Hüseyin Uysal bir kez daha DEDE oldu…

Hüseyin Uysal bir kez daha DEDE oldu…
Zonguldak Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal ikinci kez dede oldu.
Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal Zeynep Ela’dan sonra ikinci kez torun sahibi oldu. Serkan-Eda Uysal çiftinin Zeynep Ela’dan sonra Hüseyin Aras adını verdikleri bir erkek bebekleri dünyaya geldi. Hüseyin Uysal sosyal medya üzerinden mutluluğunu belirttiği ve oğlu ile gelinini kutlayan bir mesaj yayınladı. Uysal mesajında;
“Duyguların en güzelini yaşıyorum, 2.kez dede oldum. Zeynep Ela’dan sonra, Hüseyin Aras adını verdiğimiz dünya tatlısı bir torunumuz daha oldu. Oğlum Serkan ve gelinim Eda’yı kutluyor, mutluluğumuzu bizlerle paylaşan herkese çok teşekkür ediyorum.” İfadelerine yer verdi.
TSO Başkanları vekillerle buluştu…

TSO Başkanları vekillerle buluştu…
Zonguldak TSO Başkanları bölge milletvekilleri ile buluşup, dosya teslim etti.
Zonguldak bölgesinde faaliyet gösteren Ticaret ve Sanayi Odası Başkanları ve Yönetim Kurulu üyeleri TBMM'de bölge milletvekilleri ile buluşarak, Zonguldak sorunlarını kapsayan dosyayı teslim etti.
Özellikle bölge teşviki, Üniversite ve tersaneler konularında hazırlanan dosyayı teslim eden TSO Başkanları ayrıca sorunlarla ilgili bölge milletvekillerine sunum yaptı.
Ameliyatlarını olmazsa!...

Ameliyatlarını olmazsa!...
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde geçirdiği motosiklet kazası sonucu yüzde 97 engelli olan ve yaklaşık 6 yıldır tedavisi devam eden İsmail Arslan, Özel Anadolu hastanesinde iki kez ameliyat edildi.
Hastane yönetimi Arslan’ın tedavi sürecinin uzun soluklu olduğu ve bu sürecin tamamlanmaması durumunda hayatını kaybedebileceğini ifade etti.
Ereğli’ye bağlı Ova köyünde yaşayan 3 çocuk babası İsmail Arslan, 6 yıl önce geçirdiği kaza sonrasında tedavi sürecine başlamış, son 3 sene de yatağa bağlı olarak yaşamını sürdürmeye çalışırken, medyada çıkan haberlerin ardından hiçbir hastanenin kabul etmediği İsmail Arslan’ı tedavisi için Özel Anadolu hastanesi kabul etti.
Geçirdiği motosiklet kazası sonrası yüzde 97 engelli olan ve 3 yıldır yatağa mahkûm yaşayan 3 çocuk babası İsmail Arslan önce Ereğli ilçesine bağlı Ova köyünde yaşayan 35 yaşındaki İsmail Arslan, köyünden çalıştığı fabrikanın işçi servisine yetişmeye çalışırken Kızılca pınar Barajı mevkiinde kullandığı motosikletin kontrolünü kaybederek kaza geçirdi. Ağır yaralanan 3 çocuk babası Arslan, önce Ereğli Devlet Hastanesine, ardından da Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Burada yapılan tedavi sürecinin ardından İsmail Arslan evine gönderilmiş ve 3 yıldır da yatağa mahkûm olarak yaşam savaşı veriyordu.
İlk tetkikleri yapılan ve kalça kemiklerinin eridiği, meydana gelen enfeksiyondan kaynaklı olarak hayati tehlikesinin olduğu belirlendi. İlk ameliyatı başarılı bir şekilde Anadolu hastanesinde tamamlanan İsmail Arslan, ikinci ameliyatına da girdi. Ameliyatı sonrasında açıklamada bulunan İsmail Arslan, Kendisi ile ilgili olarak düzenlenen yardım kampanyasında insanların kayıtsız kaldığını ve sadece ‘Geçmiş olsun’ demekle yetindiklerini kaydetti.
İNSANLAR SADECE ‘GEÇMİŞ OLSUN’ DEDİLER
Ameliyatının ardından Milliyetçi Hareket Partisi Ereğli ilçe Başkanı Rahman Demirtürk, parti yöneticileri ile üyeleri, Özel Anadolu hastanesi Başhekimi Operatör Doktor Ercan Yalçın ve Ortopedi Doktoru Doçent Doktor Ferdi Göksel ziyarette bulundu. Ziyarette konuşan İsmail Arslan “Ameliyat olmam gerektiğini söylediler. Kemik enfeksiyonu var. Kalçalarda ki kemikler erimiş. Bu konu hakkında da buradan belirli bir miktar istendi. O miktarı da şu anda benim karşılama imkânım yok. Hanımın bir tek bakıcı maaşı var. Bu konu hakkında da Kaymakamlığa başvurduk. Yardım konusunda hala uğraşmaktayız. Hastane ve ameliyat giderleri için. Bu haberi sosyal medyaya verdik. Açık konuşmak gerekirse millet sadece ‘Geçmiş olsun’ dedi. Gerçekten icraat yok. Maddi anlamda benim bu ameliyat masrafını karşıla durumum yok. Hanımımım bir tek bakıcı maaşı var. Hani ben istiyorum ki Kaymakamlık ve hayırseverlerin bana yardım etmesini istiyorum” dedi.
İsmail Arslan’ın diğer ameliyatlarına girecek olan Ortopedi Doktoru Doçent Doktor Ferdi Göksel, bu kadar ileri enfeksiyonu olan ve bası yarası olan hiçbir hastanın yaşamadığını, ancak İsmail Arslan’ın hayatta kalmasının büyük şans olduğunu söyledi. Her ameliyatta hastanın hayatını kaybetme riskinin çok fazla olduğunu kaydeden Özel Anadolu hastanesi Ortopedi Doktoru Doçent Doktor Ferdi Göksel “Hastamızın her iki kalçasında da bası yaralarına bağlı artık kemik enfeksiyonu var. Artık kemikler erimiş. Yatan hastalarda belli bası yaralarına alışığız ama, artık bu çok ileri bir duruma gelmiş. Her iki kemik, bu kadar hayatta kalması bile ilgin. Bir şekilde şans yani. Bu seviyede ki hastalar hayatta kalmazlar. Şu anda hastamızı toparladık. Sağ olsun Ercan hocamız ilk ameliyatını yaptı. Bir sonraki aşama kalçalarında ki yaraları kapatacağız. İlk ameliyatını oldu. İki, üç devam edeceğiz. Her aşamada hastayı kaybetme riskimiz var. Ancak biz ekip olarak buradayız. Bu riski hiçbir zaman yok diyemeyiz” dedi.
Özel Anadolu Hastanesi Başhekimi Operatör Doktor Ercan Yalçın ise, İsmail Arslan’ın tedavi sürecinin en az 2-3 ay süreceğini, bu tedavi sürecinde ise birçok malzemenin kullanılması gerektiğini kaydetti. Yalçın konuşmasında “Kullanılması gereken protez, platin var ve bir çok tıbbi malzemeler kullanılacak. Komplike bir hasta. Normal bir ameliyat vakası gibi sadece şu şunu yaparız ya da bunu yaparız ile bitmiyor. Peşine antibiyotikler, takviyeler destekler ve bir çok uygulama var. Önceden şu kadar bir durum olur, kabaca bu kadar bir masraf çıkar demek mümkün değil. Uzun bir süreç. Bu süreçten sonra başka süreçler de doğacak. İllaki problemler olacak. Ancak biz açıkçası işin Tüccarlık tarafında değiliz. Biz bu dakikadan sonra bütün tedavi sorumluluklarını üzerimize alıp elimizden geleni hastane olarak yapalım. Hastamızın hayatının kurtulması için de elimizden geleni yapmaya da hazırız “ dedi.
HASTALAR KADERİNE TERK EDİLMEMELİ
İsmail Arslan’ı hastanede ziyaret eden Milliyetçi Hareket Partisi Ereğli İlçe Başkanı Rahman Demirtürk, Arslan ailesine herkesin destek vermesini ve bu tür hastaların kaderlerine tek edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. İsmail Arslan’ın tedavisinin büyük bölümünü üstlenen Anadolu hastanesine de teşekkür eden Demirtürk “Bu kardeşimize mutlaka hem siyasilerin hem de devletimizin sahip çıkması gerekiyor. Ercan beye ve Anadolu hastanesinin yetkililerine bende teşekkür ediyorum. Gerçekten ellerinden geleni yaptıklarını hastamız da söylüyor. Burası özel bir hastane. Özel hastane olarak yapması gerekenleri yapmışlar. Ercan hocam kendilerinin üzerine düşen görevi yerine getireceğini söylüyor. Biz siyasiler, Kaymakamlık devletimiz ve hayır sever vatandaşlarında hastamıza sahip çıkması gerekmektedir” dedi.
İsmail Arslan ve eşi Hanife Arslan başta Anadolu hastanesi yönetimi, doktorları çalışanları ile kendilerine destek veren herkese teşekkür ettiler.
Diğer yandan İsmail Arslan’ın ikinci ameliyatının gerçekleştiği, Ortopedi ve Plastik cerrahi müdahalesinin yapıldığı öğrenildi.
Demirci: “Bu maden sahası TTK’ya devredilmelidir..."

Demirci: “Bu maden sahası TTK’ya devredilmelidir..."
Amasra’da Hattat (Hema) Enerji ve Madencilik şirketince işlerine son verilen 2 işçi, Hattat-3 asansör kulesinde 5 Ekim’de başlattıkları eylemlerini 5. gününde de sürdürüyor. Eyleme aileler de destek veriyor. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu, 8 Ekim 2018 tarihinde HATTAT Enerji ve Madencilik Şirketine ait Hattat-3 kuyusu önünde eylemlerini sürdüren işçileri ziyaret etti ve burada bir basın açıklaması yaptı. GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, “Devlet bu duruma daha fazla seyirci kalmamalıdır. Gerekirse Türkiye Taşkömürü Kurumu devreye sokulmalıdır ve saha biran önce TTK’ya devredilmelidir. Biz artık yeter diyoruz” dedi.
Bartın’ın Amasra ilçesinde faaliyet gösteren Hattat (Hema) Enerji ve Madencilik şirketinde çalışan 183’i sendikalı 209 işçi, ‘ekonomik kriz’ olduğu söylenerek, 22 Eylül’de işten çıkarıldı.
Aradan geçen zaman içinde işçiler, alacakları olan 52 günlük ücretlerini, bayram ikramiyelerini ve kıdem tazminatlarını alamadıkları iddiasıyla 5 Eylül 2018 tarihinde sabah saatlerinde maden ocağında eyleme başladı. İ
şçilerden Serdar Aslan ve Bülent Çevik, şirkete ait 80 metre yükseklikteki asansör kulesine çıkarak, eylem başlattı. Asansör kulesinin 65 metre yüksekliğinde eylem yapan işçiler, haklarının bir an önce ödenmesini istiyorlar.
Kulenin dibinde 100 işçi ve aileleri, eylem yapan işçilere destek verirken, çevik kuvvet ekibi, 112 Acil Servis ekipleri ile Amasra Belediyesi’ne bağlı itfaiye ekibi de hazır bekletiliyor. GMİS’e bağlı Amasra Şube Yöneticileri de işçileri yalnız bırakmıyor.
İşçilerin eylemine Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreteri Satılmış Uludağ, Genel Mali Sekreteri Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Kahraman Kabasakal ile GMİS’ e bağlı şubelerin yöneticileri 8 Ekim 2018 tarihinde son durumu aktardı ve burada bir basın açıklaması yaptı.
“Biz, emekçiler olarak her krizin bedelini ödemekten bıktık” ifadelerini kullanan GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, “Enerji Bakanlığı, şirketi arayarak, sorunun çözmesini istedi. Ancak, şirketin işçilere borcu olan 1 Milyon 500 bin TL’lik rakamı, şirket, mali durumu nedeniyle 15’er günlük aralarla verebileceğini söylemiş” dedi. Ancak eylemdeki işçiler ile aileleri bu teklifi kabul etmeyerek, mağdur durumda olduklarını ve haklarının tek seferde ve hemen ödenmesini istediklerini belirttiler.
GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, Hattat-3 Kuyu alanında bir basın açıklaması yaptı.
Madencilerin haklı ve meşru bir eylem yaptıklarını belirten Demirci şunları söyledi;
“Şu anda sahasında bulunduğumuz Hattat Enerji ve Madencilik Şirketi’nde çalışan 209 arkadaşımızın işine 15 gün önce son verildi. Bu arkadaşlarımızdan 183’ü sendikamızın üyesiydi. İşveren 2 aydır maaşları ödemedi. Bayram ikramiyelerini ödemedi, sosyal haklarını ödemedi.
Sendika olarak işveren nezdinde yaptığımız girişimler sonuçsuz kaldı. İşveren her seferinde çeşitli gerekçeler öne sürdü. Madenci kardeşlerimiz büyük fedakarlıkta bulunarak çalışmaya devam ettiler, işlerine, işyerlerine sahip çıktılar. Ancak işveren aynı hassasiyeti göstermedi ve ekonomik kriz bahanesiyle arkadaşlarımızı işten çıkardı.”
“BIÇAK KEMİĞE DAYANDI
Madencilerin 2 aydır elde avuçta ne varsa onunla idare etmeye çalıştığını ifade eden Demirci şöyle devam etti:
“Okullar açıldı, kış kapıya dayandı, üniversitede okuyan, askerde olan çocuklarımız var, hastası olan var, ev sahibi, marketler, bankalar beklemede; artık yeter diyoruz.
Biz çalıştık, emek harcadık, alın teri döktük. Biz, anamızın ak sütü kadar helal alacaklarımızı istiyoruz.Sesimizi duyurmak için her yolu denedik. Sendika olarak işverene, ilgili bakanlıklarla görüştük, ama olmadı. Bıçak kemiğe dayandı ve kardeşlerimiz Bülent Çevik ve Serdar Aslan
kuleye çıkarak oradan seslenmek zorunda kaldılar. 4 gündür gece-gündüz, ayazda soğukta, yarı aç – yarı tok sesimizi duyurmaya çalışıyorlar. Biz, arkadaşlarımızın sağlığının bozulmasından endişe ediyoruz.Onlar da haklı olarak çocuklarının sağlığını korumak için mücadele ediyorlar.Biz, kardeşlerimizin haklı mücadelesine destek olmak için buradayız.
İşverene ve tüm ilgililere buradan sesleniyoruz; Biz hakkımızı istiyoruz.”
“BU MADEN SAHASI TTK’YA DEVREDİLMELİDİR”
Zonguldak Havalisi Maden Havzasındaki kömür rezervinin üçte birinden fazlasının bu bölgede bulunduğunu belirten Demirci, şöyle konuştu:
“Ancak işveren yaklaşık 12 yıldır hazırlık sürecini tamamlayıp üretime geçemedi. Böylesi büyük bir rezerv uzun zamandır üretilmeyi bekliyor. Böyle giderse daha çok bekleyeceğiz. Oysa ülkemizin şiddetle taşkömürüne ihtiyacı var. Buradaki kömür kazılmayı bekliyor, Türkiye yılda 4-5 milyar dolar ödeyip dışarıdan kömür alıyor. Türkiye kömür ithal edebilmek için borç para arıyor, ama kömür burada kazılmayı bekliyor. Devlet bu duruma daha fazla seyirci kalmamalıdır. Gerekirse Türkiye Taşkömürü Kurumu devreye sokulmalıdır. Biz artık yeter diyoruz. Ekonomik krizi biz işçiler, emekçiler çıkarmadık. Biz işimizi yapıyoruz. Krizin bedelini bize ödetemezsiniz. Krizin çözümü işçi çıkartmak değildir. Ekonomik krizi çözmenin yolu, istihdam yaratmak ve üretimi artırmaktır. Biz üretmek, ülkemize ve milletimize hizmet etmek, ailemizi geçindirmek istiyoruz.Buradaki arkadaşlarımızın haklı sesini duyuruncaya kadar eylemlerimiz devam edecektir.”
İŞÇİLER İŞVERENİN TEKLİFİNİ KABUL ETMEDİ
Eylem ve basın açıklamasında işçiler; “Hema şaşırma sabrımızı taşırma”, “Direne direne kazanacağız”, “İş, ekmek yoksa barış da yok”, “Madenci burada Hattat nerede”, “Madenci feneri sönmeyecek” sloganları attı.
Basın açıklamasının ardından Hattat Holding Başkan Yardımcısı İlyas Börekçi, eylemdeki işçiler ve aileleriyle görüşerek şirketin mali durumunu anlattı ve işten çıkarılan işçilerin haklarının 45 günlük süre içinde 15’er günlük 3 parça halinde ödenebileceğini söyledi. Ancak eylemdeki işçiler ve aileleri bu teklifi kabul etmedi.
Börekçi, ardından 10’ar günlük aralarla 3 taksitte ödeme yapmaya çalışacaklarını söyledi. Ancak işçiler ve aileleri mağdur durumda bulunduklarını, emeklerinin karşılığını istediklerini belirterek haklarının bir an önce ödenmesini istediler.
Görüşmeden bir sonuç çıkmayınca işçiler eylemlerine devam etme kararı aldılar.
Pamuk Prenses Çocuk Evi kışa hazır!..

Pamuk Prenses Çocuk Evi kışa hazır!..
Çaycuma Belediyesi Pamuk Prenses Çocuk Evi’ne yaklaşan kış mevsiminde çocuklara daha iyi hizmet vermek için yeni bir top havuzu ve trambolin alındı.
Çaycuma Belediyesi tarafından 2016 yılında açılışı yapılan ve bölgenin ilk kapalı çocuk oyun alanı olan “Çaycuma Belediyesi Pamuk Prenses Çocuk Evi” haftanın 6 günü, 09.00-19.00 saatleri arasında hizmet vermeye devam ediyor. İki yıldır açık olan çocuk evinden tüm Çaycumalı çocuklar ücretsiz olarak yararlanıyor. Kent merkezindeki “Altıgen” olarak bilinen binanın ikinci katında yer alan çocuk evinde kaydırak, top havuzu, öğretici oyun aletleri ve bilim setleri ile küçük bir kütüphane bulunuyor. Çaycuma Belediyesi yaklaşan kış mevsiminde çocukların hava koşullarından etkilenmeden oynayabilmesi için büyük bir top havuzu ile yeni trambolin alarak montajını yaptı.
PINAR: “ÇOCUKLAR İSTEDİKLERİ OYUNU KURGULUYORLAR”
Pamuk Prenses Çocuk Evi’nde eğitmenlik yapan Fatma Pınar, oyun alanına velilerin ilgi gösterdiğini belirterek, “Velilerimiz çocuklarını getiriyorlar, çocukları istedikleri gibi oyun alanlarında oynayabiliyorlar, istediği kadar vakit geçirebiliyor. Ayrıca, 5 yaş ve üstü çocuklarımızı 1 saate kadar teslim alabiliyoruz. Çocuklar özgür, bir araya gelip oyunlar oynuyorlar. Genelde serbest oynuyorlar. Çocuklar geldiklerinde istedikleri oyunu kurguluyorlar. Bazen sandalye kapmaca oynuyoruz, eğitici oyuncaklarımız var, onları tanıtıyoruz. Diş fırçalama tekniklerini, trafik işaretlerini öğretiyoruz, boyama yapıyorlar. Kaydırak, top havuzu, trambolin, çeşitli oyuncaklar var. Bunlarla çeşitli oyun kurabiliyorlar” dedi.
KARA: “DİĞER İLÇELERE ÖRNEK TEŞKİL EDECEK BİR ÇALIŞMA”
Verilen hizmetten dolayı Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’ya teşekkür eden çocuk velisi Erdal Kara, “Genellikle haftada bir iki kez çocuğumu getiriyoruz. Çocuğumuzun sosyalleşmesi için genellikle açık havada parklara götürüyoruz. Burası kapalı bir ortam. Hava kötü olduğunda burasını tercih ediyoruz. Buranın sağlanması çok başarılı bir çalışma diye düşünüyorum. Bu konuda belediye başkanımızı kutluyorum. Bence güzel bir teşhis. Diğer ilçelere örnek teşkil edecek bir çalışma. Bu yüzden emeği geçenleri kutluyorum” diye konuştu.
KANTARCI: “ÇOCUKLUKLARI ÇAYCUMA’DA GEÇENLER ÇOK ŞANSLI”
Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı da konuyla ilgili olarak, “Burayı iki yıl önce açtık. Bu hizmetten iki yıl içinde binlerce çocuk yararlandı. Özellikle hava koşullarının kötü olduğu zamanlarda büyük talep oluyor. Çocuklarımız son derece güvenli ortamda özgürce oynuyor. Oynarken de bir şeyler öğreniyor. Anne babalar da çocuklarının güvenli bir ortamda oynadığını, eğlendiğini görünce çok mutlu oluyor. Çocuklarımız bizim her şeyimiz. Onları ne kadar mutlu yetiştirebilir, ne kadar sevgi aşılayabilirsek yarınlarımız o kadar aydınlık olur. Hepimiz biliyoruz ki mutlu büyüyen çocukların hayat başarısı da bir o kadar yüksek olur. Ülke de başarılı insanların omuzlarında yükselir. Ben inanıyorum ki, bu çocuklarımız, ilerideki yıllarda, çocukluklarının Çaycuma’da geçmiş olmasından dolayı çok şanslı olduklarını söyleyecek. Bugünleri hep sevgiyle, hasretle anacak. Çocuk evimize yeni oyun aletleri alarak kışa hazır hale getirdik. Gelsinler, neşe içinde oynayıp eğlensinler” dedi.