Etme bulma dünyası!...

Etme bulma dünyası!...
Zonguldak’ın Ereğli ilçesi Şoförler odası başkan adaylarından Murat Akyüz, Oda yönetimi hakkında açıklamalarda bulundu.
Akyüz’ün açıklamasında “ Etme bulma dünyası, dün AKP ilçe başkanı ve belediye başkanı Hüseyin Uysal sayesinde kazanmış olduğumuz seçimi elimizden alan Civelek ve Küçük, Uysal’a karşıymış. Hiç de şaşırmadım bana göre Sayın Uysal'da şaşırmasın!.. Kendi menfaatleri için kimseyi tanımayan bu kişiler, dün Uysalcı bu gün Posbıyıkçı olmuşlar. Haberiniz içeriğinde bulunan ve firmalara gönderilen sayın Civelek tarafından imzalanan ve Şehirlerarası çalışan otobüs firmalarına tebliğ edilen evrak, oda seçimlerinden önce garaj taksiye sus payı olarak verilmiştir. Çünkü garaj taksi kahverengi kafenin karşısına yapılan otobüs bilet gişelerinin bulunduğu yerden durak tahsisi istemişlerdi. Civelek onlara oda seçiminden önce ‘oradan durak tahsisine belediye karşı geliyor’ diyerek onlara şu sözü verdi: Terminale şehir içinden servis koydurmayacağını otobüslerin yolda indirme yaptırmayacaklarının sözünü verdi. Buna inanmayan garaj taksi durağı başkanı belge karşılığında terminale taşıyacaklarını söyleyince çaresiz bu evrak seçimlerden üç gün önce ortaya çıktı. Bugün ‘karşıyız’ dedikleri Uysal istese on dakikada çözebileceği konuya neden yabancı kalıyor anlamış değilim. Tek bildiğim biz oda başkanlığına gelseydik sadece bir durak menfaati için değil tüm durakların ve halkın yanında olacağımızı biliyorlardı ve bize istedikleri gibi önlendiremeyeceklerdi.
Resmi gazetede yayınlandı...

Resmi gazetede yayınlandı...
Fiyat etiketinde yerli üretim logosu kullanımına ilişkin tebliğ resmi gazete yayınlandı.
Buna göre;
FİYAT ETİKETİNDE YERLİ ÜRETİM LOGOSU
KULLANIMINA İLİŞKİN TEBLİĞ
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, tüketicilere sunulan malların etiketlerinde ve fiyat listelerinde yer verilmesi zorunlu olan yerli üretim logosunun kullanımına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, perakende olarak satışa sunulan malların etiketlerini ve fiyat listelerini kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 54 üncü ve 84 üncü maddeleri ile 28/6/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Fiyat Etiketi Yönetmeliğinin 5 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Tebliğde geçen;
a) Bakanlık: Ticaret Bakanlığını,
b) Birim fiyatı: Bir malın ticari teamül ile yerleşmiş satış usul ve şekillerine göre adet, uzunluk, ağırlık, alan veya hacim ölçülerinden biriyle ifade edilen tüm vergiler dâhil fiyatını,
c) Etiket ve fiyat listesi: Bir malın tüm vergiler dâhil satış fiyatı, birim fiyatı, satış ve birim fiyatının değişiklik tarihi, üretim yeri, Bakanlıkça tespit ve ilan edilen logo ile ayırıcı özellikleri hakkında tüketicileri bilgilendirmek üzere kullanılan, çeşitli boyut ve şekillerdeki fiyat etiketini veya etiket konulması mümkün olmayan hâllerde aynı bilgileri kapsayan listeleri,
ç) Kanun: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu,
d) Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları,
e) Üretim yeri: Malın üretildiği ülkeyi,
f) Satış fiyatı: Bir malın veya hizmetin satışa sunulduğu tüm vergiler dâhil peşin fiyatını,
g) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
ğ) Yerli üretim logosu: Üretim yeri Türkiye olan mallar için Bakanlıkça tespit ve ilan edilen şekil, logo veya işareti,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Genel Esaslar
Etiket ve fiyat listelerinde bulunması gereken hususlar
MADDE 5 – (1) Etiketlerde ve fiyat listelerinde aşağıda yer alan hususların bulunması zorunludur:
a) Malın üretim yeri,
b) Malın ayırıcı özelliği,
c) Malın tüm vergiler dâhil satış fiyatı,
ç) Malın birim fiyatı,
d) Malın satış fiyatı ve birim fiyatının uygulanmaya başladığı tarih,
e) Üretim yeri Türkiye olan mallar için Bakanlıkça tespit ve ilan edilen şekil, logo veya işaret.
Malın üretim yerinin belirlenmesi
MADDE 6 – (1) Aşağıda yer alan mallar yerli üretim sayılır:
a) 17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen işletmeler tarafından Türkiye’de üretilen mallar,
b) Türkiye’de üretilen el ve ev sanatları ürünleri,
c) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 18 inci maddesinde sayılan ürünlerden Türkiye’de elde edilen veya üretilen mallar.
Yerli üretim logosu ve kullanımı
MADDE 7 – (1) Etiketlerde ve fiyat listelerinde kullanılması zorunlu olan ve şekli Bakanlıkça belirlenen yerli üretim logosu Ek-1’de yer almaktadır.
(2) Yerli üretim logosunun etiketlerde ve fiyat listelerinde kolaylıkla görünebilir ve okunabilir şekilde yerleştirilmesi zorunludur.
(3) Yerli üretim logosu etiketlerde ve fiyat listelerinde, Ek-1’de belirtilen orijinal renklerinde ve şeklinde yer alır.
(4) Yerli üretim logosunun küçültülmesi veya büyütülmesi gereken durumlarda Ek-1’in (2) numaralı başlığında belirtilen oranlara uyulur.
Denetim
MADDE 8 – (1) Bakanlık, belediyeler ve ilgili odalar bu Tebliğ hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle görevlidir. Bu Tebliğe aykırı uygulamaların tespit edilmesi halinde, tespit edilen aykırılık, gereği yapılmak üzere aykırı uygulamayı yapanın merkezinin bulunduğu valiliğe gönderilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Son Hükümler
Yürürlük
MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
O isimlerin yeri garanti...

O isimlerin yeri garanti...
CHP İl Başkanı Hakkı Güney, bir açıklama yaparak; Çaycuma, Alaplı ve Gülüç Belediye Başkanlarının CHP Genel Merkezi tarafından tekrar aday gösterileceğinin garanti olduğunu belirtti.
Güney; "Çaycuma, Alaplı ve Gülüç'te yapılan işler ortada. Buradaki başkanlarımız çok iyi çalışıyorlar. Macera aramaya gerek yok. Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, Alaplı Belediye Başkanı Nuri Tekin ve Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Demirtaş, genel merkezimizin onayı ile tekrar aday gösterilecektir", dedi.
Eski ortağına niyet, başkasına kısmet...

Eski ortağına niyet, başkasına kısmet...
Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde bir kişi av tüfeğinden çıkan saçmalarla yaralandı. Yaralı olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Ereğli Devlet hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.
Olay dün gece saatlerinde Alaplı Liman barınağında meydana geldi. İddiaya göre U.Ç. ile aralarında ticaretten dolayı sorun olan T.Ö. gece saatlerinde Liman barınağına geldi. U.Ç. nin balıkçı teknesinde olacağını düşünerek yanında getirdiği av tüfeğini ateşledi. Olayda teknede bulunan B.K. yaralandı. Yaralı B.K. olay yerinde sağlık ekiplerinin yaptığı ilk müdahalenin ardından Ereğli Devlet hastanesine kaldırıldı. Yaralı B.K. nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Olayı gerçekleştirdiği iddia edilen T.Ö. Alaplı ilçe emniyet ekipleri tarafından gözaltına alındı. Savcılık olayla ilgili soruşturma başlattı.
“16 NİSAN’DA İTİRAZ ETMELİYDİK!”

Turpçu, Değişim Radyo’da yayınlanan ve Şenol Azman tarafından hazırlanıp sunulan Kara Tren programına katıldı.
25. ve 26. Dönem CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu, “Ben olsam en güçlü anımda bile önseçim isterim. Niye Kenan Evren’in seçim yasasıyla önseçimsiz gidelim. Önseçimsiz CHP, AKP’yi iktidarda tutmanın yolu oluyor. Ereğli’de her şartta CHP’nin kazanma şansı vardır. Bunun yolu yöntemi, kavgayı gürültüyü önlemenin yolu demokrasidir” dedi.
Turpçu, Değişim Radyo’da yayınlanan ve Şenol Azman tarafından hazırlanıp sunulan Kara Tren programına katıldı.
Turpçu, programda kendini tanıtırken, Türkiye’nin gerçekten ekonomik krizler yaşadığını, ikinci dünya savaşından sonra en ağır krizin bu kriz olduğunu söyledi.
Aynı iktidarla 16 yılın tamamlandığını, müthiş bir işsizlik ve borçlanma olduğunu, bu işin daha başında bulunulduğunu ifade eden Turpçu şöyle hükümetin ülkeyi 125 Milyar Dolar borcu varken devraldığını, bunun üstüne borçlanma ve özelleştirmeden gelen 400 milyarlık bir geliri de kullandığını, ancak, tüm yatırımların 60 milyar dolar olduğunu söyledi.
Köprü, tünel, havaalanı, hastane gibi yatırımların devlet garantisiyle yapıldığını ifade eden Turpçu, “Bu işi anlatacağım özellikleriyle yapamayanı döverler. Firmalar sonradan çıkan kararları biliyordu. Paraları devlet buldu, iş devletin işi, niye devlet olarak kendin yapmıyorsun? Başka bir iş var bunda. Hazineyi söğüşleme var. Her yıl 10 milyon ödenecek, bunu da araba sayısına bölüyorlar, hastanede hasta sayısına bölüyorlar. Devlet kefil oluyor. Devletin kefil olduğu krediyi her yerden bulabilirsiniz. Geçmeyen arabaya, gelmeyen uçağa, hastalanmayan insana parasını ödettiler. Böyle bir mantık olamaz. Böyle bir soygun yöntemi olamaz” diye konuştu.
“16 NİSAN’DA İTİRAZ ETMELİYDİK!”
Azman’ın 24 Haziran seçimlerinde CHP’nin istediği sonucu almamamsının nedenini sorması üzerine Turpçu, CHP’nin 1980 darbesinin ardından kapatılması ile SHP döneminin başladığını, CHP dönemine sonradan geçildiğini hatırlatarak, önceki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve şimdiki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu döneminde yönetim kademesi ile taban arasında bir kopukluk olduğunu söyledi.
Turpçu şöyle dedi:
“Modern demokrasilerde mutlak suretle önseçimler vardır. Dolayısıyla suyun akışı o şekilde sağlanır. Avrupa’da sandıklar kapandıktan ilk sonuçlarla birlikte oradaki liderler istifa ederler. Seçim kazananlar devam ederler. Bizde şimdiki anlayış biçimi Deniz Beyle başladı, şu andaki genel başkanımızla katmerlenmiş halde eksi yönde devam ediyor. Bugünkü tek adam rejimine nasıl geldik, 16 Nisan 2017’de referandum yapıldı. Bundan önce çıkan kanunlar çerçevesinde mühürsüz oy pusulaları, mühürsüz zarflar kanunen kesinlikle değerlendirmeye alınmazdı. Bizim partimizi yönetenler, bunu bile bile itiraz etmediler. Beni bütün ilçe başkanlarım, il başkanlarım aradı. İnfial halindeyiz, protesto etmek istiyoruz diye. Mühürsüz oyların geçerli olacağının YSK tarafından açıklanması üzerine Bülent Tezcan aracılığıyla buna göre hareket edin diye mesaj atılıyor. Bunlara itiraz edin demiyor. Vahamet burada. Genel başkanımız YSK önüne gitmeliydi. Bu kanunsuz oylar yüzünden, 95 yıllık rejim oylandı, tek adam rejimine geçildi. Bunu genel başkanımıza sorduğumuz vakit, AKP’nin silahlı adamları var dışarıda dedi. Bu silahlı adamlardan korkarsak bunun sonu gelmez dedim. Biz kazanılan bir referandumu, hayır cephesinin kazandığı referandumu bu mühürsüz oylarla kaybettik. Penaltı için dokuz kusurlu hareket deniyor, dokuz kusurun hepsi var bunda. CHP ile YSK arası 4 km’dir. Biz 4 km yürümedik, sonra Enis Berberoğlu için 450 kilometre yürüdük. Ben bunu anlamadım.”
“PARTİNİN OMURGASI KIRILDI”
Turpçu, partisinin başarılı olma koşulları ile ilgili, “Partimizin dinamiklerini harekete geçirmeden hiçbir şey yapamayız. Solun özelliği, kendi dinamikleri, kendi heyecanıyla bir şey yapabilir. Kendi partimiz sol bir partidir, Atatürkçüdür, laiktir, devrimcidir. Sol partide heyecanı ortaya çıkaramazsan hiçbir şey yapamazsın” ifadelerini kullandı.
Muharrem İnce’nin taban baskısıyla aday yapıldığını ifade eden önceki dönem CHP milletvekili şöyle devam etti:
“24 Haziran’da partinin omurgası kırıldı, partinin hafızasını taşıyacak milletvekillerinin tamamı tasfiye edildi. Milletvekili listemizle cumhurbaşkanı adayımız ayrı ayrı çalıştı. Sonuçta bizim partimizin aldığı yüzde 22 oydan yüzde 36 fazla oy aldı Muharrem İnce. Burada hesabı görüyorsunuz. Partinin cumhuriyetçi kadrolarının ezildiğini, sonucun da neticeye yansıdığını görüyorsunuz. 7 Haziran’da arkadaşlarımızın çalışmalarıyla 38 sene sonra Zonguldak’ta birinci olduk. 16 Nisan 2017 referandumu, Karadeniz’de Artvin ile beraber, parti teşkilatımız, kadın örgütlerimizle iki il olarak Hayır çıkardık. Fakat 191 bin 500 hayır cephesinin oyu vardı. 7 Haziran’da 147 bin oyumuz vardı. 117 bine düştü. 30 bin oyumuz İyi Parti’ye gitti deniyor. 191 bin hayır cephesinin oyu 160 bine düştü. İyi parti bütün oyları bizden aldı diyelim, hayır cephesinin 30 bin oyu nereye gitti. AKP Zonguldak’ta bir yılda ne yaptı, bizim bilmediğimiz işler mi yaptı? Bu oy 160 bine nasıl düştü?”
“DEĞİŞİMİN DEĞERİ 150 MİTİNGDEN FAZLA”
Modern demokrasilerde önseçim mekanizmasının bulunduğunu ifade eden Turpçu şöyle devam etti:
“ Önseçim yapsan birincide ikincide sıkıntı çekersin ama ondan sonra o iş rayına oturur, kendisine güvenemeyen aday adayı olmaz. 3 bin üyesi var CHP’nin, 2 bini oy kullanır. Bu kadar kişinin oy verdiği aday yanlış olamaz. CHP’de değişim ile ilgili söylemek istediğim şu. Değişim olmazsa CHP’de diyelim mitingler başlayacak. Miting yapacağız ama partide değişim olsa, 150 miting yapsak, değişimin değeri bu mitinglerden fazla olurdu. 12 Eylül diktatörlük rejimine kadar bütün partilerde önseçim zorunluydu. Kulakları çınlasın Kemal Anadol Abimiz Ecevit ile yarıştı Zonguldak’ta. Ecevit onu listeye sokmamak istedi. Kemal Abi 5. Sıradan seçildi. 1989’da Nurettin Sözen tek adaydı, önseçim istedi. Biz şimdi İstanbul’da, Ankara’da, istenen her yerde önseçim istiyoruz. Bunun için kaybediyoruz. Baykal döneminde de olmadı, Kemal bey de yapmadı.”
“BU KADAR OY KAYBEDEN İL YÖNETİMİNE DEVAM DENİLİR Mİ?”
Turpçu, genel başkanlarının güvenoyu almasını istediklerini dile getirerek şunları söyledi:
“Edirne’den sonra Zonguldak ikinci en fazla oy kaybeden bir il. Bu kadar oy kaybeden bir il yönetimine yerel seçimde devam diyorsun. Biz genel başkanın değişimini konuşuyoruz, güvenoyu alsın diyoruz.Bugün ekimin 5’i. Şubatta kurultay yaptık. Kurultayda, sekiz ay önce genel başkanımız bu kurultay delegelerinden 791 oy aldı. Dünyalar yıkılmış, yüzde 22 oy almışız, yerel seçimlere hiçbir şey olmamış gibi gidiyorsun. Madem kurultay yapmadın, bunların önünde güvenoyu alın. Bana güveniyor musunuz Kurultay delegeleri desin. Kendi kurultay delegelerinizden güvenoyu almıyorsanız, millet size nasıl güvenoyu verecek? İstanbul’da CHP’nin 259 bin kayıtlı üyesi var. Ey Genel Merkez diyorum, bu üyelere güveniyor musun? Güveniyorsan koy önüne bunların sandığı, kim çıkarsa aday o olsun. Bu bir ölçü olsun. Aday adayları ön seçim istiyorsa oralarda önseçim yapılsın. Bu il yönetimi niye seçildi, orada üç delege var genel merkezi tutuyor, onların hatırına tutuyorlar. İki üç delege için Zonguldak’ı sıkıntıya sokuyorlar. İli yönetenler bize bu bozgunu yaşatmıştır. Hayır cephesi 191 bin oy almışız, şimdi almışız 169 bin oy almış. Şimdi bunlar yerel seçimlerde ahkam kesecek. Bu olamaz.”
Turpçu, Muharrem İnce’nin zoraki aday yapıldığını diğer adayların kamuoyunda desteği olmadığı görüldüğünü, anketler sonucu aday yapıldığını belirterek, “Ondan sonraki kampanyada Muharrem İnce desteklenmedi” dedi.
Turpçu şöyle devam etti:
“ İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi için ilde satış var, adamlar yaşları kemale ermiş, ülke gidiyor kendilerini düşünüyorlar. Türkiye yıkılmış, kriz var, fabrikalar batıyor, yüz yıllık şirketler gidiyor, belki parasızlıktan doğalgazımız kesilecek.Kendini düşünerek bir yere varamayız. CHP bunun sigortası. Bizim yönetim ayarımız yok. CHP ayarsız, yönetim ayarsız. Ya yöneteceksin, ya gideceksin. Hiçbir yere aday değilim, kim aday olursa olsun, Zonguldak’ta, Ereğli’de kazanmasını istiyorum. Yol yordam ile ilgili Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Amerika’da adaylık süreci bir yıl sürüyor, şehir şehir geziyorlar. Biz genel merkezin gözüne girmeye çalışıyoruz. O iyi, bu tu kaka. Ne olacak bu işin sonu? Ülkeye demokratik bir çıkış yolunun önünü kapatıyoruz.
“EREĞLİ’Yİ TEKRAR SOSYAL DEMOKRAT YAPABİLİRİZ”
Turpçu, Halil Posbıyık ile arsının açık olup olmadığı sorusuna, böyle bir şeyin bulunmadığı cevabını verdi. Önceki Dönem Milletvekili Turpçu, Halil Posbıyık ve Erol Çivici’nin yanı sıra ilçe Başkanı Şerif Sertan Ocakcı’nın da adaylık konusunda isteği bulunduğunu gördüklerini söyledi.
Parti tüzüğünün başarısız olmak için kurgulandığını iddia eden Turpçu, Erol Çivici’yi desteklediği iddialarına ise, Çivici ile Posbıyık dönemi haricinde görüşmediğini ifade ederek, “Kardeşim bile aday olsa benim oyum demokrasiden yana olur” diye konuştu.
Turpçu, “Ben olsam en güçlü anımda bile önseçim isterim. Niye Kenan Evren’in seçim yasasıyla önseçimsiz gidelim. Önseçimsiz CHP, AKP’yi iktidarda tutmanın yolu oluyor. Ereğli’de her şartta CHP’nin kazanma şartı vardır. Bunun yolu yöntemi, kavgayı gürültüyü önlemenin yolu demokrasidir. Ön seçim olmaz ise bir aday tespit edilecek, görünen de odur, aday adayları aday tespitinden önce, örgütlerin huzurunda el ele tutuşsunlar isterim. İçimizden hangimiz adaysa biz onun etrafında birleşeceğiz desinler. Ben sürekli demokrasi, sürekli önseçim diyorum. Önseçim yapılmazsa, bizim yöneticilerimiz Ereğli’yi kazanmak istemiyor diye düşünürüm” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti’nin yerel seçim performansı konusunda görüşünün sorulması üzerine Turpçu, Meral Akşener’in, MHP ve CHP oylarına yönelmek yerine, ortadan kaybolan merkez oylarına yönelmesinin İyi parti açısından daha verimli olacağı görüşünde olduğunu söyledi.
Turpçu, “Her şey tamir olur, her şey yeniden yapılır. Hiç umutsuz olamayız. Alaplı’da Nuri Tekin isim yaptı, Gülüç’tdeki, Kandilli’deki arkadaşlarımızın bir sıkıntısı olmayacağını düşünüyorum. Gümeli’deki Ahmet Saydam’ı da sıkıntısı olmayacak arkadaşlar arasında sayıyorum. Genel merkezimiz bu şekilde bile olsa, aday adaylarımız, aday olamadığında aday olan arkadaşımızın arkasında birleşirlerse, Ereğli’yi tekrar sosyal demokrat bir belediye yapabiliriz” dedi.
Kaynak:degisimmedya.com - karatrenhaber.com