Vakaların çoğu öğrenci...
Vakaların çoğu öğrenci...
Ereğli, “Hayat Eve Sığar Uygulaması” üzerinden yeniden alarm vermeye başladı.
1 ay önce sadece çarşı merkezi, Süleymanlar, Orhanlar ve Akarca Mahallelerinde görülen vaka artışları, bugünlerde neredeyse tüm ilçeye yayıldı.
Günlük vaka sayısının yaklaşık bir haftadır 50-65 arasında değiştiği Ereğli’de, son dönemde vakaların birçoğunun öğrencilerden oluşması da dikkat çekici.
Ereğli’de yayılım hızı neredeyse 1 yıl önceki harita ile aynı konuma gelirken, Eylül ayındaki vefat sayısı da, Ağustos ayını şimdiden geçti.
Ağustos ayında 9 can kaybının yaşandığı Ereğli’de son olarak dün gece, ilçenin Balı Mahallesinde ikamet ettiği öğrenilen ve Ereğli Devlet Hastanesinde bir süredir tedavi gören Necati Ç’ nin de vefatı kayıtlara bulaşıcı hastalık olarak geçti.
Böylece ilçede içinde bulunduğumuz Eylül ayında hayatını kaybedenlerin sayısı 11’e, sürecin başından bu yana geçen sürede ise 308’e yükseldi.
Ayıp ettiler...
Ayıp ettiler...
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde PTT açılışında protokol krizi yaşandı. Ereğlİ belediye Başkanı Halil Posbıyık, açılışta kendisine konuşma hakkının verilmemesi üzerine protokol üyelerinden özür dileyerek salonu terk etti.
Ereğli’de kısa süre önce yapımı tamamlanan ve bugün resmi açılışı gerçekleştirilen PTT binasının açılışı töreninde Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Vali Mustafa Tutulmaz’ın yanına giderek, kendisinin Ereğli halkını temsil etmesine rağmen konuşma hakkının verilmemesinden dolayı özür dileyerek salonu terk etti.
Yaşanan olay sonrasında açıklamada bulunan Ereğli belediye Başkanı Halil Posbıyık “Ereğli belediye başkanı olarak bana söz hakkı verilmedi. Bende Sayın Vali’den özür dileyerek Ereğli halkının hiçe sayıldığını söyledim ve terk ettim. Yarın yine aynı durum olsa yine aynı şeyi yaparım. Ereğli’de PTT açılıyor. Aylardır bekledik. Belediye Başkanına konuşma hakkı verilmiyor. Benim günahım ne? Başka bir partiden olduğum için mi? Onu da bilmiyorum ama öğreneceğiz” dedi.
Büyük bir zafiyet görüyoruz.
Büyük bir zafiyet görüyoruz.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, “Hukuku, Hukukun üstünlüğünü önemseyen, yargı reformunu önceleyen, yargının bağımsız ve tarafsız ve hızlı ç alışmasını sağlayan reformları yapan bir yönetim anlayışı olmadıktan sonra Türkiye’nin sorunlarının çözülmesini çok zor görüyorum” dedi.
Babacan, bazı oda, ve sivil toplum kuruluş başkanları ile görüşmek amacıyla geldiği Karadeniz Ereğli’deki Keleşler Park Otel’de, Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Arslan Keleş tarafından karşılandı.
Otelin lobisinde bir süre dinlenen Babacan, Keleş ve Alaplı Ticaret Odası Başkanı Recep Ocak’tan, ilçelerin genel ekonomik durumları ve nüfus yoğunluğuna ilişkin bilgiler aldı.
Daha sonra, Otel salonundaki STK temsilciler ile bir araya gelen DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, partisinin kuruluş sürecinden bahsetti, olası ilk seçimlere girme hakkını elde edecek teşkilat büyüklüğüne ulaştıklarını söyledi.
Babacan, DEVA Parti’sinin “Örgütlenme, Eylem Planları, Ülkenin İçinde Bulunduğu Durum” konu başlıklarıyla 3 ayrı alanda yoğun gayret gösterdiklerin anlatarak, şunları kaydetti:
KADIN VE GENÇLİK KOTALARI
“Partimizde teşkilatlanma ile ilgili birkaç önemli ilkemiz var. Bunlardan biri yüzde 35 kadın, yüzde 20 gençlik kotasıdır. Her yönetim kurulumuz o il yada ilçemizin sosyal dokusunu yansıtacak yapıda kuruluyor.
PARTİNİN EYLEM PLANLARI
Partimizin ikinci çalışma alanı da eylem planlarıdır. Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin ilk 90 günde ve ilk 360 günde neler yapacağının detaylı hazırlığını yapıyoruz. İlk eylem planımızı tarım konusunda 56 maddelik açıkladık. Ardından afet yönetimi ile son olarak da sosyal politikalar ile ilgili eylem planımızı açıkladık.
YETER Kİ KOPYA ÇEKSİNLER DE YAPSINLAR
13 yıl hükümette görev yaptım, aynı zamanda bu hükümetlerde hükümet programı yazma ekibinde oldum, en az yarısında da ekibin başında oldum. Şu anda ise her hangi bir hükümet programının çok ötesinde bir çalışma yapıyoruz. Şimdiye kadar hiç yapılmayan bir detayda, seçimlerden sonra kurulacak hükümetin yol haritasını açıklıyoruz. Her bir adımın bütçesini mutlaka hesap ediyoruz. Ve mutlaka bir takvime bağlıyoruz. Bu çok önemli bir hazırlık. Bazı arkadaşlarımız, bu hazırlıklarımızı açıklamamızdan ‘hükümet bunları alır ve yapar’ şeklinde endişelerini dile getirdi. Biz de, ‘keşke kopya çekseler, yapsalar da ülkede bazı sorunlar çözüm yoluna girse’ dedik. Vatandaşlarımızın olan biteni doğru anlaması, doğru bilgiye sağlaması için özel çaba gösteriyoruz. Vatandaşlarımızın konunun aslının ne olduğunu doğru kaynaktan dinleyebilmesine yönelik yoğun bir çaba içindeyiz. Tabi ki partimizin şu anki duruşu ‘tavsiye niteliğinde’dir.
BÜYÜK BİR ZAFİYET GÖRÜYORUZ
Ülkemizin genel durumunda sıkıntılar büyük. Sorunların çözümü ile ilgili mesafe alınamadığını görüyoruz. Pek çok alanda problem var, sorun var. Ama ülkede sorun çözle kapasitesinin önemli ölçüde zayıfladığını görüyoruz. Hele hele 2018’de yapılan (Cumhurbaşkanlığı) sistem değişikliğinden sonra, sütün yetkinin tek bir elde toplanmasından sonra ülke ile ilgili gerçeklerin doğru okunması ve o gerçeklerle ilgili tedbir alınması, adım atılması konusunda da büyük bir zafiyet görüyoruz.
ANKARA’DAN YERELE YETKİ VERİLMELİ
Türkiye 84 milyonluk gerçekten büyük bir ülke. Küçülmüş hali ile Dünyanın hala 20 ekonomisinden biri durumunda. Milli gelirimiz 12 bin 500 dolardan 8 bin dolarlara düştü. Böylesine büyük bir ülkenin yönetiminin, mutlaka öncelikle üst seviyelerden, alt seviyelere göre yetkinin delege edilmesi gerekiyor. Aynı zamanda Ankara merkezden Yerele doğru yetkinin devredilmesi gerekiyor. Mutlaka yukarıdan aşağı yetki devri ve merkezden yerele yetki devri şart. Aksi halde bütün kararların, Ankara’ya, Külliye’ye gelmesi, oradaki 1200 odadan yolunu bulup da, nihayet o imza odasına gelmesi çok kolay olmuyor. Onun için pek çok konuda kararlar gecikiyor, sorunların çözümü ile ilgili bir bakış açısı oluşturulamıyor. Hele hele de ekonomide en yakından hisseden de sizlersiniz.
HAYAT PAHALILIĞI SORUNU VAR
Ülkede özellikle döviz kuru artışı kaynaklı çok ciddi hayat pahalılığı sorunu var. Arz kaynaklı ciddi bir enflasyon ile karşı karşıyayız. Yoksulluk çok önemli bir sorun. Bir yandan maliyet artımı nedeniyle fiyatlar artırılmak zorunda kalınıyor, fakat vatandaşlarımızın bu yüksek fiyatlarla alış veriş edecek gücü yok. Hele hele emekliler, işçiler, memurlar gibi sabit gelirli olan ve yıldan yıla ancak resmi enflasyon oranında maaşı artan vatandaşlarımızın son 3-4 yılda sürekli olarak satın alma gücü düşüyor.
EV GENÇLERİ YARATILDI
Gençlerimizde işsizlik, umutsuzluk, Türkiye’nin şu anda en önemli sorunu haline geldi. Ülkede işsiz, iş aramaktan vazgeçmiş, umudunu kaybetmiş ‘ev gençleri’ konumunda milyonlarca gencimiz var. Bu ülkenin pırıl pırıl yeni nesillerinin böylesine karamsar, ülkeden umudunu kaybetmiş bir psikoloji ile bu ülkede yaşamaları gerçekten bizi çok çok üzüyor. Bu sorunları Türkiye niye yaşıyor? Tabi ki bir konjonktür, uluslar arası Covid-19 pandemisi ile ilgili bir sorun var ama pandemiyi iyi yöneten ülkeler var, kötü yöneten ülkeler var. Pandeminin ekonomik zorluklarını, güçlü devlet destekleriyle kolay aşan ülkeler var, Türkiye gibi pandeminin ekonomik zorlukları karşısında vatandaşına yeterince destek veremeyen ülkeler var.
EKONOMİYE ÇÖZÜM ÜRETİLMİŞ DEĞİL
Türkiye’deki ekonomik yavaşlama, sorunlar, kurdaki sıçrama, enflasyon gibi sorunların pandemiden önce başladığını unutmayalım. 2019’da ülkede pandemi yok. Ama Türkiye’nin büyüme hızı yüzde 1 bile değil. 2018’de başlayan yeni sistem; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, maalesef şu ana kadar ekonomide çözüm üretmiş değil. Avrupa’nın en yüksek faizi, şu anda Türkiye’de. 2017 ve 2018 referandumunda ne denmişti; ‘Siz bu referandumlara evet deyin, bakın enflasyonla da, faizle de nasıl mücadele edilir, biz göstereceğiz’ demişlerdi değil mi?, Sonuç; koca bir sıfır! Hiçbir şey yok. Ne enflasyon, ne de faiz sorunu çözülebildi. Tam tersine, sorunlar artarak devam ediyor. Zaten mevcut hükümet, ülkenin ekonomisiyle ilgili olumlu bir şeyler konuşacaksa, hep geçmişten bahsediyor. Son 3 yıldan ise bahseden yok. Asıl; yetkinin tek elde toplandığı son 3 yılın, şöyle bir muhasebesini çıkaralım, hiçbir şey yok.
BU DÜRÜST YAKLAŞIM DEĞİL
Olumsuzluklarla ilgili de hep ‘hedef gösterme’ var. Mesela geçen hafta bol bol ‘fahiş fiyatlarla, fahiş etiketlerle’ mücadeleyi gördük. İlgili bakanlık marketlere baskınlar düzenliyor, etiketlerle savaşmaya çalışıyorlar. Hedef hedefi yanıltma, hedefi şaşırtma! Enflasyon ve hayat pahalılığı ile ilgili hükümetin üzerine gelen baskıyı esnafa, marketlere yönlendirip, vatandaş ile esnafı karşı karşıya bırakmak gibi çok çok yanlış ve tehlikeli bir çizgi izliyor şu anki hükümet. Bu dürüst bir yaklaşım da değil. Bütün esnafımızı biliyor ki, bu ülkede her şeyin maliyeti arttı, fakat artan maliyetlerin tamamı satış fiyatlarına yansıtılamadı bile. Maliyet yüzde 50 artmış, esnafımıza ve vatandaşımıza yansıtılan ise en fazla yüzde 25.
ELEKTRİĞE YÜZDE 168 ZAM GELDİ!
Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesinden buyana, sadece elektriğe gelen zam yüzde 168’dir. Yani, 100 lira elektrik faturası gelen haneye, şu an 268 lira geliyor. Bir dönem pazarcı esnafına ‘terörist’ diyecek kadar ileri ifadelere kullanıldı bu ülkede. ‘Enflasyonun sebebi kuru soğan depoları’ diyerek, depolara baskınlar yapılması yaşandı bu ülkede.
AYIP GERÇEKTEN AYIP!
Siz kötü yönetin, döviz kurunu kontrol edemeyin, Merkez Bankası’nın yıllarca biriktirdiği döviz rezervini, 139 milyar doları gizli, saklı yöntemlerle perde arkasından satın edin, Merkez Bankası rezervini 52 milyar dolar eksiye (-) düşürün, döviz kuru ile ilgili kontrolü elinizden kaybedin, döviz kuru gelsin fiyatları vursun, daha sonra vatandaşa ise ‘biz bu etiketleri koyan esnafla, marketle mücadele edeceğiz’ deyin. Ayıp, gerçekten ayıp. Türkiye gibi bir ülkeye bu yakışmıyor. Artık esnafımız bunu biliyor ve müşterisine de gayet iyi anlatıyor. Hükümet ne derse desin, bu tür yayın politikası izleyen yayın kuruluşları ne yaparsa yapsın, artık bu sistem işlemiyor. Dürüst olmak, aldatan olmamak lazım.”
BU YÖNETİMLE ÇÖZÜLEMEZ
Babacan, Hükümetin ülkeyi iyi yönetemediğine dikkat çektiği konuşmasında, şöyle dedi:
“Çok iyi bir siyasi irade olmadan ülkenin sorunlarının çözüleceğini mümkün görmüyoruz. Hukuku, Hukukun üstünlüğünü önemseyen, yargı reformunu önceleyen, yargının bağımsız ve tarafsız ve hızlı ç alışmasını sağlayan reformları yapan bir yönetim anlayışı olmadıktan sonra Türkiye’nin sorunlarının çözülmesini çok zor görüyorum. Eğitim çok temel ve çok önemli bir alan ve maalesef son 20 yıldır Türkiye’nin mesafe kat edemediği bir alan.”
DEVA Partisi üst düzey yöneticiler, partinin İl Başkanı Fatih Keleş, Ereğli İlçe Başkanı Handan Aktimur, Çaycuma TSO Başkanı Zekai Kamitoğlu’nun de yer aldığı toplantı, basın akapalı olarak devam etti.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali babacan, toplantının ardından görüşmelerde bulunmak üzere Zonguldak’a geçti.
Sıra hükümet konağında...
Sıra hükümet konağında...
Karadeniz Ereğli’de PTT yeni konsept hizmet binasının açılışı dolayısıyla tören düzenlendi. Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, “PTT iki yüz yıla yakın bir geçmişi olmasına rağmen baktığımızda sanki yeni kurulmuş, bugünün ihtiyaçları için tasarlanmış bir kurum gibi dimdik ayakta” dedi. Tutulmaz, konuşmasında Ereğli’de gerçekleştirilecek hükümet konağı ve emniyet müdürlüğü binası yatırımları konusunda da bilgiler verdi.
AK Parti Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen ise PTT’nin vatandaş nezdinde kültürel bir anlamı da olduğunu belirterek, ““PTT Genel Müdürlüğümüz, bugün değil, yıllara, asırlara sari hizmetler vermektedir. Bu hizmetleri verirken, destanlara, şarkılara, ağıtlara, türkülere vesile olmuş” dedi. PTT Genel Müdürü Hakan Gülten ise binanın 4 milyon liraya mal olduğunu ifade ederek, “karşılayan yeni işyerimiz, teknik imkanları ve donatılarıyla PTT’mize ve ilçemize çok yakıştı” dedi.
Karadeniz Ereğli’de PTT yeni konsept hizmet binasının açılışı dolayısıyla tören düzenlendi.
Açılışa Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Polat Türkmen, Ahmet Çolakoğlu ve Hamdi Uçar, Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, PTT Genel Müdürü Hakan Gülten, Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı, kamu idarecileri siyasi parti, ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Belediye ve İl Genel Meclisi üyeleri, PTT idareci ve çalışanları katıldı.
Açılış öncesinde Vali Tutulmaz, PTT işyerini inceleyerek çalışanlardan verilen hizmetler konusunda bilgi aldı.Hava muhalefeti nedeniyle binanın toplantı salonunda gerçekleştirilen açılışta saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı söylendi.
VALİ TUTULMAZ: “PTT ÇOK DAHA GENİŞ BİR HİZMET AĞINA DÖNÜŞTÜ”
Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, törende yaptığı konuşmada, kamunun her geçen gün kendisini yenilediğini belirterek şöyle dedi:
“Gerek teknolojinin imkanlarını kullanmakta, gerekse vatandaşın memnuniyetini ön planda tutacak her türlü yeniliği yapmaya devam ediyor. Bu kurumlardan birisi de PTT’dir. PTT iki yüz yıla yakın bir geçmişi olmasına rağmen baktığımızda sanki yeni kurulmuş, bugünün ihtiyaçları için tasarlanmış bir kurum gibi dimdik ayakta. Bunda tabii, geçmişten bugüne gelen yöneticilerin çağımızı okumasının, çalışanların çağımızı okumasının büyük rolü var. Klasik mektup dağıtan konumundan, klasik lojistik hizmet sunan konumdan, artık hayatın her alanına dokunan bir PTT’ye dönüşmüş durumda. İsmi PTT ama içeriğine baktığımızda o PTT’nin çok daha geniş bir hizmet ağına dönüştüğünü görüyoruz. Bunda emeği geçen başta bakanlarımız, genel müdürlerimiz ve çalışanları tebrik etmek lazım.
Diğer taraftan kamunun diğer kurumlarında da benzer iyileşmeler her geçen gün ortaya çıkmaktadır. Örneğin nüfus teşkilatları eski nüfus teşkilatları değildir. Oraya gittiğinizde de yeni tasarlanmış, plaza içinde bir özel sektör firması çalışıyormuş gibi izlenim edinirsiniz. Yine yeni konseptlerden tapu müdürlükleri aynı konfor üzerine. Her geçen gün kamu kendini geliştiriyor, vatandaşa daha iyi hizmet etmenin, onu daha memnun bir şekilde uğurlamanın yolunu arıyor ve bu yönde de gayretlerini gösteriyor.
Karadeniz Ereğli ilçemizde de benzer hizmetler her geçen gün devam ediyor. En kısa sürede hükümet konağı ve emniyet müdürlüğü binasının temelini inşallah atacağız, son aşamasına geldi. Onun hizmete sunulmasıyla kamunun birçok hizmeti daha kolay ulaşılabilir ve vatandaş memnuniyetinin en üstte olur tarzda sunulması sağlanacaktır. Bunun dışında Ereğli, Zonguldak ve diğer ilçelerde her geçen gün, her alanda yeni bir hizmetin faaliyete geçmesinin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu tür çalışmaları arttırarak devam etmenin bilinci içinde çalışıyoruz ve bu tesisin Ereğli’mize hayırlı hizmetlere vesile olmasını diliyorum.”
TÜRKMEN: “BÜTÜN HİZMETLERİ VERİR HALE GELDİ”
AK Parti Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen, binanın hayırlar getirmesini dileyerek şunları söyledi:
“PTT Genel Müdürlüğümüz, bugün değil, yıllara, asırlara sari hizmetler vermektedir. Bu hizmetleri verirken, destanlara, şarkılara, ağıtlara, türkülere vesile olmuş. Hep onun şarkısıyla türküsüyle, ‘Postacı geliyor, selam veriyor’ diye başlayan türküsüyle, ağıtıyla beraber olmuş. Acıları dindirmiş, ayrılıkları birleştirmiş; geçmişiyle, geleceğiyle, bugünü yakalamış, teknolojiyi en üst noktada kullanan güzel ortamlarda hizmet veren bir kurum haline gelmiş. Sadece mektup değil eskiden anladığımız gibi. Bugün baktığımız zaman, fatura ödemesi, bankacılık hizmetlerinden, aklınıza gelebilecek, vatandaşın huzurunu refahını,işini gücünü kolaylaştıracak bütün hizmeti verir hale gelmiş. Ben bugüne kadar Rahmet-i Rahman’a kavuşan bütün çalışanlarımızın hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Bundan sonra hizmet verecek arkadaşlarımıza hayırlı çalışmalar diliyorum. Bu kurumumuzun, bu binamızın Ereğli’mize, Zonguldak’ımıza hayırlı hizmetler vermesini diliyorum.”
PTT GENEL MÜDÜRÜ GÜLTEN: “PTT’YE VE EREĞLİ’YE YAKIŞTI”
PTT Genel Müdürü Hakan Gülten, PTT işyerlerini yenileme ve yaygın işyeri ağını genişletmekten mutluluk duyduklarını belirterek “PTT ailesi olarak 181 yıldır gücümüzün, etkinliğimizin, büyüklüğümüzün bilinci ve sorumluluğu ile hareket ediyoruz. Ulaştırma ve Altyapı bakanlığımızın çatısı altında yürüttüğümüz faaliyetlerimizde, sadece haberleşme sektörü ile sınırlı kalmıyoruz. Üstlendiğimiz her görev, imza attığımız her projede vatandaşlarımızın hayatlarına dokunuyor, yaşamı onlar için kolaylaştırıyoruz. Bir kurum düşünün ki iki asra yaklaşan ömründe dinamizminden bir şey yitirmemiş, asla zamanın gerisinde kalmamış olsun. Tam tersine teknoloji ve inovasyonu odağına alsın, faaliyetlerini sürekli çeşitlendirsin ve küresel bir bakış açısına sahip bir vizyonla hareket etsin. “
42 bin çalışanı, 4 bin 500 işyeri, 11 bin araç ile sundukları hizmetlerde pek çok alanda lider durumda olduklarını belirten Gülten, sadece yurt sınırları içinde kalmadıklarını belirledikleri vizyon çerçevesinde etkinlik sahasını genişleterek uluslar arası girişimlerde bulunduklarını anlattı.
Gülten şöyle konuştu:
“Özellikle endüstrileşmenin yüksek olduğu Batı Karadeniz’de, Zonguldak sahip olduğu sanayi tesisleriyle, büyük öneme sahip limanıyla ön plana çıkmaktadır. Madencilik kültürü ile Türkiye’nin sembol şehirlerinden biri olan Zonguldak ilimizde yer alan 32 işyerimiz, 285 personelimiz ve 58 aracımız ile vatandaşımıza hizmet vermekten gurur duyuyoruz. Tersanelere, limanlara ve özellikle demir çelik endüstrisinin can damarı olan fabrikalara ev sahipliği yapan Ereğli ilçemizde de 6 iş yerimiz 51 iş arkadaşımız ve 12 aracımızla kaliteli ve güleryüzlü hizmetimizi sunmaya devam ediyoruz.
Bugün bizlerin bir araya gelmesine vesile olan yeni konsept işyerimizin açılış töreninde, PTT ailemiz ve vatandaşlarımız için daha kullanışlı, inovatif, erişilebilir, modern bir ortam oluşturmanın mutluluğunu yaşadığımızı belirtmek istiyorum. Ereğli PTT Müdürlüğümüz, toplamda 4 milyon liranın üstünde bir yatırımın eseridir. Toplam inşaat alanımız 1911 metrekare olup, binamız 246 metrekarelik bir alan üstünde bulunmaktadır. Müdürlüğümüz, modern mimarisi, ferah, kullanışlı iç alanlarıyla güzel ilçemize artı değer katmaktadır. Sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyum için uygun ortamı sağlamak, engelli vatandaşlarımızın erişimini kolaylaştırmak için pek çok ihtiyacı karşılayan yeni işyerimiz, teknik imkanları ve donatılarıyla PTT’mize ve ilçemize çok yakıştı.”
Gülten, yeni işyerinin kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ederek, Zonguldak ve Ereğli’ye hayırlı olmasını diledi.
POSBIYIK: “BANA SÖZ VERİLMEDİ” DEDİ VE…
Konuşmaların ardından gerçekleştirilecek kurdele kesimi öncesinde, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, “Burada Ereğli’nin temsilcisi olarak bana söz verilmedi, bu yüzden ben müsaadenizi istiyorum” diyerek, Vali Tutulmaz’a sitemini ifade etti ve kurdele töreni öncesinde salondan ayrıldı.
Ereğli PTT Müdürlüğü’nün yeni konsept binası, törene katılan protokol tarafından açılış kurdelesi kesilmek suretiyle hizmete girdi. Vali Mustafa Tutulmaz, kurdeleyi keserken, “Bu eser, tüm Ereğli için, hayırlı uğurlu olsun” ifadelerini kullandı.
Gazilerin şeref günü...
Gazilerin şeref günü...
Karadeniz Ereğli’de 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi. Türkiye Muharip Gaziler Derneği Karadeniz Ereğli Şube Başkanı Temel Şahin, törende yaptığı konuşmada, “19 Eylül Kurtuluş Savaşı’nda, Kore’de, Kıbrıs’ta savaşan Muharip Gaziler ile Türkiye Cumhuriyetinin rejimi, üniter yapısı ve toprak bütünlüğü uğrunda, vatan hainlerine, terör örgütlerine karşı kahramanca mücadele eden asker, polis, güvenlik korucuları ile 15 Temmuz’da hain darbe girişiminde vücutlarını siper eden tüm malul gazilerin şeref günü olduğunu vurguladı.
Karadeniz Ereğli’de, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e TBMM tarafından Gazi unvanı ve Mareşal rütbesi verilişinin yıldönümlerinde kutlanan 19 Eylül Gaziler Günü, dolayısıyla Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi. Törene Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı, Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Niyazi Uğur, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Muharip Gaziler Derneği Şube Başkanı Temel Şahin, daire müdürleri, sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri ilçedeki gazi derneklerinin üyeleri ve aileleri, askeri ve sivil erkân katıldı.
Törende Kaymakam Yapıcı, Bölge Komutanı Tuğamiral Uğur, Belediye Başkanı Posbıyık ve Muharip Gaziler Derneği Şube Başkanı Şahin Atatürk Anıtı’na çelenk sundu. Tören kapsamında saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu.
ŞAHİN: “BU GÜN GAZİLERİN ŞEREF GÜNÜ…”
Muharip Gaziler Derneği Karadeniz Ereğli Şube Başkanı Temel Şahin, törende yaptığı konuşmada, 19 Eylül Gaziler gününün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM tarafından gazi unvanıyla taçlandırıldığı gün olduğunu belirterek, “ 19 Eylül Gaziler Günü, bedeli canla ve kanla ödenmiş, bu toprakların vatan olmasında ve devletimizin bekası uğrunda canlarını adayanların gurur ve şerefle hatırlandığı bir gündür. 19 Eylül Kurtuluş Savaşı’nda, Kore’de, Kıbrıs’ta savaşan Muharip Gaziler ile Türkiye Cumhuriyetinin rejimi, üniter yapısı ve toprak bütünlüğü uğrunda, vatan hainlerine, terör örgütlerine karşı kahramanca mücadele eden asker, polis, güvenlik korucuları ile 15 Temmuz’da hain darbe girişiminde vücutlarını siper eden tüm malul gazilerin şeref günüdür.”
Türk’ün Anadolu’daki bin yıllık varlığını sona erdirmek isteyen emperyalist güçlerin, Birinci Dünya Savaşı sonunda ülkeyi dört bir yandan işgal ettiğini belirten Şahin şöyle devam etti:
“Bu işgal ile yetinmeyip, vatanımızı parçalamayı amaçlayan Sevr Antlaşması’nı milletimize zorla kabul ettirmek üzere Yunan Ordusunu 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’den Anadolu’ya sürdüler. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk Ordusu, Yunan ordusunu Polatlı yakınlarına, Sakarya’da, 22 gün 22 gece süren, dünyanın en uzun ve en kanlı meydan muharebesinde yenerek bozguna uğrattı. Çareyi kaçmakta bulan Yunan ordusu, bir sene sonra Dumlupınar’da aynı akıbete uğratılarak, 9 Eylül 1922’de topraklarımızdan tamamen atıldı. Sakarya Meydan Muharebesi Türk’ün Ateşle İmtihanı ve Anadolu halkının ölüm kalım mücadelesi olmuştur. Sakarya Meydan Muharebesi yaklaşık 238 yıldır Avrupa’dan geri çekilen Türk Ordusu’nun son savunma savaşı olmuştur. Sakarya Meydan Muharebesi, Kurtuluş Savaşı’nın kaderini ve seyrini değiştirmiş, kısaca Anadolu’nun düşmandan kurtuluşu için bir kırılmadır. Türk Milleti adına TBMM, 19 Eylül 1921 tarihinde bu emsalsiz zaferin anısına, zaferin mimarı, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e gazilik unvanı ile Mareşallik rütbesini tevcih etmiştir.”
“VAROLUŞ MÜCADELESİNİN ŞİFRESİ: ÖLÜRSEM ŞEHİT, KALIRSAM GAZİ…”
Şahin, üzerinde yaşadığımız toprakların vatana dönüşmesinin, bayrağımızın özgürce dalgalanmasının, şehitlerimiz ve gazilerimizin emsalsiz fedakarlıklarının eseri olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Tarihin her döneminde, hür yaşamayı, bağımsızlık ve istiklali canı pahasına korumayı ilke edinen aziz milletimiz bu uğurda şehit ve gazi olmayı büyük bir onur ve gurur kaynağı saymıştır. Ülkemizde şehit ve gazisi olmayan aile yok gibidir. Aziz milletimizin asırlardır Anadolu toprakları üzerinde verdiği varoluş mücadelesinin şifresi, ölürsem şehit, kalırsam gazi deyişinde saklıdır. Ülkemiz, dün olduğu gibi bugün de dış destekli terör örgütlerinin, Doğu Akdeniz’de, Suriye ve Irak’ta, sömürücü emperyalist devletlerin tehdidi altındadır. Emperyalist devletlerin ve onların maşası terör örgütlerinin hedefleri, ülkemizde karışıklık çıkartmak, Türk Ordusu’nu yıpratarak Türkiye Cumhuriyetini bölünmüş ve zayıf bir ülke haline getirmek ve dolayısıyla emperyalist güçlerin menfaatleri doğrultusunda sömürü planı olan Sevr’in gerçekleşmesini sağlamaktır.
Bugüne kadar sergilenen her türlü hainlik, Türk Silahlı Kuvvetlerinin vatansever ve kahraman askerleriyle, kahraman polis, güvenlik korucusu ve vatandaşlarımız tarafından önlenmiş ve hüsrana uğratılmıştır. Asil Türk Milleti’nin bağrından çıkmış şanlı ve şerefli Türk Ordusu, dün olduğu gibi, bugün de, yarın da vatanımızın bölünmez bütünlüğünün sigortası, hürriyet ve bağımsızlığımızın en büyük güvencesi ve dayanağıdır. İnanıyoruz ki kan dökülerek vatan olan bu topraklar, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk Milleti tarafından en kutsal emanet olarak korunacaktır. 19 Eylül, savaş meydanlarında canlarını ortaya koyarak savaşan, fedakar ve kahraman gazilerimizin şeref ve kahramanlık günüdür. Kahraman gaziler, Gaziler Günü’nüz kutlu olsun.”
ŞEHİTLER ANITI’NA KIRMIZI KARANFİL BIRAKTILAR
Törende, Karadeniz Ereğli Anadolu Lisesi Öğrencisi İrem Piri, “Yaşasın Kahraman Gazi” adlı şiiri okudu.
Törene katılanlar daha sonra Atatürk Anıtı’nın arkasında bulunan “Şehitler Anıtı”na kırmızı karanfiller bıraktılar.