İki ayrı kaza...
İki ayrı kaza
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde bir anlık dikkatsizlik iki ayrı kazayı berberinde getirdi. İki ayrı kazada 4 araçta maddi hasar meydana geldi.
İlk kaza Ereğli Devrek yolu Cevizler kavşağından meydana geldi. Alınan bilgilere göre Ereğli Devrek yolu Cevizler kavşağı ve Göçmenler kavşağında meydana gelen iki ayrı kazada 4 araçta maddi hasar oluştu. Her iki kazada da yolun tek şeridi trafiğe kapanırken, kazalara müdahale eden polis ekiplerinin hazırladığı tutanağın ardından araçların yoldan kaldırılması ile trafik akışı normale döndü.
Asılı kaldı.
Asılı kaldı.
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybettiği otomobil demir korkuluklarda asılı kaldı.
Olay Çavdarlı mevkiinde meydana geldi. İddiaya göre sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobil geri geri kayarak demir korkulukları kırarak metrelerce yükseklikten düşmekten son anda kurtuldu. Aracı gören vatandaşları sürücünün yardımına koşarken çekiciye haber verildi. Kazada yaralanan olmazken, metrelerce yüksekten düşmekten son anda kurtulan ara. Çekici vasıtası ile kurtarıldı.
Canına kıymak istedi.
Canına kıymak istedi.
Zonguldak’ın Ereğli İlçesine bağlı Gülüç beldesinde aldığı ilaçlarla canına kıymak istedi.
Olau beldeye bağlı merkez Mahallesi Erdem Yuva G-23 blokta meydana geldi. İddiaya göre Caddesi D.N. aldığı ilaçlarla canına kıymak istedi. Durumu fark eden ailesi ailesi sağlık ekipleri D.N. ye yaptığı ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırdı. D.N. nin tedavisine başlandığı ve olayla iligli soruşturma başlatıldığı öğrenildi.
Dört yaralı...
Dört yaralı...
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde minibüs ile otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 4 kişi yaralandı. Otomobilde ki 3 yaralı sağlık ekiplerince araçtan çıkarılarak ambulansa alınırken, kazada otomobilin üzerine çıkan ve askıda kalan minibüsün sürücüsü itfaiye ekipleri tarafından araçtan çıkarıldı. Minibüs sürücüsünün yapılan alkol testinde 148 promil alkollü olduğu öğrenildi.
Kaza Ereğli ilçesine bağlı Gülüç beldesi kavşağında meydana geldi. İddiaya göre Alaplı istikametinden Ereğli istikametine giden Hasan Akbilek idaresindeki 67 TB 102 plakalı otomobil, kavşaktan dönüş yaparak ana yola giren Bayram Öztürk idaresinde ki 34 CND 409 plakalı minibüs ile çarpıştı. Kazada askıda kalan ve yaralanan minibüsün sürücüsü için itfaiye ve sağlık ekiplerine haber verildi. Olay yerine çok sayıda 112 ekibi Hasan Akbilek kazayı yara almadan atlatırken, Akbilek’ in aracında yolcu olarak bulunan Neşe, Buse Akbilek ve Çeşminaz İncedere’yi araçtan çıkararak ambulansa aldı. Minibüs sürücüsü Bayram Öztürk ise itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile araçtan çıkarılarak ambulansa alındı. İlk müdahaleleri olay yerinde yapılan yaralılar çeşitli hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralı minibüs sürücüsü Bayram Öztürk’ün 148 promil alkollü olduğu öğrenildi. Kazada hurdaya dönen araçlar çekici ile kaza yerinden kaldırılırken kaza ile ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi.
CHP inceledi.
CHP inceledi.
Partimizin Karadeniz Ereğli İlçe Başkanı Eylem Ertuğrul, Karadeniz Ereğli-Alaplı arasında bulunan ve halk arasında cüruf tesisi olarak bilinen Atık Değerlendirme ve Dönüşüm Tesisi’nin etrafındaki yerleşim birimlerinde incelemelerde bulundu.
Beraberinde Başkan Yardımcılarımız Koray İşeri, Ali Kocamanoğlu, Hüseyin Çakır ve Ender Erdoğan ile birlikte bölgeye giden Ertuğrul, 11 Aralık günü geç saatlerde dereye bırakılan atık su sonrası balıkların ölmesine tepki gösteren köy sakinleriyle görüştü. Gece geç saatlerde kadar dere kenarında adeta nöbet tutan ve devletin ilgili birimlerini harekete geçiren köy sakinleri, yaşadıklarını CHP örgütü yöneticileriyle paylaştılar.
Deredeki balıkların ölmeye başlaması sonrası Karadeniz Ereğli Belediyesi ve Jandarma’ya bilgi verdiklerini, kısa bir süre zabıta ekipleri ile jandarmanın köye geldiklerini belirten vatandaşlar, buna rağmen herhangi bir tedbir alınmadığını ve kendilerine sadece gerekli incelemelerin yapılacağının söylendiğini belirttiler. Vatandaşlar, İlçe Başkanımız Ertuğrul’a şu bilgileri verdiler:
“Bugüne kadar köyümüzde asla böyle olaylar yaşamamıştık. Uzun bir süredir tesisin çevreye zarar verdiğini, tarım ürünlerimizin bile yetişmeden kuruduğunu anlattık; ama kimseyi inandıramadık. Bu sefer de deredeki balıklar ölmeye başladı. Biz devletin kurumlarının gereğini yapmasını istiyoruz. Dereye karışan bu kirli atık yarın bir gün denize karışacak ve denizdeki balıkları da öldürecek. Çocuklarımız dereden balık tutmak isteseler belki de zehirlenecekler. Biz önceden bu dereden tuttuğumuz balıkları yiyebiliyorduk ve derede yüzebiliyorduk. Ayrıca tavuklarımız, kedi ve köpeklerimiz bu dereden su içiyorlar. Tarım ürünlerimizi bu dereden aldığımız suyla suluyorduk; artık onu da yapamıyoruz. Geçen yaz ektiğimiz fasulyelerimiz, biberlerimiz bile kurudu. Bazı yetkililer bu suyun tarım ürünlerine zararı yok, dediler; onları da inandıramadık. İşte ispatı bu; derede balıklar ölüyor. Peki yarın ne olacak? Devletimizin yetkililerinin bize destek olmamalarına şaşırıyoruz. Her gelen; ‘yetkilerinin olmadığını’ söyleyip gidiyor. Biz kime başvuracağız? Bizim kendi laboratuvarımız mı var? Maddiyat yönünden gücümüz de yok. Yetkililer bize destek versin; biz onu bekliyoruz. Dün akşam da balıkların öldüğünü görür görmez arayabildiğimiz yerleri arayıp bilgi verdik. Telefonlarımızdan sonra önce Ereğli Belediyesi zabıtası geldi. Peşinden de jandarma geldi; bizden telefon numaralarımızı aldı. O kadar. Bugüne kadar çok davamız oldu yaşadıklarımızla ilgili; ama hiçbir sonuç yok. Sadece bizi çağırıyorlar, ifademizi alıyorlar. Kesin bir sonuca hala erişemedik. Yetkililerden yardım istiyoruz. Ama sonuna kadar gideceğiz. Ne olursa olsun mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizim şirketin sahibiyle kişisel bir meselemiz yok; sadece yaşadığımız sıkıntıları ispatlamaya çalışıyoruz. Bunu başarmak için de çoluk-çocuk, gece-gündüz nöbet tutuyoruz.”
Vatandaşların sıkıntı ve şikayetlerini dinleyen ilçe başkanımız Eylem Ertuğrul da, yetkililerin dikkatini çekmek ve sorunlara kalıcı çözüm bulabilmek adına örgüt olarak ellerinden gelen gayreti göstereceklerini ifade etti. Ertuğrul şu görüşleri sundu:
“Devletin kurumlarının mutlaka gerekeni yapması gerekiyor. Deredeki balıkların neden öldüklerinin mutlaka açıklanması lazım. Derenin etrafı fındık bahçeleri ve tarım arazileriyle çevrili. Eğer derede kirlilik varsa bu toprağa da zarar verecektir. Ayrıca bu dere Alaplı’da denize akıyor; dolayısıyla denizi de kirletiyor. Devletin kurumlarının mutlaka görevlerini yapmaları gerekiyor. Ben CHP İlçe Başkanı olarak sayın kaymakamımız başta olmak üzere ilgili yerlerle görüşmelerimizi yaptım. En kısa zamanda İlçe Tarım Müdürlüğünden bir ekip derede inceleme yapmak için gelecek. Sürecin takipçisi olacağız. Bu kirlenme devam ettiği sürece denizdeki balıklar da ölecek. Kirliliğin tarım ürünlerine sirayet etmesi durumunda insanlarımız da olumsuz yönde etkilenecek. Bu topraklarda üretilen ürünler hem üreticiler tarafından tüketiliyor hem de satılıyor. Bu kirlilik dolayısıyla toplum sağlığını da ciddi derecede tehlikeye sokuyor. Bu tesisin çalışmasının mahkemeye kararıyla durdurulmuş olmasına rağmen hala faaliyetine devam etmesi de yanlış. Kanun herkese eşit uygulanmalı. Toplum sağlığını tehlikeye sokan tesislere karşı hep birlikte mücadele vermeliyiz. Bu açıdan bakıldığında da kendi yaşam alanlarını korumak için mücadele eden vatandaşlarımızı da kutluyorum. Bu insanların gayretleri ve mücadelesi mutlaka örnek alınmalıdır. Vatandaşlarımız ne kadar iyi mücadele edebilirlerse biz de kendilerine o kadar iyi destek verebiliriz. Biz CHP olarak vatandaşlarımızın seslerini duyurmalarına yardımcı olmaya devam edeceğiz. Vatandaşlarımızla ilgili makamlar arasındaki ilişkilerin sağlanmasına katkı vereceğiz. Yönetmeliklerin uygulanması için elimizden geleni yapacağız. Derede ölen balıklardan numunelerin alınıp neden öldüklerinin net şekilde ispatlanıp kanuni olarak neler yapılması gerekiyorsa bunların yapılması için gayret göstereceğiz. Daha fazla zaman kaybedilmemeli. Genel merkezimin çevre politikaları gereğince CHP Karadeniz Ereğli İlçe Örgütü olarak çevrelerini korumaya çalışan vatandaşlarımızın yanlarında olacağız. Kimsenin ilçemizi ve köylerimizi kirletmeye hakkı yok. Vatandaşlarımızın da mücadeleyi kesinlikle bırakmamaları lazım. Biz her zaman onların yanındayız. Sayın kaymakamımızı da yaşananlarla ilgili bilgilendirdik. Numuneler alınıp inceledikten sonra duruma hep beraber bakacağız. Vatandaşlarımız devletimize güvenmeliler; ama devletin mekanizmalarının doğru çalışıp çalışmadığını gözlemlemek de vatandaş olarak hepimizin görevi. Bu devlet kurumları doğru çalışmalı. Vatandaşın bilgi edinme hakkı var. Vatandaşlık haklarımız var, anayasal haklarımız var. Devlet de bu hakların garantörüdür.”