Demirtaş Dan Mesaj
Demirtaş dan Mesaj
Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Mustafa Demirtaş , Nevruz Bayramı dolayısıyla mesaj yayınladı .
Ülkemizde ve çok geniş bir coğrafyada kutlanan, "Yenigün" anlamına gelen, 21 Mart'ta doğanın yeniden canlanması ve baharın gelişi dolayısıyla kutlanan Nevruz; birlik ve beraberliğin, barışın, kardeşliğin ve dayanışmanın sembolüdür.
Binlerce yıllık tarihi geçmişi olan kültürümüzün içinde özel bir yeri olan, coğrafyamızda ortak bir ruhla kutladığımız Nevruz, yaşatılması gereken çok önemli miraslarımızdandır.
Baharın, güzel günlerin müjdecisi kabul edilen bugünün; omuz omuza vererek bir arada yaşama arzumuzun daha da güçlenmesine, birlik, beraberlik ve toplumsal huzurumuzun artmasına vesile olması dileğiyle, başta Gülüç’lü Hemşehrilerim olmak üzere tüm vatandaşlarımızın Nevruz Bayramı'nı kutlar, sevgi ve saygılar sunarım.
Gökhan Mustafa Demirtaş
Gülüç Belediye Başkanı
#gülüçbelediyesi
#NevruzBayramı
İYİ PARTİDEN TEPKİ
İYİ PARTİDEN TEPKİ
Kendisini tehdit eden ve defalarca şiddet uygulayan kocasını devlet makamlarına tam 36 kez şikayet etmesine rağmen korunmaz.
Kendisinin korunamadığını iddia ederek Devlet’e karşı 15 Temmuz 2002 de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dava açar.
Karar verilir..
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını koruyamamıştır.
Nahide Opuz davası ile Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde aile i çi şiddete karşı vatandaşlarını koruyamadığı gerekçesiyle ceza alan İLK ülke olur..
Avrupa’da ilk defa bir Devlet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde kadın vatandaşına ayrımcılıktan hüküm giyer.
Avrupa İnsan Hakları mahkemesinin bağlı olduğu, Türkiye’nin de üye olduğu Avrupa Konseyi İstanbul’da toplanarak kadına yönelik her türlü şiddete dur demek için Türkiye’nin öncülüğünde uluslararasi İnsan Hakları Sözleşmesi hazırlamak için karar alır.
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, 45 ülke ve Avrupa Birliği üyeleri tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.
11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılmış olması nedeniyle kısaca "İstanbul Sözleşmesi" olarak bilinmektedir ve 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Türkiye, 11 Mayıs 2011'de Sözleşmeyi ilk imzalayan ve
24 Kasım 2011'de parlamentosunda onaylayan ilk ülke olmuştur.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 121. toplantısında kabul edilen,
1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren,
11 Mayıs 2011'de Sözleşmeyi ilk imzalayan , 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına karşı şiddeti önleyecek mekanizmaların oluşturulmasını, yasal tedbirler alınmasını, şiddet mağdurlarının korunmasını öngören
‘İstanbul Sözleşmesi’
20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararnamesi sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiği açıklanmıştır.
İstanbul Sözleşmesi bir devrimdi, medeniyet yolunda en değerli kazanımlarımızdandı.
Türk Siyasi tarihimizde dün gece önemli bir dönüm noktasıdır.
Alınan kararın kime ve hangi zihniyete hizmet edeceğini merak ve üzüntüyle takip ediyoruz.
Tarihe not düşüyoruz !
İstanbul Sözleşmesi yeniden yaşatacak !
İYİ Parti
Karadeniz Ereğli İlçe Teşkilatı
Kadınlar EYLEM için toplandı…
Kadınlar EYLEM için toplandı…
Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin (İstanbul Sözleşmesi)” Türkiye Cumhuriyeti bakımından fesh edilmesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanmasına tepki gösterildi.
Zonguldak’ın Ereğli İlçesindeki CHP İlçe Kadın Kollarınca, partinin ülke genelinde eş zamanlı yapılan ortak yazılı açıklamasında, imzalan kararla birlikte kadın haklarının elinden alındığı savunuldu.
Ülke adına ‘karanlık bir güne uyanıldığına” vurgu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi, bir gecede tek adam hükümeti tarafından feshedildi! Bu kararla, koruma ve uzaklaştırma kararlarına rağmen en güvenli yer olan evlerinde hatta sokak ortasında katledilen binlerce kadın; bir kez daha öldürülmüştür. 42 milyon kadının hakkı elinden alınmıştır. Recep Tayyip Erdoğan tarafını bir kez daha belli ederek; kadınların yaşam hakkına sahip çıkan İstanbul Sözleşmesi’ne destek çıkacağına, zalimlerin yanında saf tutmuştur. Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için devlete sorumluluk yüklemektedir. Psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, zorla evlendirme, cinsel ve ekonomik şiddet de dahil olmak üzere kadınları her türlü şiddetten koruyan en kapsamlı sözleşmedir.
NEYİNDEN RAHATSIZ OLDUNUZ?
Şimdi AKP hükümetine soruyoruz: Bu sözleşmenin neyinden rahatsız oldunuz? Kadını yok sayan düzenden doğan kadına yönelik şiddetin ateşini harlamak, şahsım hükümetinin haddi değildir. Kadına karşı vahşet ve aile içi şiddet vakalarında yaşanacak artışın vebali, İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlerin boynundadır. 20 Temmuz sivil darbesinin failleri durmuyor, haksız, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalarına devam ediyor. Dün gece TBMM’ye bir darbe daha yapıldı ve kadınların uzun mücadeleler sonucunda elde ettiği kazanımlar heba edildi, evrensel değerlerden uzaklaşıldı.
Meclis’te oy birliğiyle kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi, milletin iradesi yok sayılarak feshedilemez. İnsan hakları, temel hak ve özgürlükler alanındaki sözleşmeler TBMM kararıyla; yani kanunla alınır. Bu karar açıkça Anayasamızı da yok saymaktır. Kadın cinayetleri politiktir. Biz, Erdoğan’ın TBMM’yi ve hukuku yok sayarak aldığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tanımıyoruz, tanımayacağız!
KORKMUYORUZ, SİNMİYORUZ!
Biz kadınlar korkmuyoruz, sinmiyoruz, zalimlere itaat etmiyoruz, geri durmuyoruz. Onlar korku yaymaya çalıştıkça, bizim örgütlü gücümüz her geçen gün büyüyor. Onlar dallarımızı budamaya çalıştıkça, bizim köklerimiz güçleniyor. Başta TBMM olmak üzere her platformda bu sözleşmenin gereklerinin yapılmasını sağlamak için kadın hareketiyle birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra bulunduğumuz her alan; sokaklar, mahalleler, meydanlar dahil bizim için mücadele alanıdır. Vicdan sahibi her erkeğin annesi, eşi, kardeşi, arkadaşı olan ve yaşamın eşit ortağı olan kadınlarla beraber olacağını biliyoruz. Biz, hep birlikte bu zulme dur diyeceğiz. Türkiye’ye aydınlık günleri bizler getireceğiz!
ANIT ÖNÜNDE EYLEM!
Bu arada, İlçedeki Kadın Platformu üyesi bir grup kadın da, Atatürk Anıtı önünde tepki eyleminde bulundular.
Ellerinde, üzerlerinde ‘İstanbul Sözleşmesinin Feshine” yönelik tepkiler içeren dövizlerle Anıt önünde açıklama yapan kadınlar da, “Değil gece yarısı kararnamesi, yeri yarsanız, göğü başımıza geçirseniz haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Haklarımızın ve hayatlarımızın teminatı olan İstanbul Sözleşmesini savunacağız. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, vazgeçmeyeceğiz” diyerek, alınan kararı protesto ettiler.
Eylem sırasında polis tarafından çevrede güvenlik tedbiri alındı.
Ağaca çarparak durabildi...
Ağaca çarparak durabildi...
Zonguldak’ın Ereğli İlçesinde gaz pedalı takılı kalan otomobil park halindeki araca carparak durabildi.
Kaza saat 21.00 sularında Bağlık mahallesinde meydana geldi. İddiaya göre park halinden çıktığı sırada gaz pedalı takılı kalan otomobil karşı şeritte park halindeki otomobile çarparak durabildi. Kazada her iki araçta da maddi hasar meydana gelirken motosiklet sürücüsü kazayı son anda atlattı. Hazırlanan tutanakların ardından araçlar kaza yerinden kaldırıldı.
Fatih Keleşten İstanbul Sözleşme Açıklaması
Fatih Keleşten İstanbul Sözleşme Açıklaması
Ülkemizde imzalanan ve bu sebeple İstanbul Sözleşmesi olarak anılan, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin ilk imzacısı Türkiye'dir ve 2011 yılında imzalanmış, 1 Ağustos 2014 tarihinde de yürürlüğe girmiştir.İstanbul Sözleşmesi, kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan, şiddeti önleme ve mücadelede temel standartları olan, devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen, imzacı ülkeler için bağlayıcı ve denetim mekanizması olan ilk uluslararası sözleşme olması nedeni ile önemlidir. Sözleşme, şiddet her kimden gelirse gelsin ve şiddet gören ister kadın, ister çocuk, ister erkek olsun, cinsiyet ayrımı yapmaksızın, evli olsun olmasın, eş, eski eş, sevgili, partner, ısrarlı takip mağduru gibi, şiddet gören her bireyin korunması gerektiğini düzenlemiştir.İstanbul Sözleşmesi şiddeti tanımlarken fiziksel şiddet dışında ekonomik, psikolojik, cinsel, duygusal şiddet tanımlarına da yer vermiş özel veya kamusal alan ayırt etmeksizin, şiddeti önleme ve koruma yükümlülüğü getirmiştir.Sözleşmenin en önemli hukuki getirilerinden birisi şiddet gören kadının beyanını esas almasıdır. Şiddet görme, yahut şiddet görme tehlikesi içerisindeyken herhangi bir delil sunmadan bu tedbirlerden ivedikle yararlanabilme hakkı, şiddet mağdurunun hayatını kurtarmaktadır.Sözleşme kadına yönelik şiddeti, insan hakkı ihlali olarak tanımlamaktadır. Kadının yaşam hakkının güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi'nin içeriği, kazandırdıklarını ve uygulamadaki aksaklıklarını konuşmak yerine kaldırılması kesinlikle doğru değildir. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek demek, kadının şiddet karşısında yalnız kalması, devlet güvencesinden mahrum bırakılması, en önemlisi de şiddeti devletin önlemek istememesi demektir. Bu sebeple öncelikle kadına yönelik şiddetin önlenmesinde, kadınlar ve erkekler arasındaki hukuki ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesini ve İstanbul Sözleşmesi ile 6284 sayılı yasanın etkin olarak kullanılmasını talep ediyoruz.DEVA Partisi olarak İstanbul Sözleşmesi ve partimizin bize yüklediği görev ile kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın sona ermesi için önceden de olduğu gibi mücadele etmeye devam edeceğiz.Şiddet son bulsun, kadınlar yaşasın diye…#İstanbulSözleşmesiYaşatırFatih KeleşDEVA Partisi Zonguldak İl Başkanı