KURUMSAL İTİBARIMIZ YERLERDE SÜRÜNÜYOR, AÇIKLAMA YAPMALI
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AYKUT ERDOĞDU: -“KURUMSAL İTİBARIMIZ YERLERDE SÜRÜNÜYOR, HÜKÜMET DERHAL KAPSAMLI AÇIKLAMA YAPMALI” -“BANKACILIK GÜVEN VE İTİBAR ÜZERİNE OTURUR, DÜN GECE YAŞANANLAR SANİYE SANİYE AÇIKLANMALI” -“PİYASADA PANİK İSTENMİYORSA HEMEN SORUŞTURMA AÇILIP SORUMLULAR CEZALANDIRILMALI”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, aralarında Halkbank’ın da olduğu bazı bankaların bu gece yarısı yaklaşık yarım saat süreyle düşük kurdan döviz satmasının, “hata” olarak geçiştirilmeyeceğini belirterek, “Kurumsal itibarımız yerlerde sürünüyor. Hükümet derhal kapsamlı bir açıklama yapmalı ve sistemde yaşanan kaosu önlemeli” dedi
Erdoğdu, dün gece bankacılık sisteminde yaşanan düşük kurdan döviz satma işlemleri üzerine yaptığı açıklamada, aralarında bazı bankaların ve hatta bir haber kuruluşunun da olduğu ifade edilen ve “bir operasyon şüphesi yaratacak işlemler yaşandığı” söylentilerinin yayıldığını kaydederek şunları söyledi:
“Dün gece bu ülkede bankacılık sisteminin itibarını ve güvenini sarsacak olaylar yaşandı. Bankacılık bir itibar sistemidir ve güven temelleri üzerine oturur. Gece yaşananlar ‘hata’ diye basitçe geçiştirilemez. Kurumsal itibarımız yerlerde sürünüyor. Hükümet ise tüm bu olan biteni sadece seyrediyor. Hükümet derhal kapsamlı bir açıklama yapmalı ve dün gece yaşananları saniye saniye açıklamalıdır. Eğer kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapmazlarsa bankacılık sistemimizde güvensizlik ortamı başlar ve bunun çok ciddi sonuçları olur.”
BURASI ÇADIR DEVLETİ DEĞİL
Erdoğdu, dün gece dövizin düşük kurdan satıldığı süre içinde yapılan işlemlerin de iptal edilmesi gerektiğini kaydederek, “Eğer insanımızın döviz ve banka sitemine olan güveninin sarsılmaması isteniyorsa hükümetin yapacağı açıklamanın yanı sıra derhal ilgili makamlarca soruşturma açılmalı ve tüm bu yaşananların hesabı sorulmalıdır. Burası çadır devleti değil, basit açıklamalarla dün gece yaşananlar geçiştirilemez” diye konuştu.
Kaynak:chp.org.tr
“Keşke rakiplerimiz de biraz gayretli olsalar”
Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, Kayseri'de Bünyan ilçe teşkilatını ziyaretinde konuştu.
24 Haziran seçimleriyle ilgili öz eleştiri yaptıklarını belirten Özhaseki, "Belediye seçimlerinde yine en iddialı parti biziz. Biz 24 Haziran seçimini değerlendirdik. 'Niye biraz geriye gidiş var?' diye kendimize sorduk ve kendi içimizde öz eleştirimizi yaptık. Anketler yaptık, vatandaşı dinledik, bölgelerden gelen milletvekili arkadaşlarımızın hepsini dinledik ve raporlaştırdık. Dürüstçe vatandaşımıza itiraf ettik. 'Bundan sonra bu hatalar olmayacak' dedik." diye konuştu.
AK Parti'nin yerel yönetimlerde tecrübeli olduğunun altını çizen Özhaseki, şöyle devam etti:
"Önümüze bakıyoruz, çalışıyoruz. Şimdi yerel seçimlere en hazırlıklı parti de biziz. Yerel seçimlerde alınan oy çok önemli. Zaten bizim belediyecilik konusunda maharetimiz var. Eskiden ideolojik bir belediyecilik yapılırken, hizmet belediyeciliğini 1994'ten sonra Türkiye'ye biz getirdik. Sosyal belediyeciliği biz getirdik, marka şehirleri biz ortaya çıkardık. Belediyecilik konusunda bizim söyleyecek çok şeyimiz var. Eski belediyelerle yeni yapılan işler zaten kıyaslanmaz bile. Bundan sonra da en hazırlıklı biziz. Şehirlerimize yapılacakolan işleri de biz yaparız zaten. Biz onlardan fersah fersah ilerideyiz."
Özhaseki, şunları kaydetti:
"Gördüğünüz gibi CHP 24 Haziran seçimlerini 2 gün önce tartışmaya başladı. Yani 65 gün sonra tartışıyorlar. Üniversiteden bir rapor almışlar, birbirine girmişler. Kavgalı bir ev var orada. Kız verilir mi verilmez mi onu bilemem. Daha onlar yerel seçimlere gelinceye kadar çok zaman geçer. Ama biz her bir ilde vatandaşın ne dediğini, başkanlarımızla ilgili memnuniyeti ya da memnuniyetsizliği, ileriye dönük neler yapılması gerektiğini raporladığımız gibi bir kez daha benim birimimdeki arkadaşlarımız çek ediyor. Birimimizde eski belediye başkanlarımız var. Hepsi tecrübeli."
Özhaseki daha sonra, 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Özel Harekat Daire Başkanlığına düzenlenen saldırıda şehit olan 23 yaşındaki Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit'in babaevini ziyaret etti.
Burada Cennet Yiğit'in babası Yahya Kemal Yiğit ve annesi Huriye Yiğit tarafından karşılanan Özhaseki, evin alt katındaki "Şehit Cennet Yiğit Müzesi"ni gezdi.
Özhaseki, AK Parti Akkışla ilçe teşkilatını da ziyaret etti.
Kaynak:akparti.org.tr
Köşk Değil, Fabrika Yapın!
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık olağan basın toplantısında gündeme yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Genel Merkez binamızda düzenlenen basın toplantısında Karamollaoğlu, ekonomi başta olmak üzere, Ahlat’ta yapılması planlan köşk ve Yemen, Suriye’de yaşanan olayları değerlendirdi.
ANADOLU İMARETHANELERLE FETHEDİLDİ
Karamollaoğlu, konuşmasına, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik ederek, Ağustos ayında kazanılan Malazgirt, Kosova ve Dumlupınar Zaferleri’ni kutladı. Sultan Alparslan’ın Malazgirt Zaferini unvan ve nam için yapmadığının altını çizen Karamollaoğlu, “Yeryüzünde hak ve adalet hüküm sürsün diye yapmıştı. Anadolu sadece kılıç ile vatan toprağı haline getirilmedi. Şifahaneler, medreseler, imarethaneler gönüllerin fetihleri ile vatan toprağı haline geldi. 30 Ağustos ise bin yıldır kaldığımız bu topraklarda bizi emperyalizmin kölesi yapanlara karşı kazanılan bir zaferdir. Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyoruz” diye konuştu.
KARDEŞLİK RUHU İLE ATLATILMIŞTIR
Zaferlerden ele alınacak birçok dersin olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, sözlerine, şöyle devam etti: “Bu büyük destanlara baktığımızda iki önemli gerçeği görüyoruz. Birincisi bağımsızlık ikincisi de birlik ve beraberliğimizin tesisidir. Şartlar ne olursa olsun, bu millet esarete boğun eğmez. Bağımsızlığından taviz vermez. Hiç kimsenin şüphesi olmasın bu aziz Milet aynı kararlığı tekrar ortaya koyar. Karşı karşıya kaldığı her durumu kardeşlik ruhu ile atlatmıştır. 77 düvel bir araya gelse bu ülkeden çakıl taşı koparamayacağını biliyor.”
ŞATAFATTAN UZAK DURURDU
“Büyük zaferler, büyük ufuklar gerektirir” diyen Karamollaoğlu, “Asıl zafer kılıç ile değil, strateji ve bilgiyle elde edilir. Bu yüzden Sultan Alparslan Malazgirt’i kazandığında, köşk, saray değil. Bir sistem, bir anlayış inşa etti. Anadolu kapıları bu anlayışla bizler açıldı. Sultan Alparslan cesaretliydi, ileri görüşlüydü, mütevaziydi. İstişareye önem verip, tecrübeden yararlanırdı. Alimlerin fikrine önem verirdi. Bunun için Nizameye medreselerini o ihlas etmişti. Adalet üzerine davranırdı. Haksız yere kimse zulüm edilmesine izin vermezdi. Halkın malına el atılmasına asla izin vermezdi. İsraf ve şatafattan uzak dururdu. Bugün ülke yöneticilerden kaçı böyle size bırakmak istiyorum. Şu hatırlatmayı yapmak istiyorum. Çadırlarda kurulan devletler saraylarla idame edilemez” şeklinde konuştu.
ÜLKE DÜZE ÇIKAMAZ
Ahlat’a yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı Köşk’üne de değinen Karamollaoğlu, “Ahlat’ta 10 dönüm içende 1071 metrekare büyüklüğünde bir Cumhurbaşkanı Köşk yapılacak. Malazgirt zaferini kazanan Sultan Alparslan dahi ‘buraya bir köşk yapalım’ dememiştir. Bundan sonra gelen liderler de böyle bir ihtiyacı lüzum görmemişlerdir. Ülke ekonomisinin zor süreçlerden geçtiği bugünlerde, bu köşkün inşası neyle izah edilebilir konusunda ben acizim. Biz devlet büyüklerinden farklı bir davranış beklediğimiz için şaşırıyoruz. Hakikatken anlamakta zorluk çekiyoruz. Bugün milletimize bulunduğumuz zor ortamdan dolayı tasarrufu öğütleyenler bu israf ve şatafattan vazgeçmedikleri takdirde ülke ekonomisi düze çıkamaz” ifadelerini kullandı.
DENİZ BİTTİ DUVARA TOSLADIK
Ekonomideki sıkıntılara dikkat çeken Karamollaoğlu, “Her zaman söyledik, üretmeyen ekonomi iflasa mahkumdur. Seçimden önce de ifade ediyordum. Deniz bitti, duvarlara tosladık. Ekonomi bugün ki, prensiplerle idame edilemez. Bir konuda bizi sevindiren konularda var. Gerek Cumhurbaşkanı, gerek bakanlar bizim söylediklerimizi neredeyse kelimesine kelimesine tekrar ediyorlar. ‘Sanayileşmeden olmadan olmaz, teknoloji olmadan olmaz, tasarruf olmadan olmaz. Parayı beton gömerek kalkınmaz’ diyorlar. Tasarruf üretime yönelik olmayan her türlü harcamadır. İtibardan bile tasarruf etmek lazım. Ahlat’ın ve Malazgirt’in 1071 metrekarelik köşke değil, 1071 kişinin çalışacağı bir fabrikaya ihtiyacı vardı. Bu müjdeyi verselerdi, ellerini öperdim” diye konuştu.
BETONA DEĞİL ÜRETİME İHTİYAÇ VAR
Karamollaoğlu, ekonomik dalgalanmada ‘ABD’nin parmağı var’ açıklamalarına değinerek, “ABD’nin oyunu var sözünü iştirak ediyorum. ABD, Türkiye’ye çökertmenin peşindedir. Amma ‘ekonomi kriz yok.’ Nasıl yok! Biz elimizde ne var, ne yok hepsini kaybettiğimizde dolar düşse ne işe yarar. Eğer iktidar bu oyunu bozmak istiyorsa, köşk yapmaktan vazgeçip, şeker fabrikalarını yeniden yapmalıdır. En azında Et ve Süt Kurumu’nu yeniden ihya etmelidir. Tarım ve hayvancılığa destek verilmelidir. Bu ülkede köşke, saraya ve betona değil, üretime ihtiyaç vardır” diye uyardı.
YANAN FABRİKALAR DEĞİL, TÜRKİYE EKONOMİSİDİR
Şirketlerin iflas edecek seviyeye geldiğini ifade eden Karamollaoğlu, konuşmasını, şöyle sürdürdü: “Devasal müesseseler elden çıkıyor. Türkiye Odalar Borsalar Birliği verilerine göre, haziran ayının bir önceki yılın aynı ayına göre, kapanan şirket sayısı yüzde 32 oranında artmış. Şirketler kapanıyor. Açılan şirket yok. Ekonomi alarm vermiyor, yanıyor. Bu arada son zamanlarda yanan fabrikalarda da dikkat çekiyor. Son 6 ayda sadece İstanbul’da 80’inin üzerinde fabrika yanmış. Bir yılında Türkiye’de yanan fabrika sayısı 200’ün üzerinde olduğu ifade ediliyor. Diyorlar ki, işadamları o kadar zor durumda ki, çaresizlikten fabrikaların yaktıklarını söylüyor. Çünkü yaptıklarını satamıyor, sattıklarının yerine yenisini koyamıyor. Tek umudu sigortadan alacağı tazminat parasıdır. Acilen işadamına ve esnafa yeni teşvikler verilmelidir. Yanan sadece Türkiye’nin ekonomisi değildir, Türkiye’nin ekonomisidir.”
EKONOMİ GÖSTERİŞLE DÜZELMEZ
Karamollaoğlu, hükümetin önce israfı kendi bünyesinde durdurması gerektiğine dikkat çekerek, “Bu hafta Arjantin’de G-20 teknolojiden sorumlu bakanlar toplandı. Türkiye’yi Sanayi Bakanı temsil etti. Özel uçakla gitti. Endonezya Sanayi Bakanı normal uçakla 33 saate Arjantin’e gitti. Dönüşte bizim Sanayi Bakanımız Endonezyalı bakanı uçağına davet ederek, büyük bir jeste imza atmış. Çünkü Endonezyalı Savunma Bakanı normal uçakla ülkesine gidiyor. Bizim bakanımız Endonezyalı bakanın uçak aktarımı yaparak 33 saate Arjantin’e gittiğini bu yola katlanmasını azaltmak için jest yapmış. Endonezya petrol zengini olan bir ülkedir. Endonezyalı bakan itibardan ‘tasarruf olmaz’ diye bir mantığa sahip değil. Milletimiz her krizden fedakârlık eder iktidardaki arkadaşlarda kendi konforunda ödün versin. Marmaris’te bir saray yapılacakmış. Yakında Uludağ ve Erzurum’dan da bir saray yapılabilir. Ekonomi gösterişle düzelmez” diye eleştirdi.
‘DÜNYADA İTİBARIMIZ YÜKSELDİ’ DEMEYİN
Yemen’de yaşanan katliama dikkat çeken Karamollaoğlu, “Yemen’de ‘kim öldü’ denildiğine bakmıyoruz, insanların kalabalık olarak bulunduğu yerler vuruluyor. Pazar yerleri bombalanıyor. Bizim hükümetimizin dünyada itibari zirve yapmış ama müdahale etmiyor. Allah rızası için müdahale edin. İslam İşbirliği Teşkilatı, D-8’in başkanlığı Türkiye’de şuan, bir şeyler yapın. ‘Dünyada itibarımız yükseldi’ demeyin. İdlip’te bir katliam endişesi var. Bütün direnç noktası kuzeye döndü. Buraya askeri müdahale binlerce insanın katline neden olur. Bu katliam durdurulabilir. Astana süreci devam ediyor. Türkiye, İran ve Rusya ile bir araya gelerek, Esad’ı bundan vazgeçirmelidir. Benim dediğim olacak, anlayışı olmuyor” diye değerlendirdi.
ONLARIN GÜCÜ YETMEZ
Gazetecilerin, “Ekonomi ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın, AVM’lerde dolar kullanılmasının kaldırılacağını açıkladığını bu durumun köprüler için geçerli olabilir mi” sorusuna yanıt veren Karamollaoğlu, “En azından AVM'lerden kiradan vazgeçmelerini makul görüyorum. AVM’lere de son verilmesi gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde AVM’lerin bu kadar yoğun olduğu başka bir ülke yok. Bu ülkeyi belli şirketlere mahkum etmektir. Köprülerde dolardan vazgeçmelerine onların güçleri yetmez. Baştan yanlış kararlar almışlar. Biz ısrarla bunların altında yatan fizibilite çalışmalarını görmek istedik. Yap-İşlet devret modelleri para paradan basma makineleridir. Özel şirketlerin yaptığı köprüler, tüneller, hastaneler para basma makinesidir. Merkez Bankası’ndan daha güçlüdür. Dolar bazında para basıyorlar. Bu konuda milleten özür dilemeleri gerekiyor. Millet bu kadar parayı veremez ancak bütçeden ödeyecekler. Kendi kesesinden mi veriyorlar. Saray yapacaklarına bu parayı ödesinler. Onun için en azından yapılacak anlaşmalar dolar bazında yapılmasın. Bunu yapabilirler mi, bilmiyorum” dedi.
GAFLET İÇİNDELER
Gazetecilerin “İthal edilen büyükbaş hayvanlarda şarbon hastalığının çıktığına” ilişkin soruya Karamollaoğlu, şu yanıtı verdi: “Şarbon hastalığını ilk kez yaşamıyoruz. Ülkeler elindeki hasta hayvanları Türkiye kakalıyorlar. Maalesef biz bu oyuna düşüyoruz. Biz neden hayvan ithal ediyoruz konusunda çaba göstermelidir. Şeker fabrikalarını kapatırsanız, ithalat artar. Çünkü şeker fabrikaları hayvancılıkla bağlantılıdır. Hayvanları gemiye bindirirken neden denetiminin yapılmadığı ise bu hükümetin ne kadar gaflet içine düştüğünü gösteriyor. Hayvanı gemiye yüklerken, hasta olup olmadığını niye bakmıyorsunuz.”
KAPASİTELER YETMEDİĞİ İÇİN AF ÇIKIYOR
Karamollaoğlu, MHP’nin hazırladığı af tasarısına ilişkin soruya da cevap vererek, “Devlet aslında kendisine karşı yapılmış haksızlıkları af edebilir. Ama devlet şahıslara karşı işlenen suçları af edemez. Birinin çocuğunu öldürmüşlerdir onu ancak babası ölen adamı af edebilir. Siz onun namına onu af edemezsiniz. Bizim mantığımızda bu yok. Af yeri gelir yapılır. Ancak Türkiye’de şimdi af hapishane kapasiteleri yetmediği için yapılıyor” dedi.
Kaynak: http://saadet.org.tr
İYİ Parti'den yerel seçim kararı
İYİ Parti, 2019 yılında yapılması planlanan yerel seçimler için çalışmalara başlıyor. 'Millet İttifakı'nın' yararının olmadığı görüşünün öne çıktığı partide, yerel seçimde hiçbir ittifak içerisinde yer almama kararı alındı.
İYİ Parti yerel seçim çalışmalarını 1 Eylül'de başlatıyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ikinci sınavı olarak değerlendirilen yerel seçimde partinin ilk adımı 'sacayağı' sistemi olacak. 24 Haziran'da yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminde ' Millet İttifakı' içinde yer alan İYİ Parti, yerel seçimde herhangi bir partiyle hareket etmeyecek.
Hürriyet'ten Gamze Kolcu'nun İYİ Parti kaynaklarından edindiği bilgiye göre, çalışmanın ilk adımı, şekilleneceği üç ana başlık nedeniyle 'sacayağı sistemi' olarak belirlendi. Bu kapsamda öncelikle bölgelerin il ve ilçelerin tek tek ‘ihtiyaçları', ‘öncelikleri' ve ‘eksikleri' saptanacak. Daha sonra ise seçmenin beklentisi ile memnuniyeti de belirlenecek ve detaylı rapor hazırlanacak.
Kaynak: cumhuriyet.com.tr
“İKTİDAR MUHALEFET BELEDİYELERİNİ BİTİRMEK İSTİYOR”
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI SEYİT TORUN: “İKTİDAR MUHALEFET BELEDİYELERİNİ BİTİRMEK İSTİYOR”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, kamu idarelerinin hesaplarının tek merkezde toplanmasını öngören “Tek Hazine Kurumlar Hesabı” uygulaması kararının “muhalefet belediyelerini bitirmeye yönelik olduğunu” söyledi.
Torun, “Bu düzenlemenin hayata geçmesiyle belediyelerin gelir ve giderlerinin artık siyasi iktidarın iki dudağının arasında olacağı, iktidarın istediği belediyeye mali kaynak sağlayacağı istemediğine sıkıntı yaratabileceği şeklinde ciddi endişeler oluşmuştur. İktidar bu kararla yerel demokrasiyi öldürmeyi planlamıştır” dedi.
Hükümetin bu kararla muhalefet belediyelerine karşı keyfi uygulamalarını yasal hale getirmeye çalıştığını söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yazılı olarak yanıtlandırması istemiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi.
Bakan Albayrak’a “Siyasi kayırmacılığa neden olabilecek bu düzenlemeyi kamu harcamalarının şeffaflığı ve yönetiminin tarafsızlığı ilkesi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye soran Torun, konuyla ilgili olarak yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde belirsizlikler ve çelişkiler olduğunu da belirtti.
Torun, “Kararın yayınlanmasından itibaren çeşitli basın ve yayın organlarında ‘belediyelerin de kapsama dahil olduğu’ yönünde haber ve yorumlar yer almaktadır. Diğer yandan ilgili bölümde belediyelerin açıkça kapsama dahil olduğu yazılmamış olması nedeniyle belediyelerin şimdilik kapsam dışında tutulduğu şeklinde de anlaşılmaktadır” diyerek belediyelerin bile konuyla ilgili net bilgisi olmadığını söyledi.
Torun, “Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlığınızca bu belirsizliğin giderilmesine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamış olması belediyelerin hesap kapsamına dahil olup olmadığı konusunda tereddütlerin devam etmesine neden olmaktadır” dedi. Torun, Bakan Albayrak’a “Kanunun ve Kararın uygulayıcısı olan Bakanlığınıza göre, belediyeler Tek Hazine Kurumsal Hesabı kapsamına dahil midir?” diye sordu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un Bakan Albayrak’ın yanıtlaması istemiyle yönelttiği diğer sorular şöyle:
- Belediyelerin idari ve mali özerkliğine önemli bir darbe vuracak böyle bir uygulamanın Anayasaya ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının bizim de onay verdiğimiz hükümlerine aykırı olduğunu düşünüyor musunuz?
- Yerel yönetimlerin böyle ortak bir nakit yönetim havuzuna alınmış olması onları merkezi yönetime çok daha bağlı hale getireceğini düşünüyor musunuz?
- Yerel yönetimlerin idari ve mali özerkliğini olumsuz etkileyecek bu uygulamadan vaz geçmeyi düşünüyor musunuz?
KARARIN İÇERİĞİ VE ÇELİŞKİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yazılı olarak yanıtlandırması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde kararın içeriği ve çelişkili bölüm şöyle anlatılıyor:
“Bilindiği üzere 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 12’nci maddesinde 21.3.2018 tarih ve 7103 sayılı Kanunun 55’inci maddesi ile yapılan değişiklikle bütün kamu idareleri ve KİT’lerin Cumhurbaşkanlığınca Tek Hazine Kurumlar Hesabına alınabileceğine ilişkin hüküm eklenmiştir. Bu hükme istinaden 9 Ağustos 2018 Perşembe günü Resmi Gazetede yayınlanan 17 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Tek Hazine Kurumlar Hesabında değerlendirilecek mali kaynaklar belirlenmiştir
Kararın “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesinde belediyeler ve il ve özel idarelerinin kapsama dahil olduğu belirtilmiş, “Tek hazine kurumlar hesabında değerlendirilecek kaynaklar” başlıklı 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında ise hesapta değerlendirilecek mali kaynaklar sayılmıştır. Ancak söz konusu maddede kapsama dahil edilen kamu idareleri ile kapsama dahil olmayan kamu idarelerinin açıkça belirtilmemiş olması, kararın kapsam başlıklı 2’nci maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde söz konusu fıkranın farklı şekillerde yorumlanmasına neden olmuştur. “
Kaynak: chp.org.tr