Zabıta ve Polisten ortak denetim…

Zabıta ve Polisten ortak denetim…
Zonguldak Ereğli’de Zabıta Müdürlüğü ekipleri ve trafik polisi şehrin değişik noktalarında ortak denetim gerçekleştirdi.
Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğünün il genelinde başlattığı ortak denetim çalışmaları kapsamında, Kdz. Ereğli’de zabıta ve trafik polisi ortak denetim gerçekleştirdi.
Ereğli Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, İlçe Trafik Müdürlüğü ekipleri ile İl Emniyet Müdürlüğünden gelen trafik polisleri, ilçede trafik ve yaya yoğunluğunun olduğu 8 ayrı noktada bugün sabah itibariyle denetimlere başladı.
Zabıta Müdürü Alptekin Dursun, trafik polisleriyle ortak yapılan denetimlerin gün boyu süreceğini belirterek; “Ekipler parklar, kaldırım işgalleri, araç trafiği başta olmak üzere 8 ayrı noktada denetimlerini sürdürüyor. İl Emniyet Müdürlüğünün başlatmış olduğu bu çalışmaya, bizde Kdz.Ereğli Belediyesi Zabıta Müdürlüğü olarak katkı veriyoruz. Ekipler, gerekli gördükleri hallerde cezai işlem uygulayacaklar” dedi.
Yavuzyılmaz, Karayolları Yetkililerini Göreve Çağırdı...

Yavuzyılmaz, Karayolları Yetkililerini Göreve Çağırdı...
Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Zonguldak-Devrek Karayolunda yetersiz olan trafik güvenliğinin arttırılmasının sağlanması amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü'ne dilekçe sundu.
Yavuzyılmaz dilekçesinde, bir türlü tamamlanamayan Zonguldak-Devrek karayolunda, geliş ve gidiş istikametinin teğet geçtiği dere yatağı ve uçurumlara rağmen, koruyucu önlem olarak kısım kısım hiç olmayan yada eksik olan bariyerler nedeniyle, ölümcül trafik kazalarının yaşandığına dikkat çekerek, bölgenin sisli ve yağışlı iklimi ve yolların tehlikeli virajları da hesaba katıldığında, kazalarda ki ölüm ve yaralanma oranlarının daha da arttığına işaret etti.
Yavuzyılmaz konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Zonguldak-Devrek karayolunun geliş-gidiş istikameti bilindiği üzere yer yer dere yatakları ve uçurum kenarına teğet geçiyor. Bu yollar uzun yıllardır inşaat halinde olup bir türlü yapımı bitirilemediği için buradaki ikaz levhaları ve bariyeler de yerlerine konulmuyor. Eksik bariyerler ve yetersiz önlemler nedeniyle maalesef, karayolundan dere yatağına uçan araçlar ile hayatını kaybeden, yaralanan veya sakat kalan vatandaşlarımızls ilgili sıklıkla haberler okuyoruz. Geçtiğimiz bayram arifesinde bu kara yolunda bazı gözlem ve ölçümlerde bulunduk. İncelemeler çerçevesinde yolun uçurumlara teğet geçen yerlerinde bariyerler olmadığını yerinde kilometre kilometre tespit ettik. Sonrasında konunun önemini yetkililerimize sözlü olarak aktardım. Aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki görevime dayanarak Karayolları Genel Müdürlüğümüzü ikaz ettim.
Dilekçemizde de, konunun önem ve sorumluluğunu, yasal altyapısıyla birlikte ifade ederek, mesuliyetin kendilerinde olduğunu, halihazırda kullanılmakta olan yolun can güvenliğin alınmamasının, yol inşaatının tamamlanamaması gibi bir bahaneyle gerekçelendirilmesinin kabul edilemeyeceğini ve Zonguldak halkının güvenli bir şekilde bu karayolunda araç kullanabilmesi için gereken tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini ifade ettim.
Dilekçe dağıtım olarak, Valiliğimize, Emniyet Müdürlüğümüze ve Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı'na gönderilmiştir. Dolayısıyla bu konuyu ilerleyen günlerde tekrar gündeme getirecek çözümü için hem valimiz hem emniyet müdürümüzle yeniden görüş alışverişinde bulunacağız. Çünkü kaybedilen canların telafisi yoktur. Bu nedenle artık gereken önlemleri almak ve bariyerleri koymak için, yolların bitmesini beklemek, zaten ödenek yokluğu sebebiyle projelerin, bir bir askıya alındığı bu dönemde gerçekten anlamsız bir hale gelmiştir. Buraya acil bir şekilde müdahale edilerek bariyerler konulmalıdır. Zonguldak halkımızın ve şehrimize dışarıdan gelen vatandaşlarımızın bu karayolunda can güvenceleri sağlanmalıdır.
Üniversiteler boş kaldı

YKS yerleştirme sonuçlarını BirGün’e değerlendiren uzmanlar, Vakıf üniversitelerinin yüzde 98’inin, devlet üniversitelerinin yaklaşık yüzde 87’sinin tam kontenjanının dolmadığını ifade etti
Merakla beklenen Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı(YKS) yerleştirme sonuçları önceki gün açıklandı. Sistemin ilk kez uygulanması ve yaşanan belirsizlikler nedeniyle yine üniversite hayali kuran öğrenciler mağduriyet yaşadı. İyi bir sıralamaya sahip olup garanti olsun diye kendi sıralamasının çok altında yerleri listelerine ekleyen öğrenciler de açıkta kaldı. Yeni sistemin ilk sonuçlarını eğitim uzmanları Salim Ünsal ve Pervin Kaplan BirGün için değerlendirdi.
Sistem rasyonel değil
Ünsal, daha önce de sistemdeki köklü değişim en fazla tercih sürecini etkileyeceğini söylediklerini hatırlatarak, “İlk kez bu yıl kullanılan bir sistem olması özellikle belirsizliğin tercihler üzerinde çok büyük bir etki yarattığı ve bu etkiden dolayı da ne yazık ki kontenjanlarda önemli bir oranda boşluk kaldığını gördük. Bir taraftan sınavın soru sayılarının azalmış olması ve sınavlarda özellikle matematikte öğrencilerin çok alışık olmadığı yeni nesil soruların sorulmuş olması ister istemez performanslara olumsuz yansıdı. Buna rağmen matematikte iyi netler yapanları sıralamada iyi noktalara taşıdı sonuçlar” dedi. Sistemdeki değişimin barajı geçen aday sayılarını artırdığını belirten Ünsal, “1 milyonu biraz geçkin olan kontenjanların tamamını dolduracak bir sistem olması gerekirdi. Zira üniversite kapılarında her gün iki buçuk milyon öğrenci bekliyorken bu kadar kontenjanın boş kalıyor olması çok rasyonel bir sistem olmadığını gösteriyor” şeklinde konuştu.
Sistemde değişiklikler yapılması gerektiğini ifade eden Ünsal şöyle dedi: “Alelacele yapılan, üzerinde çok irdelenmeden ve üzerinde düşünülmeden yapılan, sonuçlarının alınması bakımından çok analiz edilmeden yapılan bir sistem. Sistemde bazı çalışmaların ve değişimlerin olması kanaatindeyim ama yapılır mı bilmiyorum.”
Ekonomik krizin yansıması
Tercihlerin büyük sürprizlerle yapıldığını aktaran Ünsal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öğrencilerin elinde referans alacakları somut veriler yoktu. O nedenle çocuklar daha geniş yelpazeden tercih yapma eğilimi gösterdiler. Bazı öğrenciler de bu belirsizlikten dolayı hiç tercih yapmadı. Bu da tercih sayısının az olmasındaki önemli gerekçelerden biri oldu. Boşlukların iki yıllık üniversitelerde olacağını düşünüyorduk ama bu sene tam tersi dört yıllık üniversiteler boş kaldı. Bunun en büyük sebebi, öğrencilerin dört yıllık bir eğitimden sonra özellikle iş ve istihdam konusunda sıkıntılı bir süreç yaşaması.
Bunun yanı sıra ülkenin içinden geçtiği ekonomik krizin de özellikle vakıf üniversitelerinin lisans programlarının boş kalmasında etkili olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda hukuk alanı hiç boş kalmazdı ama bu yıl 900 kontenjana varan bir boşluk var. Bu ekonomik krizin tercihlere yansıdığının önemli bir göstergesi.”
Başarı sıralaması genişletilmeliydi
En önemli sorunlardan birinin baraj sorunu olduğunu aktaran Ünsal, “Bazı bölümler için getirilen sıralama barajları geçtiğimiz yıllarda bir anlam ifade ediyordu. Daha başarılı öğrencilerle bu bölümleri dolduralım diye. Yeni sistemde bu başarı sıralarını aynen tutarsanız boş kalır diye uyarmamıza rağmen en son dakikada bir değişiklik yaptılar. Kontenjanlar da bir genişleme yarattılar ama bunun da yeterli olmadığını görüyoruz. Kontenjanlar biraz daha geriden alınmış olsaydı bu boş kalanlar biraz daha dolmuş olabilirdi” dedi.
Ünsal kayıt kaçak sorununa da değindi: “Bir yer kazanıp kayıt olmayacak öğrencilerin de çok sayıda olacağına dair endişemiz var. Öğrenciler iyi bir referansla sevdiği bölümleri tercih etmedi. Bu da açıkta kalan öğrenciler için bir sorun.”
Anadolu’dan tabela liselerine
Pervin Kaplan da liselerin başarı oranlarına dikkat çekti. Ailelerin iyi bir eğitim için Anadolu liselerini tercih ettiğini belirten Kaplan, “Ama Anadolu liselerinin üniversiteye öğrenci yerleştirme oranı yüzde 29’larda kaldı. Bu liseler önceki yıllarda çok daha başarılıydı. Bu liseler tabela liseleri haline mi dönüştüler? Vakıf üniversiteleri bu yıl yüzde 44 oranında boş kaldı. Devlette yüzde yüz doluluk oranı sadece 17 üniversitede var. Vakıf üniversitelerin ise sadece 2’si yüzde yüz doldu. Bu üniversiteleri sıkıntılı günler bekliyor” dedi.
Tavan taban puan arasında da başarı sıralamalarında da uçurum olduğunu dile getiren Kaplan şöyle konuştu: “Yeni üniversite sistemi ve puanlama sistemi değiştirildi. Tek tür çözenlerin iki puan türü de hesaplandı. Eşit ağırlık öğrencilerinin önüne sayısallar girdi. Bu sistemde en büyük sıkıntı sözel öğrencilerinde. Hem başarı sıralarına hem aynı bölüme yerleşen öğrenciler arasındaki bu kadar puan farkı olmasına neden oldu. Yanlış yönlendirme ve tercih de buna sebep olmuş olabilir. Birileri çıktı, şunla bunu çarpın dedi.
ÖSYM ve YÖK’ün bir açıklama yapması gerekiyor. Öğrencilerdeki soru işaretleri giderilmeli. Doğru bir hesaplama yapıldığı ve doğru yerleştirildikleri konusunda ikna edilmeliler. Önümüzdeki yıl da bu başarı sıralamalarına bakarak tercih yapacak öğrencilerin çok büyük hayal kırıklığı yaşayacağını düşünüyorum. Ek yerleştirmeye, tercih yapmayanların ve açıkta kalanların da katılmasını tavsiye ederim. Seneye ortaöğretim başarı puanları yarıya inecek çünkü.”
Halkbank'a kur operasyonunun ardında onlar çıktı

Halkbank’ın sitesinde doların 3.72, euronun ise 4.32 olarak yer almasının arkasından Bloomberg çıktı. ABD'li finans kuruluşunun hatasının sadece Halkbank’ta yaşanması dikkat çekti.
Batılı güçleri, Türkiye’ye ve Başkan Erdoğan’a tehditle, yaptırımlarla boyun eğdiremedi. Döviz kuru üzerinden gerçekleştirilen ekonomik saldırılara karşı 80 milyon tek yumruk oldu. Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’yı hukuksuz tutuklayan ABD yönetimi, bankaya yönelik saldırılarını kredi derecelendirme kuruluşlarının asılsız puanlamalarıyla da sürdürüyordu. ABD Başkanı Donald Trump’un casus papaz Andrew Brunson’un iadesiyle başlayan saldırıları yeni bir boyut kazandı.
ANINDA MÜDAHALE
ABD’nin daha önce FETÖ destekli kumpas davalarıyla hedef aldığı Halkbank, önceki gece siber saldırıya uğradı. Sosyal medyada ortaya atılan “Halkbank döviz kurlarını düşürdü” iddiası nedeniyle yaşanan bilgi kirliliğiyle ilgili detaylar ortaya çıktı. Gecenin geç saatlerinde bankanın internet sitesindeki yer alan döviz kurların bir anda dip yaptı. Sitede dolar kuru 3.72, euro kuru ise 4.32 olarak yer aldı. Kısa süre içerisinde düşük kurdan 3.3 milyon dolarlık ve 540 bin euroluk işlem gerçekleştirildi. Büyük hayatı fark eden banka yetkilileri, önce söz konusu hesaplara blokaj koydu sonra da işlemleri iptal etti. Banka böylece zararların önüne geçti Dünyadaki birçok banka gibi Halkbank da döviz kurları bilgisini ABD merkezli Bloomberg isimli kuruluştan alıyor. Bu nedenle gece saatlerinde yaşanan döviz kurlarındaki farklılığın kaynağı olarak Bloomberg'in adı ön plana çıkıyor. Bloomberg’den datanın aktarılması sırasında hata oluştuğu belirtilse de söz konusu aksaklığın sadece Halkbank’ta yaşanması büyük şüpheye neden oldu.
BDDK İNCELEME BAŞLATTI
Olayın siber bir saldırı değil, tamamen dış kaynaklı bir müdahale olduğu gerçeği bu nedenle öne çıktı. Yaşananların ardından harekete geçen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlattı.
HEPSİ İPTAL EDİLDİ
Halkbank manipülasyonun ardından yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “31 Ağustos 2018 akşamı Bankamızca döviz kurlarının sisteme aktarılmasında kullanılan 3. parti bir yazılımdan kaynaklanan hatalı döviz kurları ile gerçekleştirilen müşteri döviz alım-satım işlemlerinin herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır. Söz konusu işlemler nedeniyle Bankamızın ve müşterilerimizin hiçbir şekilde kar/zarar durumu oluşmamıştır. Sistemimiz, normal işleyişine döviz-alım-satım işlemlerine devam etmektedir” denildi.
Kaynak:haber7.com
SGK Tarafından Vatandaşa Yapılan Yardımlar

SGK tarafından değişik isimler altında, çeşitli durumlar için tek sefere mahsus olmak üzere vatandaşa yardım yapılıyor. SGK tarafından yayınlanan genelgeye göre iş kuran 18-29 yaş arası gençlerin 1 yıllık Bağ-Kur primleri devlet tarafından ödenecek.
Çeyiz Yardımı
SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı emeklileri vefat ettiyse bekar kız çocuğu yetim aylığı alır. Bu aylık evlenince kesilir. Evlenme sırasında bu kız çocuklarına 24 maaş kadar çeyiz parası ödenir.
Sağlık sorunu yüzünden raporlu olan ve işe gidemeyenler, bu durumu SGK’ya belgelemek suretiyle iş göremezlik ödeneği alabilirler. İşe gidilmeyen her bir gün için 40 TL ödeme yapılır.
Cenaze Yardımı
Ölen sigortalı kendisi için en az 360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödemişse birinci derece yakınları cenaze ödeneği alabilir. 2018 yılında bu ödenek 595 lira ödeniyor. Bu ödeneği almak için 5 yıl içinde başvuru yapılabilir.
Doğum İzni
Doğum öncesi ve sonrasında annelerin sahip olduğu 112 gün iznin parası SGK’dan alınabiliyor. Asgari ücretli bir anneye bu süre için 5050 TL ödeniyor.
Emzirme Yardımı
Sigortalı olan anne ya da babanın talebi ile her doğum için 149 lira ödeme yapılıyor. Çocuğun doğumundan itibaren 5 yıl içinde başvuru yapılabiliyor.
Hastalara Yol Parası
Hastalığı sebebiyle başla ile sevki yapılan hastaya yol masrafları ödeniyor. Şehir, ülke ya da hastane için yol parası alınabiliyor.
Emekli Olamayana Para İadesi
Prim gününü tamamlayamayan emekli ödediği primleri SGK’dan iade alabiliyor.
İş Kurmak İsteyen Gençlerin Bağ-Kur Primini Devlet Ödeyecek.
Şartları Neler?
Gençlerin girişimci olmasını sağlamak için yeni bir teşvik hayata geçiriliyor. 7143 sayılı Torba Yasa ile getirilen teşvik için SGK genelge yayınlayarak ayrıntıları netleştirdi. Genelgeye göre 18-29 yaş arası gençler iş kurduğunda bir yıllık SGK primi devlet tarafından ödenecek. Yani 8.402 TL teşvik verilmiş olacak. Ayrıca 3 yıllık vergi muafiyeti de sağlanacak.
8 yaşını doldurmuş, 29 yaşını doldurmamış olanlar yararlanacak.
- 4B'li yani Bağ-Kur'lu olan girişimci gençler kapsama girecek.
- Adi ve şahıs şirket ortaklıklarından sadece biri kapsama girecek. Bu kişi en genç olan ortak olacak.
- Ortaklardan biri teşvik şartlarını taşımıyorsa diğer ortaklar da teşvikten yararlanamıyor. Tüm ortaklar teşvik kapsamına giriyor olmalı.
- İşe başlama bildirimini kanuni süresinde yapanlar yararlanacak. Geriye dönük tescil kabul edilmeyecek.
- Teşvikten yararlanacak genç fiilen bu işi bizzat kendisi sevk ve idare ediyor olacak.
- İşletmenin faaliyeti durdurulan ya da devam eden işletmenin 3. derece dahil kan ve kayın hımsından devralınmamış olması gerekiyor. Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ya da çocuklara geçmesi istisna kabul ediliyor ve teşvikten yararlanılabiliyor.
Bu şartları sağlayan kişilere 1 yıllık Bağ-Kur primi ödenmesi yoluyla 8.402 TL teşvik sağlanacak ve 3 yıllık vergi muafiyeti uygulanacak.
Kaynak:isilanlarikariyer.com