bileceğiz ama,nereden geldiğimizi gelin bir kez de burada hatırlayalım, hatırlatalım..Henüz 10 ay önce, Türkiye'de "yeni parti" tartışmaları yaşanırken bir şeyi idrak etmiştik;
Türkiye'de bir siyasi partiler enflasyonu varken,,, tartışılması gereken "yeni bir parti" değildi.
Türkiye'nin,yeni bir siyasi partiye değil, İYİ bir partiye ihtiyacı vardı…
Çok şükür ki, onu da biz kurduk!
Peki ne oldu?
Bakın ne diyor Cenap Şahabettin;
"Muvaffakiyet en müessir leke sabunudur"
İYİ ve gönüldaşlarımız, 10 aydır, asılsız isnatlarla, haksız tenkitlerle mücadele ediyor..
Bugün geldiğimiz nokta ve başardıklarımız,, ne kadar iyi, ne kadar güçlü bir iş yaptığımızın kanıtıdır.
Bu bakımdan bir kez daha söylemek lazım; İYİki bir araya geldik, iyi ki biriz, birlikteyiz,
iyiyiz.
Değerli arkadaşlarım;
İYİ , bir kişiye, bir zümreye, bir kuruluşa, bir başka partiye karşıt olarak değil;Adalete, eşitliğe, hakkaniyete, huzura, refaha taraf olarak kuruldu. Bu parti, birilerine ikbal sağlamak amacıyla değil,,,
falanca gruba iltimas aramak amacıyla da değil,memleketin ikbali, milletin istikbali için kuruldu.
Bu parti ismi ile müsemma, iyilik için, doğruluk için, adalet için kuruldu."Ağaca yaslanma kurur, insana yaslanma ölür" sözünün bilincindeyiz.
Buradan hatırlatmak istiyorum; Bu parti, bir iyiler hareketidir..Ve, kimseyle baki değildir! Beşer fani, fikirler bakidir.Bu yüzden, herkesin adaletinden emin olduğu güne kadar, bu birliktelik sürecektir.
Dünden bugüne, el ovuşturup pusuya yatanlar bilsinler ki;Kötü ile mücadele devam ettikçe, iyilik hareketi de, var olacaktır..
Siz İYİ insanlara kardeşlerime hatırımdır;"Baki bir iş yapmak istiyorsanız, faniye bel bağlamayın!" Adalete, iyiliğe, doğruluğa sıkı sıkıya sarılın. O vakit mutluluğa, ülkümüze, hedeflerimize varacağız.
Biz Türkiye'ye, adalete, iyiliğe, doğruluğa, gönül verdik.Ne diyordu Abdürrahim Karakoç?
Bu ülkü candadır, sokakta yatmaz.Güneştir, bir doğdu, bir daha batmaz.
Menfaat uğruna kimseyi satmaz.Bir güzel ülküdür, gönül verdiğim.
Şiddeti, kavgası, kanı olmayan.İçinde öfkesi, kini olmayan.
Sonsuza uzanan, sonu olmayan.Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.
Sevgili İYİ liler, biliyorsunuz, yola çıkarken bir iddia koyduk ortaya. 'Başaracağız' dedik. 'Başaracağız, başaracağız, başaracağız' dedik.
Bunu derken, bir yerlerden zafer garantisi almış değildik. Bir yerlere sırtımızı dayamış değildik.
"KİMSEYE ZAFER GARANTİSİ VERMEDİK"
Kimseye, zafer garantisi falan da vermedik.Mesele inanmaksa, mesele iddialı olmaksa, işte yine söylüyorum:
Başaracağız, başaracağız, başaracağız!
Evet bir iddia koyduk ortaya, seçimlere öyle girdik.Meclise girmiş olan bütün partiler oy kaybettikleri halde, kendilerini başarılı ilan ettiler…
Biz ise,50 yıllık partiler kadar oy almamıza rağmen, iddiamızla sınanmayı esas aldık, sorumluluğu üstlenerek çekildik.
Meşhur sözdür, bilirsiniz: "Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler."
'Kendi partimde ihtilaf konusu olmaktansa, noktayı koyarım' dedim.
'Fitneye sebep olmaktansa, örter kapımı otururum' dedim.
'Çekildim, İzzet ü ikbal ile bab-ı siyasetten' dedim.
Türkiye'ye yakıştırdığımız demokrasi anlayışımız da,şahsi prensiplerim de bunu gerektiriyordu.Allah şahittir ki, meselenin altı da budur, üstü de budur. Önü de budur, ardı da budur.O andan sonra ise içinde yer almadığım ve asla müdahil olmadığım bir süreç yaşandı. İYİ PARTİ camiası, kararımın hilafına ortaya bir irade koydu, ısrarcı oldu.
Kaynak: Cumhuriyet
AKŞENER'LE DEVAM
İYİ Parti 'nin 2'nci Olağanüstü Kurultayı bugün gerçekleşti. Tek aday olan Meral Akşener yeniden genel başkanlığa seçildi.
İYİ Parti 'nin 2'nci Olağanüstü Kurultayı bugün gerçekleşti. Tek aday olan Meral Akşeneryeniden genel başkanlığa seçildi. Kongre sürecinin tamamlanmasının ardından Akşener, sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Akşener paylaşımında, " İYİ Parti mecliste de, meclis dışında da, en çalışkan parti olacak. Allah'ın izniyle, milletimizi iyi yönetim modeliyle buluşturacağız. İnanacağız, yaşatacağız, iftihar edeceğiz. İYİ'nin parolası budur!" dedi.
İYİ Parti mecliste de, meclis dışında da, en çalışkan parti olacak.
Allah'ın izniyle, milletimizi iyi yönetim modeliyle buluşturacağız.
İnanacağız, yaşatacağız, iftihar edeceğiz.
İYİ'nin parolası budur!
— Meral Akşener (@meral_aksener) 12 Ağustos 2018
Kaynak: Cumhuriyet
'Türkiye zaman belirledi ve ABD dinlemezse...'
Cumhurbaşkanı Erdoğan New York Times'a makale yazdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Kötülüğün dünyanın her yerinde pusuya yattığı bir dönemde, uzun zamandır müttefikimiz olan ABD'nin Türkiye'ye karşı attığı tek taraflı adımlar sadece ABD'nin çıkarlarına ve güvenliğine zarar verir. Çok geç olmadan, Washington ilişkilerimizin asimetrik olabileceği yanlış düşüncesini bir kenara bırakmalı ve Türkiye'nin alternatiflere sahip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflılık ve saygısızlık trendini tersine çeviremezlerse yeni dost ve müttefikler aramaya başlayacağız. ABD, Türkiye'nin egemenliğine saygı duymaya başlayıp, milletimizin karşı karşıya olduğu tehlikeleri anladığını ispatlayamazsa ortaklığımız riske girebilir. Türkiye zaman belirledi ve ABD dinlemezse bir kez daha kendi göbeğini kendi kesecek' değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, New York Times gazetesi için İngilizce kaleme aldığı "Türkiye, ABD ile Krizi Nasıl Görüyor?" başlıklı makalede, iki ülke arasında son dönemde yaşanan gerginliğe değindi.
Türkiye ve ABD'nin son 60 yıldır stratejik ortak ve NATO müttefiki olduğuna, iki ülkenin Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında karşılaştıkları ortak zorluklara karşı omuz omuza durduğuna işaret eden Erdoğan, "Türkiye, yıllar boyunca ne zaman gerekli olsa ABD'nin yardımına koştu. Kore'de askerlerimiz birlikte çarpıştı. 1962'de Kennedy yönetimi, Sovyetlerin Küba'daki füzelerini, İtalya ve Türkiye'den Jüpiter füzelerini çekerek (karşılıklı) kaldırılmasını sağladı. 11 Eylül terör saldırılarının ardından Washington bu kötülüğü yapanlara karşılık vermek için dostlarını ve müttefiklerini beklediğinde, askeri birliklerimizi buradaki NATO misyonunu başarıya kavuşturmak için Afganistan'a gönderdik." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, öte yandan ABD'nin, Türk halkının endişelerini anlayamadığını ve saygı duyamadığını vurguladı.
Son yıllarda iki ülkenin ortaklığının ABD tarafından anlaşmazlıklarla sınandığını kaydeden Erdoğan, "Ne yazık ki bu tehlikeli trendi tersine çevirme çabalarımız boşa çıktı. ABD, Türkiye'nin egemenliğine saygı duymaya başlayıp, milletimizin karşı karşıya olduğu tehlikeleri anladığını ispatlayamazsa ortaklığımız riske girebilir." değerlendirmesine yer verdi.
"FETÖ'nün darbe girişimine tepkisi tatmin edicilikten uzaktı"
Erdoğan, Türkiye'nin, Pensilvanya'da yaşayan Fetullah Gülen'in elebaşı olduğu Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) mensupları tarafından 15 Temmuz 2016'da saldırıya uğradığını hatırlattı.
ABD'nin, bu darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili tutumuna da değinen Erdoğan, ifadelerini şöyle sürdürdü:
"FETÖ'cüler hükümetime karşı kanlı bir darbe yapmaya çalıştı. O gece milyonlarca vatandaş, şüphesiz ki ABD'lilerin Pearl Harbour ve 11 Eylül saldırılarından sonra deneyimlediği vatana bağlılık hissiyatıyla sokaklara döküldü. Uzun zamandır benim seçim kampanyalarımı yöneten sevgili arkadaşım Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da aralarında olduğu 251 masum insan ülkemizin özgürlüğü için en ağır bedeli ödedi. Ailemin ve benim ardımdan gelen ölüm mangası başarılı olsaydı ben de onlardan biri olacaktım. Türk halkı, ABD'den bu saldırıyı kesin bir dille kınamasını ve Türkiye'nin seçilmiş hükümetiyle dayanışmasını dile getirmesini istedi. ABD bunu yapmadı. ABD'nin olaya tepkisi tatmin edicilikten uzaktı. Türk demokrasisinin yanında olmak yerine ABD yetkilileri ihtiyatlı bir şekilde 'Türkiye'de istikrar, barış ve devamlılık' çağrısında bulundu. Bu da yetmezmiş gibi Türkiye'nin iki taraflı bir anlaşma ile Fetullah Gülen'in iadesi için yaptığı talepte hiçbir ilerleme kaydedilmedi."
Erdoğan, Türkiye-ABD ilişkilerinde başka bir hayal kırıklığının ise terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'ye ABD'nin verdiği destek olduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yazısında bu konuyla ilgili, "Türk makamlarının tahminlerine göre, Washington son yıllarda PYD/YPG'ye silah vermek için 5 bin kamyon ve 2 bin kargo uçağı kullandı. Hükümetim, ABD'li yetkililerin PKK'nın Suriye'deki müttefiklerine eğitim ve teçhizat verme kararlarından duyduğumuz endişeyi tekrar tekrar paylaştı. Ne yazık ki sözlerimize kulak tıkandı ve ABD silahları en nihayetinde sivil halkımızı ve Suriye, Irak ve Türkiye'deki güvenlik güçlerimizi hedef almak için kullanıldı." görüşünü paylaştı.
"Milli çıkarlarımızı korumak için gerekli adımları atacağız"
Son günlerde ABD'nin, hakkında bir terör örgütüne yardım ettiği suçlaması bulunan Amerikan vatandaşı Andrew Brunson'ın Türk polisi tarafından tutuklanmasını gerekçe göstererek Türkiye ile tansiyonu artıracak birçok adım attığını vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Donald Trump'ı birçok toplantımız ve konuşmamızda uyardığım gibi hukuki sürece saygı duymak yerine, ABD dost bir millete karşı haddini aşan tehditler yayımladı ve Bakanlar Kurulumuzun birçok üyesine yaptırım uyguladı. Bu karar kabul edilemez, mantıksız ve en nihayetinde uzun süreli dostluğumuza zarar verici nitelikteydi. Türkiye'nin tehditlere cevap vermediğini göstermek için birkaç ABD'li yetkiliye yaptırım kararı aldık. Biz hep aynı prensibe bağlı kalacağız: Hükümetimi hukuki sürece müdahale etmeye zorlamaya çalışmak anayasamıza ya da ortak demokratik değerlerimize uygun değildir.
Türkiye zaman belirledi ve ABD dinlemezse bir kez daha kendi göbeğini kendi kesecek. 1970'lerde Türkiye, Washington'ın itirazlarına rağmen Kıbrıs Rumları tarafından Türk kökenlilere karşı uygulanan soykırımı engellemek için Kıbrıs'a girdi. Son zamanlarda Washington'ın Suriye'nin kuzeyinden gelen milli güvenlik tehditleriyle ilgili bizim endişelerimizin ciddiyetini anlayamaması, DEAŞ'ın NATO sınırlarına erişimini kesen ve YPG'yi Afrin kentinden çıkaran iki askeri operasyonla sonuçlandı. Bu durumlarda olduğu gibi milli çıkarlarımızı korumak için gerekli adımları atacağız."
Erdoğan yazısına şu ifadelerle son verdi:
"Kötülüğün dünyanın her yerinde pusuya yattığı bir dönemde, uzun zamandır müttefikimiz olan ABD'nin Türkiye'ye karşı attığı tek taraflı adımlar sadece ABD'nin çıkarlarına ve güvenliğine zarar verir. Çok geç olmadan, Washington ilişkilerimizin asimetrik olabileceği yanlış düşüncesini bir kenara bırakmalı ve Türkiye'nin alternatiflere sahip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflılık ve saygısızlık trendini tersine çeviremezlerse yeni dost ve müttefikler aramaya başlayacağız."
Kaynak:Hürriyet
YAVUZYILMAZ, CUMHURBAŞKANI YARDIMCISINA SORDU!
YAVUZYILMAZ, CUMHURBAŞKANI YARDIMCISINA SORDU!
YAVUZYILMAZ, CUMHURBAŞKANI YARDIMCISINA SORDU!
Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına yazılı soru önergesi sundu. Yavuzyılmaz, önergede 2013 yılında hazırlanan 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda 2018 yılı için öngörülen Dolar/TL kurunun 1.97 olmasına rağmen, gerçek durumla kıyaslandığında yaklaşık üç katlık bir sapma olduğunu belirtirek, cevaplanması üzere altı adet soru sordu.
Yavuzyılmaz’ın yazılı soru önergesi şöyle:
“24 Haziran seçimlerinin ardından Kalkınma Bakanlığı yerine Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olarak Strateji ve Bütçe Başkanlığı kurulmuştur. Bu kurumun Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olarak Kalkınma Bakanlığının görevini devam ettireceği ifade edilmektedir. Kurum, ülkemizdeki döviz kurlarının Türk Lirası karşısındaki kur değerlerini yıllara göre öngörmektedir. Ülkedeki tüm kurumlar, kuruluşlar ve şirketler planlarını bu öngörülere göre yapmaktadır. Kalkınma Bakanlığı’nın 2013 yılında hazırladığı 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda 2018 yılı Dolat/TL kuru 1,97 olarak öngörülmüştür Fakat günümüzde geldiğimiz nokta itibariyle yapılan öngörüler ile içinde bulunduğumuz durum arasında izahı çok zor bir fark bulunmaktadır(3 katı aşan bir fark). Bu konuyla ilgili olarak aşağıdaki soruların altı madde halinde tek tek cevaplanarak açıklanma hususu önem taşımaktadır.
Konuyla ilgili olarak;
1. Kalkınma Bakanlığı’nın 2013 yılı Beş Yıllık Kalkınma Planında dolar kuru için 2018 yılında öngörülen TL seviyesinin tutarsızlığının nedeni nedir?
2. Kalkınma Bakanlığı’nın hesaplama formülünde bir hata mı vardır?
3. Hesaplama yaparken öngörmediğiniz unsurlar nelerdir?
4. Şu anki döviz kurlarının öngörülerinde bu kadar başarısız bir performans ortaya konması nedeniyle istifa eden ya da görevden alınan yönetici-personel bulunmakta mıdır?
5. Strateji Bütçe Başkanlığı’nın önümüzdeki yıllar için bir kalkınma planı hazırlarken Kalkınma Bakanlığı’nın aynı kur tahmini hesaplama modelini mi kullanacaktır? Kullanmayacaksa yeni hesaplama modeli nedir?
6. Strateji Bütçe Başkanlığı olarak planlamalarınızı ve bütçe hesaplarınızı yaparken elinizdeki modele göre yıl sonu dolar kuru öngörünüz nedir?”