Vali Bektaş: "Kenevir sanayileşirse ticareti olur"

10 Temmuz 2019 Çarşamba 16:19

Vali Bektaş: "Kenevir sanayileşirse ticareti olur"

Vali Bektaş: "Kenevir sanayileşirse ticareti olur"

ZONGULDAK (İHA) - Zonguldak Tarım Orman İl Müdürlüğü ve Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı(BAKKA) işbirliği ile "Sanayi Tip Kenevir Yetiştiriciliği ve Endüstride Kullanımı" eğitimine katılan katılımcılara sertifikaları verildi. Sertifika töreninde konuşan Vali Erdoğan Bektaş; "Kenevir ekilmesi için öngörülen yerlerden biri Zonguldak. Hocamız bu işin sanayi olmazsa olamayacağını söyledi. Bende buna katılıyorum. Sanayileşirse ticareti olur" dedi. 
BAKKA 2019 yılı teknik destek programı kapsamında düzenlenen, "Sanayi Tip KENEVİR Yetiştiriciliği ve Endüstride Kullanımı" eğitimi, İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Gülsüm Yaldız tarafından verilmesinin ardından eğitime katılanlara sertifikaları verildi. 
Tarım İl Müdürlüğü Misafirhanesinde düzenlenen törene Vali Erdoğan Bektaş, Tarım İl Müdürü Cemalettin Çataklı, Zonguldak Ziraat Odası Başkanı Şerafettin Albayrak ve çiftçiler katıldı. 
Törende açılış konuşmasını yapan Tarım İl Müdürü Cemalettin Çataklı, İl genelinde düzenlenen Sanayi Tipi Kenevir Yetiştiriciliği Eğitim'inde 128 kişiye eğitim verildiğini ve amaçlarına büyük ölçüde ulaştıklarını söyledi. 
Çataklı, konuşmasında şunları söyledi: "BAKKA ile 2019 yılı Teknik Destek Programı kapsamında hazırlamış olduğumuz “Sanayi Tipi Kenevir Yetiştiriciliği Eğitimi” ile İlimiz ve İlçelerinde yapmış olduğumuz eğitimler ile çiftçi aileleri ve teknik personel olmak üzere 50 kişinin eğitimi hedeflenmiş ve 1-2-3-8-9 Temmuz 2019 tarihlerinde 128 kişiye eğitim verilerek amacımıza büyük ölçüde ulaşmış bulunmaktayız. 29 Eylül 2016 tarih ve 29842 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik” ile Zonguldak iller arasında yer almıştır. Son günlerde Cumhurbaşkanımızın ifadeleri ile yeniden gündeme gelmiştir. Kenevir yetiştirilmesi İlimiz açısından hem iklim olarak hem de yasal olarak mümkündür. Sanayide birçok alanda kullanım alanı olan bulunan kenevir bitkisi ilimizde yeni nesil tarafından bilinmediğinden henüz yetiştirilememektedir. 2019 yılında Kenevir Yetiştiriciliği için Devrek'te 2, Alaplı’da 1 ve Çaycuma, da 1 üretici olmak üzere 4 başvuru olmuş ancak şartlar uygun olup olan Çaycuma’da başvuruda bulunan üreticinin başvurusu kabul edilmiştir. Ancak bu üreticimizde gerekli yasal izni almasına rağmen ekiliş gerçekleştirememiştir. Eğitime katılan kişiler almış oldukları bilgiler doğrultusunda yeni farkındalıklar yaratabilecek ve ileriki günlerde ilimiz ekonomisine katkı sağlayabileceklerdir. Kenevir ile ürün çeşitliliğinin artırılması ve kırsalda yaşayan kesimin gelirinin artırılması, konularını içermektedir. Eğitimin sonunda İlimizde kontrollü kenevir yetiştiriciliğin başlamasını ve kenevir işleme sanayiinde ilimizde gelişimi hedeflenmektedir.
Bu bağlamda; Eğitime katılan çiftçilerimiz, tüm meslektaşlarımız ve teknik personelimize, "Sanayi Tipi Kenevir Yetiştiriciliği Eğitimi” veren Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gülsüm Yaldız’a’, Eğitimi yapan yüklenici firma Elmaks Mühendislik ve Danışmanlık A.Ş. Şirket müdürü Ahmet Fikri Kızmaz’a, Eğitime finansman desteği veren Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı'na ve Sertifika Törenimize teşrif eden Sayın Valimiz Erdoğan Bektaş’a ve tüm konuklarımıza çok teşekkür ederim". 
Sanayi tipi kenevir ekiminin sadece yetmeyeceğini, bununla birlikte sanayisinin de mutlaka kurulması gerektiğinin altını çizen Vali Erdoğan Bektaş, törendeki konuşmasında şunları ifade etti: 
"Bu eğitimin bir özelliği var kenevir. Kenevirin faydalarını okumuştum. Hocamızda anlattı bende doğru buluyorum. Arkadaşlarımızın dikkatini çektiğini umuyoruz. Bu tip ürünlerde biraz daha emek verirsek önünü açabiliriz. Kenevir ekilmesi için öngörülen yerlerden biri Zonguldak. Hocamız bu işin sanayi olmazsa olamayacağını söyledi. Bende buna katılıyorum. Sanayileşirse ticareti olur. Deneyende var gelen taleplere ilgili davranıyoruz. Bize gelen önemli iddialar var. Umarız bu eğitimle bu işe aşına olan arkadaşlar önem verirler. Bizim rutin işimiz olan madenciliğin yanında ek iş olabilir. Umarız bu talepler hayatımızda yeri olur. Bu eğitimi veren hocama ve sizlere çok teşekkür ediyorum.". 
Konuşmaların ardından "Sanayi Tip Kenevir Yetiştiriciliği ve Endüstride Kullanımı" eğitimine katılan katılımcılara sertifikaları Vali Erdoğan Bektaş'tan verildi. 

Yorumlar

14 yaşındaki küçük kızın kullanıldığı şantaja 4 tutuklama

10 Temmuz 2019 Çarşamba 16:18

14 yaşındaki küçük kızın kullanıldığı şantaja 4 tutuklama

Anne, baba, teyze ve amcanın yer aldığı şantaj olayında 14 yaşındaki küçük kız kullanıldı

BARTIN (İHA) - Bartın’da 14 yaşındaki küçük kızlarını kullanarak ağına düşürdükleri vatandaşlardan şantaj yoluyla para toplamak suçundan gözaltına alınan 9 kişiden 4’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. 

Dün, Bartın'da anne, baba, teyze ve amcanın yer aldığı şantaj olayında 14 yaşındaki küçük kız kullanılarak ağa düşürülen vatandaşlardan milyonlarca para toplayan şebeke çökertildi. Z.A. isimli şahıs Bartın İl Emniyet Müdürlüğüne başvurarak kendisine şantaj yapan sosyal medya aracılığı ile tanıştığı ismini Sevgi Çağlar olarak bildiği kişiye 1 yıldır belirli aralıklarla 1 milyon 287 bin 642 TL para yolladığını ifade ederek şikayetçi oldu. Şikayetin ardından çalışmalara başlayan Bartın Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Sevgi Çağlar ismi ile sosyal medya hesabı açanın M.Ö. olduğunu tespit etti. Şüpheli şahsı gözaltına alan ekipler, yapılan sorguda büyük oyunu ortaya çıkarttı. M.Ö.'nün maddi durumu iyi insanları belirleyerek 14 yaşındaki kızını sosyal medya aracılığı ile görüştürdüğü, fotoğraf ve görüntü elde ettiği kişilerden de, durumu sonradan öğrenmiş gibi yaparak, "Seni yakaladım. Mahkemeye vereceğim" diyerek şantaj yoluyla para topladığı belirlendi. M.Ö.'nün ayrıca şantaja boyun eğmeyenleri de, "Yaşı küçük çocuğuma internet üzerinden cinsel taciz yapıldı" diye şikayet ettiği tespit edildi. Emniyet ayrıca kontrol ettiği para trafiğinde şantaj şebekesinde M.Ö.'nün kocası, erkek kardeşi, görümcesi ve kayın biraderinin de olduğunu belirledi. 

Emniyet müştekiler tarafından yatırılan paraların bankadan M.Ö. ve kocası S.Ö. tarafından çekildiğine ait görüntülere de ulaşıldı. Şüphelilerin aynı yöntem ile Mersin'de de bir vatandaştan 518 bin TL aldığını tespit eden Asayiş Şube ekipleri Ankara, Kayseri, ve Elazığ'da eş zamanlı olarak düzenlediği operasyon neticesinde M.Ö., S.Ö., D.E., E.D., F.S., F.S., C.Ç., Y.E. ve M.Ö.'yü gözaltına aldı. Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramada çok sayıda hesap cüzdanı, müştekilere ait olduğu düşünülen 79 bin TL para, bilgisayarlar, flash bellek ve dijital dokümanlar ele geçirildi. 

Gözaltına alınan şüphelilerden 3’ü emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden S.Ö., Y.E., D.E. ve F.S çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, M.Ö. ile C.Ç. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 

Yorumlar

KARDEMİR, Fortune 500 listesinde yükselişini sürdürdü

10 Temmuz 2019 Çarşamba 16:17

KARDEMİR, Fortune 500 listesinde yükselişini sürdürdü

KARABÜK (İHA) - Karabük Demir Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) A.Ş. ‘Fortune 500 Türkiye’ listesinde net satışlar sıralamasında 5 basamak yükselerek 52’nci sıraya yükseldi.

2018 yılını çelik üretimi, satış geliri ve karlılıkta rekorlar kırarak tamamlayan KARDEMİR, geçtiğimiz günlerde açıklanan ve finansal kurumlar ile holdingler dışındaki tüm sektörleri kapsayan “Fortune 500 Türkiye” listesinde net satışlar sıralamasında 5 basamak yükselerek 52’nci sıraya yükseldi. Faiz ve vergi öncesi kar sıralamasında ise KARDEMİR, 2017 yılında yer aldığı 46’ncı sıradan 21 basamak ilerleyerek 25’inci sıraya yükseldi. 

Fortune 500 listesindeki yükselişi değerlendiren Kardemir Genel Müdürü Dr. Hüseyin Soykan, sonucun KARDEMİR’deki büyüme ve gelişimi ortaya koyduğunu kaydetti. KARDEMİR’in bu yıl açıklanan İSO sıralamasında da yükselişini sürdürdüğünü hatırlatan Soykan “Fortune 500 araştırması ağırlıklı olarak net satışlara ve karlılığa göre yapılan bir değerlendirme. Ancak, KARDEMİR’deki büyüme ve gelişim sadece satış rakamları ve karlılıkla sınırlı değil. Biz, ürün çeşitliliğinden üretim artışına, çevreden bilgi teknolojilerine kadar aslında her alanda yaşanan bir gelişim ve büyümeden bahsediyoruz. Eğer bunu sağlayamazsanız rekabet gücünüzü kaybedersiniz. Bizim hedefimiz ise sürdürülebilir başarıları yakalamak. Bu nedenle, sürekli iyileştirme prensibi ile hareket ederek tüm süreçlerimizi çağın gerektirdiği seviyeye taşımamız gerekiyor. Bunun için çalışıyor ve gayret gösteriyoruz. Bu gelişime alın ve akıl teriyle katkı veren tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. 

Yorumlar

Denize bu kez temizlik için daldıla

10 Temmuz 2019 Çarşamba 16:15

 Denize bu kez temizlik için daldıla

BARTIN (İHA) - Bartın’da ‘Sıfır Atık Mavi’ projesi kapsamında dalgıçlar denizden elektrik süpürgesi hortumu, şişe, teneke kutu, ambalaj atığı, poşet, otomobil lastiği gibi atıklar çıkardı.

Bartın’da ‘Sıfır Atık Mavi’ projesi kapsamında deniz ve sahil temizliği yapıldı. Amasra’da gerçekleştirilen etkinliğe Bartın Valisi Sinan Güner, Amasra Kaymakamı Gökhan Gürbüzerol, Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ali Özcan ve protokol üyeleri katıldı. 
Bartın Valisi Sinan Güner’in de eline çöp poşeti alıp sahilde temizlik yaptığı etkinlikte Amasra Sahil Güvenlik Grup Komutanlığı dalgıçları da limanda deniz dibini temizledi. Dalgıçlar denizden elektrik süpürgesi hortumu, şişe, teneke kutu, ambalaj atığı, poşet, otomobil lastiği gibi atıklar çıkardı. Bir süre sergilenen atıklar daha sonra çöp kamyonuna yüklendi. 
Etkinlikte gazetecilere açıklamada bulunan Bartın Valisi Sinan Güner, Sıfır Atık projesine büyük önem verdiklerini belirterek, “Sularımızı temiz tutmamız, çevremizi temiz tutmamız modern çağın bir gereği halinde. Biz bunu desteklemek ve farkındalığı artırmak için buradayız. Bu bir yarım saatlik, bir saatlik faaliyet değildir. Bir hayat tarzıdır. İnsanın aldığı eğitim, aile kültürü, ailesinden aldığı eğitim, çevresinden gördüğü, benimsediği hayat tarzı olarak var olmalıdır. Özellikle bunu çocuklarımıza, gençlerimize, yeni öğretim yılında anlatmaya devam edeceğiz” dedi. 
Çöp ifadesine de karşı olduklarını kaydeden Vali Güner, “İnsan elindeki bir kağıt parçasını, sıfır atık projesiyle hiç bir şeyin çöp olmadığını, değersiz olmadığını, hiçbir şeyin atılmayacağını, her şeyin tekrar kullanılabileceğini, ekonomiye, çevreye, enerji üretimine katkı sağlayacağını vurgulamak istiyoruz. Bu nedenle kelimelerimizi de özenle seçmemiz lazım. Herkes kendi bulunduğu yerde, bulunduğu alanda, kendi çevre ve yaş grubunda gerektiği hassasiyeti göstermeli” diye konuştu. 
Vali Güner ayrıca ‘Sıfır Atık Mavi’ projesini destekleyeceğini ve projeye katkı sağlamak isteyenlere her türlü kolaylığı sağlayacaklarını taahhüt etti. 

Yorumlar

Albayrak; "Zonguldak'ta 25 bin ton fındık üretiliyor"

10 Temmuz 2019 Çarşamba 16:12

Albayrak; "Zonguldak'ta 25 bin ton fındık üretiliyor"

ZONGULDAK (İHA) - TZOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Zonguldak Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Şerafettin Albayrak, Karadeniz bölgesinde 700 bin hektar alanda dünya fındık üretiminin yüzde 70’i, Zonguldak'ta ise 240 bin dekar alanda ortalama 25 bin ton fındık üretildiğini söyledi.

Oda Başkanları ile birlikte Zonguldak Ziraat Odaları başkanlığında açıklama yapan Şerafettin Albayrak, fındık üreticilerin sorunlarını dile getirdi. Albayrak, konuşmasında şunları söyledi: "Karadeniz Bölgemizde 700 bin hektar alanda dünya fındık üretiminin yüzde 70’i yapılmaktadır. Yıllara göre değişmekle birlikte ortalama kabuklu fındık üretimimiz 550 bin ton dolaylarındadır. Bu üretim için Karadeniz Bölgemizde 400 bin ailemiz doğrudan çalışmaktadır. On binlerce aile ise fındık nakliyesi, işlenmesi, ticareti, işçiliğinden, yüzbinlerce esnaf ailesi de fındığın sağladığı ekonomik değerden faydalanarak geçimini sağlamaktadır. Bu kadar ailenin işi de aşı da fındıktır. Karadeniz bölgesinde fındık hayattır. Ülkemizin en önemli tarımsal ihraç ürünü de fındıktır. Öyle ki dünya fındık ihracatının yüzde 85-90’ını ülkemiz yapmaktadır. Üreticimizin gayretiyle üretilen fındıktan ülkemiz, 2016-2017 sezonunda 1,9 milyar, 2017-2018 sezonunda ise 1,8 milyar dolar ihracat geliri sağlamıştır. Herkesin bu bilinçle hareket etmesi, fındığın ve fındık üreticisinin sorunlarına duyarlı olması ve destek olması gerekir. Zonguldak ilimizde 240 bin dekar alanda ortalama 25 bin ton fındık üretilmektedir. Gübreden işçiye maliyetler genel olarak arttı. Hastalık ve zararlılar da verimi düşürünce birim başına maliyet daha fazla yükseldi. Kısaca, hastalık ve zararlılar nedeniyle üreticimizin zararı büyüktür. Maliyetlerimiz de artmıştır. Fındıkta fiyatın tatmin edici olması üreticimiz açısından çok önemlidir. Çünkü, fındıkta verimliliğin düşük olması da maliyetlerimizi artırmakta, üreticimizin gelirin çok yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Burada Toprak Mahsulleri Ofisi önem taşımaktadır. Çünkü ülkemizde serbest piyasa düzeni ne yazık ki fındıkta işlememektedir. Çok sayıda fındık üreticisine karşın bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda alıcı bulunmaktadır. Serbest piyasa adı altında çalışan tekelci yapı, piyasa üzerinde her türlü baskı ve oyunu oynamakta, fındık fiyatları üzerinde spekülasyon yapmaktadır. Üreticimiz, alıcılar karşısında ekonomik açıdan örgütlü değillerdir. Ürünü piyasadaki talebe göre piyasaya sunamamaktadır. Lisanslı depolar yetersizdir. İşleyen bir ürün ihtisas borsası sistemi yoktur. Üretici borç yükü altında ezilmekte, bir an önce elindeki fındığı ederinden değil de piyasada oluşan fiyata razı olarak satarak borcundan kurtulma yolunu izlemektedir. Bu nedenle üreticinin korunmasının yolu, kesinlikle Toprak Mahsulleri Ofisi ya da bir başka müdahale kurumunun piyasada daimi olarak bulunmasından geçer. Görünen köy kılavuz istemez. Piyasadaki tekelci yaklaşımın kırılmasının, piyasadaki istikrarın sağlanmasının başka yolu yoktur. Toprak Mahsulleri Ofisi, bu yıl ve sonraki yıllarda da alım yaparak piyasada olmalıdır. Yüzbinlerce fındık üreticisinin tek güvencesi bu olacaktır. Ofis, yapacağı alımlarda üretici maliyetlerini de göz önünde bulundurarak bir fiyat belirlemelidir. Bu yaklaşım, fındık üreticimizin “ortak paydaşı” olarak gördüğümüz borsa ve ihracatçılarımızı da tekelci firmaya karşı koruyacak, sömürülmelerini önleyecektir. Lisanslı depolar da fındık piyasasındaki istikrar açısından önemlidir. Fındık üreticimizin lisanslı depolarla ilgi göstermesi isteniyorsa, bu depoların üreticimize avans vermesi gerekir. Buna karşın, üreticilerimiz tüccara emanete bıraktıkları fındık karşılığında rahatlıkla avans alabilmekte, gübre, ilaç gibi girdiler için ihtiyaç duydukları parasal kaynağı buradan karşılayabilmektedir. Lisanslı depolara ürün koyan üreticilerimize verilen destek de yetersizdir. Tüccar, nakliye, hamaliye masraflarını da üreticiden talep etmemektedir. Bu sorunlar çözülürse üreticimiz lisanslı depolara yönelir. Fındık rekoltesinin yüksek gerçekleştiği yıllarda üretilen fındığın tamamının pazarlanmaması ve devir stoku oluşturması da önemli bir sorundur. Geçmişte olduğu gibi Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım yaptığı yıllarda fındığı yurt dışında satabilmesi için de yetkilendirilmelidir. Fındık piyasası spekülasyondan uzak tutulmalıdır. Rekolteyi Bakanlığın yapması kararını kabul eden ihracatçı ve borsaları, sözlerinin arkalarında durmalıdır ve Bakanlık tarafından açıklanacak rekolteyi beklemelidir. Bizler, Ziraat Odaları olarak rekolte konusunda sözümüzün arkasında durduk. Bugüne kadar ayrı bir rekolte tahmin çalışması yapmadık. Buna karşın İhracatçı Birlikleri, her yıl rekolte tahmininde bulunmaktadır. Buna karşın İhracatçı Birlikleri, her yıl rekolte tahmininde bulunarak rekolteyi kamuoyuna açıklamaktan çekinmemişlerdir. Ancak kendilerine hiç bir yaptırım uygulanmamıştır. En son, ABD’deki Uluslararası Sert Kabuklu ve Kuru Meyveler Konseyi’nin toplantısında, İhracatçı Birlikleri, sözlerinin arkasında durmayarak, ülkemizin fındık rekolte tahminini 775 bin ve 40 bin tonluk stokla 815 bin ton olarak açıklamışlardır. Şimdi sormak gerekir. İhracatçı Birlikleri, neye dayanarak, yangından mal kaçırır gibi bu açıklamayı yapmıştır? Tarım ve Orman Bakanlığımızın rekolte tahminini neden beklememişlerdir? Biz neyin ne olduğunu biliyoruz. Amaç, rekolteyi yüksek gösterip üretici fiyatlarını düşürmektir. Haksız kazanç elde etmektir. Sömürü düzenini sürdürmektir. Tarım ve Orman Bakanlığımız olaya müdahil olmalı, üreticimizin haklarını korumalıdır. Rekolte tahminini spekülasyonlara mahal vermeyecek şekilde ilgili tüm kesimlerin katılımıyla deklare etmelidir. Fındık Çalıştayı’nda Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli, piyasada regülasyonun olmaması durumunda Toprak Mahsulleri Ofisi olarak bölge çiftçisinin, insanının ve üreticisinin her zaman yanında olacaklarını açıklamıştır. Biz bu sözün yerine getirileceğine inanıyoruz. Fındık hasadına başlanmadan önce, Temmuz ayı sonuna kalmadan, üretim maliyetleri de göz önüne alınarak fındık fiyatının belirleneceğini, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alacağı fındık miktarının açıklanacağını bekliyoruz. Zamanında yapılan açıklama, hem üreticiyi hem de fındık piyasasını rahatlatacaktır. 2009 yılında 150 lirayla başlayan, 2013 yılında 160 liraya, 2014 yılında 170 liraya çıkarılan alan bazlı destek, çiftçimizin bahçede kalması ve üretimine devam etmesi açısından çok önemlidir. Alan bazlı destek, fındık fiyatlarının ürün maliyetlerin altında kaldığı yıllarda üretici için can simidi durumundadır. Bu destek günün şartlarına göre belirlenmeli, artarak devam etmelidir. Tüccar, en son yapılan kanun değişikliğiyle, stok affı yoluyla haksız vergi indirimi de sağlamıştır. Stok affıyla kayıtlarda yer almayan mallar, yasal olarak kayıt altına alınmıştır. Bu değişiklikle borsada işlem gören fındıktaki yüzde 2’lik stopaj, yüzde 0,5’e çekilmiştir. Fındıktaki sorun, tüccarın depoda olmayan malları için bu vergi affından yararlanarak, haksız gelir sağlamasıdır. Tüccar dışarıdan fındık ithal ederek, hayali stok yaratarak da bu imkandan yararlanmıştır. Yaptığımız hesaplara göre, tüccar, olmayan fındıktan en az 35 milyon liralık vergi indirimi almıştır. Ziraat Odaları olarak amacımız sömürüden uzak, üreticimizin fındığını ederinden sattığı, makul ve istikrarlı bir gelire sahip olmasıdır. Fındıktan üreticimiz, tüccarımız, sanayicimiz, ihracatçımız, esnafımız hemen bütün taraflar çok daha fazla gelir elde edebilir. Yeter ki hakça bir düzen kurulsun, fındıktaki sorunlarımız çözülsün" dedi. 

Yorumlar